Referandumda mühürsüz oy pusulalarını geçerli sayan YSK üyeleri hakkında yapılan 90 suç duyurusunu, Yargıtay “kopyala yapıştır” yöntemiyle reddetti. Hâkimlerin imzaları ve isimleri kararda yer almazken hukukçular uygulamayı “hukuka aykırı” olarak niteledi.
Cumhuriyet'te Ozan Çepni imzasıyla yayımlanan haber aynen şöyle:
16 Nisan referandumunda mühürsüz oy pusulalarını geçerli sayan YSK üyeleri hakkında yapılan suç duyurusu, Yargıtay’dan döndü. Yüksek mahkeme; CHP, HDP, İstanbul Barosu, İzmir Barosu’nun da aralarında bulunduğu yaklaşık 90 suç duyurusu dilekçesini ‘kopyala yapıştır’ yöntemle reddetti. Başvuruculara tebliğ edilen ret kararının oybirliği ile alındığı belirtilse de kararı alan hâkimlerin imzalarının, isimlerinin kararda yer almaması dikkat çekti.
16 Nisan referandumunda YSK’nin mühürsüz oyları geçerli sayması kararının ardından başlayan hukuki tartışma devam ediyor. Referandumun ardından YSK üyeleri hakkında soruşturma yapılarak, cezalandırılmaları yönündeki talepler Yargıtay tarafından reddedildi.
Yargıtay, YSK üyelerinin yargılanmasının talep edilmiş olmasına karşın; anayasanın “Yüksek Seçim Kurulu’nun kararları aleyhine başka bir mercie başvurulamaz” hükmüne bağlanması dikkat çekti. Yargıtay, mühürsüz oyları geçerli ilan eden YSK üyelerinin, “Anayasanın YSK’ye verdiği yetki dahilinde sonuçlandırmak dışında bir eylemlerinin bulunmadığı, şikâyet edenlerce gerçekleştirilen bu iş ve işlemlerin ceza veya disiplin soruşturmasını gerektirir mahiyette bulunmadığı anlaşılmakla dosyaların işlemden kaldırılmasına” hükmetti.
YSK üyelerinin suç işlediğini iddia eden yaklaşık 90 kurum ve kişi Yargıtay’ın kopyala yapıştır kararı ile karşılaştı. Aralarında CHP, HDP, İstanbul Barosu, İzmir Barosu, TMMOB Mimarlar Odası, Birleşik Kamu İş, Tüketici Hakları Derneği’nin de bulunduğu başvuruculara tebliğ edilen 3 sayfalık karar, “1 buçuk sayfa başvurucuların isim ve dilekçe tarihleri”, “yarım sayfa şikayetlerinin özeti”, “yarım sayfalık mevzuat” ve “birkaç cümlelik hüküm”den oluştu.
Yargıtay ve Danıştay’ın son dönemde bu tip başvuruları genel kurul gündemine alarak değelendirdiğini ve kararlarda hâkim imzalarının yer almadığını belirten İstanbul Barosu vekili Avukat Atilla Özen, “Karar oybirliği ile alınsa da bu bir mahkeme kararıdır ve başvurucunun kararı kimin aldığını bilmeye hakkı vardır. Karar ‘aslı gibidir’ ibaresi ile gönderilmiş, kararın aslı mahkemede ve esas kararda imzaların bulunması gerekse de bize iletilen kararlarda imzalar yer almamakta” dedi.
YSK üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunan ve kopyala yapıştır kararla karşılaşan Avukat İsmail Sami Çakmak da kararın “şeklen sakat ve hukuka aykırı” olduğunu belirterek, “Yargılama aşamalarında, muhbirin adı gizli, tanığın adı gizli, bilirkişinin adı gizli, soruşturanın adı gizli, sorgulayanın adı gizli, ‘Hazırun’un adı gizli, onaylayanın adı gizli, karar verenin adı gizli olması bir gelenek, bir kural haline getirilmek üzeredir. Söz konusu uygulama da bu tür uygulamalara icazet veren türdendir. Bir kâğıdı mahkeme kararı yapan altındaki hâkimin imzasıdır” değerlendirmesinde bulundu.
Mahkemenin başvurulara ilişkin gönderdiği kararda herhangi bir itiraz yolu göstermemesi de dikkat çekti. YSK üyelerine yargı yolunun açılmasına ilişkin taleplerin reddedilmesinin idari bir karar olduğunu belirten hukukçular, dosyaların işlemden kaldırılması hakkındaki karara karşı itiraza ilişkin bir açıklama olmamasına tepki gösterdi.
Gizli tutulan bilgilerle gerçeğe ulaşılamayacağını belirten Çakmak, “kararın bir inceleme- soruşturma yapılarak mı alındığı, yoksa resen mi alındığı da anlaşılamamaktadır. Kararda bu yolda bir açıklık yoktur. Bu karar sonuçta yargılamanın da önünü kesmiş olan bir karardır” diyerek Yargıtay Başkanlar Kurulu’na yaptığı yeni başvuruda karara yapacağı itiraz için de kararı alanların isim ve sıfatlarını gösteren bir örneği, karar bir soruşturma yapılarak verildi ise soruşturma raporunun onaylı bir örneğini talep etti.