“Yargıda paralel yapılanma” tartışmaları sürerken, Yargıtay Üyesi Abdullah Yaman’dan ilginç bir çıkış geldi. Yaman, “Ey benim hizmet ehli arkadaşım” diyerek başlayan bir metin yayınlayarak, “Bizlerin manevi tekamülüne katkı sunan kanaat önderlerimizi seveceğiz, sayacağız, ancak asla ve asla rab haline getirip, Allah’ın konum ve derecesine ikame etmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
Yeni Akit gazetesinde yer alan habere göre, 2010’daki Anayasa referandumundan sonra HSYK tarafından Yargıtay üyeliğine seçilen Abdullah Yaman, 17 Aralık operasyonunda yer alan ve Fethullah Gülen cemaatine yakın hakim ve savcılara tarihi çağrıda bulundu.
Abdullah Yaman, “Ey benim hizmet ehli arkadaşım” diye başladığı yazısında; “Hepimizin ortak referansı Kuran-ı Kerim’in bir çok ayetinde Allah bizlere seslenirken ‘akletmez misiniz’, ‘düşünmez misiniz’ gibi hitaplarla adeta hangi melekemizi geliştirmemiz gerektiğini gözlerimizin içine sokmuyor mu?” diyen Yaman, cemaat üyesi olmanın yanlış bir tarafı olmadığı belirterek, “Yanlışlık nerededir, diye soracak olursanız Kafatasımız içinde yer alan beynimizi, basit bir baz istasyonuna indirgemeyeceğiz Bizlerin manevi tekamülüne katkı sunan kanaat önderlerimizi seveceğiz, sayacağız, ancak asla ve asla rab haline getirip, Allah’ın konum ve derecesine ikame etmeyeceğiz. Dini anlayış ve yaşayışta referans sıramız ve normlar hiyerarşimizin; Allah, Peygamber ve ancak ondan sonra kanaat önderimiz olduğunu bir an olsun aklımızdan çıkarmayacağız. Birileri din adına bir şeyler emrettiğinde, öncelikle Kuran ve sünnet filtresinden geçireceğiz. Örneğin başkasının sırlarını ifşa yasağı, düşmanına dahi adaletle muamelede bulunma zarureti gibi, temel esaslarla bağdaşmayan bir şeyler istendiğinde ‘Allah’a isyan olan yerde kula itaat yoktur’ düsturuyla ayak direyeceğiz. Ehli sünnet inancımızda Peygamberler bile hata yapabilir, ilkesini benimsedikten sonra “benim imamım asla ve asla yanılmaz gibi” eylemli bir itikatla imanızın fabrika ayarlarıyla oynamasına müsaade etmeyeceğiz. Kaldı ki; Allah’ın verdiği akıl ve idraki amaç doğrultusunda kullanmadığınız için ‘kullanıcı hatasından’ garanti dışı kalması işin cabası olacaktır. Rabbim en başta ben olmak üzere hepimizi ıslah etsin.”
Gazetemize konuşan Ergenekon davasında tanıklık yapan gazeteci yazar Zihni Çakır, Abdullah Yaman’ın sözlerinde 17 Aralık operasyonunun kodlarına dair bir gönderme olduğunu söyledi.
Çakır, Yargıtay üyesi Abdullah Yaman’ın meslektaşlarına yönelik uyarısının, bir anlamda Paralel yargı tanımlamasındaki odağa da işaret etmesi bakımından önemli olduğunu belirterek, “Bu açıklama bilhassa Gülen Cemaati çevrelerinde şiddetle reddedilen paralel yargı söylemlerinin aslında bire bir Gülen Cemaatiyle bağlantılı bir durum olduğunun ispatı” dedi.
Çakır, uyarının aynı zamanda Gülen Cemaati içerisinde, bu yapıya bağlılığın da birkaç kritere göre farklılık gösterdiğini ortaya koyduğunu hatırlatarak, “Abdullah Yaman’ın kanaat önderlerini ilahlaştıranlara yönelik uyarısını bilhassa cemaat kültürüyle yetişmiş hakim ve savcılara atfetmesi cemaat tabanından bir kesimde böyle bir anlayışın yer aldığını da gösteriyor” diye konuştu.
'Tehlikeli bir örgütsel taassuba dayanıyır'
Zihni Çakır, şunları söyledi:
“Bu açıklamadan anlamamız gereken bir diğer detay da Gülen hareketi içerisindeki bürokratik oligarşinin ve yargı bürokrasisi ile emniyet yapılanmasının, hareket içerisinde bulunma kriterlerinin temel inanç değerleri dışında tehlikeli bir örgütsel taassuba dayandığıdır. Zannedersem bugün içinden çıkılmaz bir hal alan Paralel Yargı ve Paralel Emniyet tartışmalarını karmaşıklaştıran da tam bu. Çünkü Gülen hareketi içerisinde yuvalanan ve Küresel Nüfuz Casusluğu diye adlandırdığım bu şebeke, hareketin en tepesinden aşağıya kadar nüfuz etmiş durumda. Böyle olmasına rağmen bu harekete gönül vermiş sayın Abdullah Yaman gibi dini hassasiyeti yüksek, devletine ve ülkesine bağlı insanlar, toplum algısında bu casusluk şebekesinin anlaşılabilirliğinin önünü kapatıyor açıkça o karanlık yapılara kalkan oluyor.”
Öztürk: Çağrı olarak yargılıyorum
Her Yerde Adalet Platformu Genel Başkanı avukat Özkan Öztürk de, Yargıtay üyesi Abdullah Yaman’ın yapmış olduğu açıklamanın oldukça anlamlı olduğunu söyledi. Öztürk, “Bu açıklama; Cemaat mensuplarına, ileri gelen kanaat önderlerine ve bu süreci devlet krizi haline getiren cemaatin kalemşörlerine yönelik bir hukuk adamından ziyade akli selim bir aydın edasıyla meselelere sağduyulu yaklaşmamız gerektiği noktasında bir çağrı olarak algılıyorum” dedi.