Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Sivas’ta Madımak Oteli’nin yakılarak 2’si otel görevlisi, 33’ü aydın olmak üzere 35 kişinin katledilmesine ilişkin davada 5 sanık hakkında verilen zamanaşımı kararını onadı. Yüksek mahkeme, olayın insanlığa karşı suç olduğu yorumlarını da bu kararla birlikte reddetmiş oldu. Katliamda can veren aydınların ailelerinin avukatı Şenal Sarıhan, bu karardan sonra davayı Anayasa Mahkemesi’ne taşıyacaklarını açıkladı.
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, Sivas’ta 2 Temmuz 1993’te Madımak Oteli’nin yakılması ve 35 kişinin ölümüne ilişkin ana davadan dosyaları ayrılan 7 sanık hakkındaki davada, sanıklar Cafer Erçakmak veYılmaz Bağ’ın ölmeleri, Şevket Erdoğan, Köksal Koçak, İhsan Çakmak, Hakan Karaca ve Necmi Karaömeroğlu yönünden ise zamanaşımı nedeniyle kamu davasının düşürülmesine karar vermişti. Mahkeme, gerekçeli kararında katliamı insanlığa karşı suç olarak kabul etmemişti. Davanın avukatlarından Şenal Sarıhan ise yaptığı itirazda katliamın insanlığa karşı suç olduğunu bu nedenle zamanaşımı işlememesi gerektiğini ifade etti.
Cumhuriyet’teki habere göre, kararın temyiz edilmesi üzerine dosyayı görüşen Yargıtay 9. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin kararını onadı. Kararda, olayın ardından 102 sanık hakkında açılan davalarda sanıklara çeşitli cezalar verildiği ve dava süreçleri anlatıldı. Ana davayla ilgili Yargıtay 9. Ceza Dairesi ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun kararlarının da gözetildiği belirtilen kararda, “Sanıklar Erdoğan, Koçak, Çakmak, Karaca ve Karaömeroğlu’nun eylemlerinin subutu halinde haklarında 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) devlete karşı suçları düzenleyen 146. maddesinin 3. fıkrasının uygulanması gerekeceği yönündeki kabul ve vasıflandırmada ve buna bağlı olarak da zamanaşımının gerçekleştiği yönündeki kabulde isabetsizlik görülmemiştir” denildi.
Madımak katliamı davasında ölümüne ilişkin davadan dosyası ayrılan firari sanıklar Murat Sonkur, Eren Ceylan ve Murat Karataş’ın yargılanmasına ise Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ediliyor.
Davanın yargılaması devam ettiği sırada birçok skandala imza atıldı. Bir sanığın aranırken 27 Temmuz 1999’da Sivas Altınyayla Belediyesi’nde evlendiği, 22 Mayıs 1997’de askere gittiği, çocuğunu nüfusa kaydettirdiği, Emniyet’e başvurarak ehliyet aldığı anlaşıldı. Sanıklardan Yılmaz Bağ’ın ise aranırken Sivas Kangal ilçesinde düğün yaptığı belirlendi. Sivas katliamının acısı henüz tazeyken, Madımak Oteli’nin alt katına bir kebapçı açıldı. Yıllar boyunca bu restorana gelenler, 35 kişinin yanarak can verdiği mekânda kebap yedi. Bu duruma tepki gösterenlerin sesi, 2010 yılına gelindiğinde ancak duyuldu, kebapçı kapatılarak Madımak Oteli kamulaştırıldı. Ancak tüm taleplere rağmen müze yerine bilim ve kültür merkezine dönüştürülen Madımak’ta tartışma yaratan bir olay daha yaşandı. “Anı köşesi” adı verilen panoya katliamda ölenlerin isimlerinin yanı başına, iki saldırganın da adı yazıldı.
Kararı eleştiren avukat Şenal Sarıhan, Yargıtay’ın olayın insanlığa karşı suç olmadığını belirten yerel mahkeme gibi düşündüğünü söyledi. Kararın gerekçesini henüz görmediklerini dile getiren Sarıhan, “Ama Sivas’ta yaşanan olay açıkça insanlığa karşı suçtur ve zamanaşımıyla sanıkların hangi suçtan cezalandırılırsa cezalandırılsınlar zamanaşımından yararlanmaları gerekirdi. Bu konuda Anayasa Mahkemesi’ne başvurup iddiamızı sürdüreceğiz. Yargıtay, insanlığa karşı suç kararı verseydi Türkiye yargısı için önemli olurdu. İçinde buulnduğumuz Ortadoğu’da yaşanan sorunlar karşısında bir önlem niteliği de taşırdı” dedi.