Yargıtay 16. Ceza Dairesi, Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nin “gizli tanık” ifadesine dayanarak, Siirt’te yapılan gösterilere katıldıkları iddiasıyla 12 kişiye “örgüt üyesi” oldukları gerekçesiyle verdiği 75 yıl hapis cezasını bozdu. “Gizli tanık” ifadesinin tek başına delil olarak kabul edilemeyeceğine karar veren Yargıtay, sanıkların hakkında beraat kararı verilmesini istedi.
DİHA'nın haberine göre, Yargıtay 16. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin gizli tanık beyanına dayanarak, 12 kişiye verdiği 75 yıl hapis cezasını kanuna aykırı olduğunu belirterek, kararı bozdu. Polis, “gizli tanık” ifadesine dayanarak, 2011 yılında Siirt merkezde düzenlenen bir gösteride “yolu kapatarak polise taş attıklarını”, “örgüt propagandası yaptıklarını” ileri sürdüğü C.T., O.A. , İ.R., M.Ç., M.Ş.D., M.S.T., Y.B., A.D., M.Ş.A., R.Ç., S.A. ve N.B.’yi gözaltına alındı. Gizli tanık ifadesiyle tutuklanan sanıklar hakkında “Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek”, “Örgüte yardım ve yataklık” , “Örgüt propagandası”, Görevi yaptırmamak için direnme”, “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa muhalefet” suçlarından dava açıldı. Davayı 2012 yılında karara bağlayan Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi, “gizli tanık” ifadesi nedeniyle 15 ay tutuklu yargılanan sanıklara 6’şar yıl 3’er ay hapis cezası verdikten sonra, tahliye etti. Yerel mahkemenin verdiği karara itiraz eden sanıkların avukatları temyiz için Yargıtay’a başvurdu.
Temyiz başvurusunu esas ve usul yönünden inceleyen Yargıtay 16. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin “gizli tanık” ifadesine dayanarak verdiği kararı oy birliğiyle bozdu. Yargıtay 4 sayfalık kararında, yargılama sırasında askerde olan N.B.’nin ev adresine yapılan tebligatın usulsüz olduğu belirtildi. Kararda, “Örgüt propagandası” suçunu işledikleri ileri sürülen sanıklar hakkında yerel mahkemenin 6352 sayılı kapsamında verdiği kovuşturmanın ertelenmesine yönelik kararın hüküm niteliğinde olmadığı gerekçesiyle temyiz edilemeyeceği savunuldu. Yargıtay, “Örgüte yardım ve yataklık” ettikleri iddiasıyla yerel mahkemenin 12 kişiye verdiği 6’şar yıl 3’er ay hapis cezasında makul oranda indirimin yapmayarak fazla ceza verdiği tespitine yer verdi. Sanıkların kolluk, savcılık ve mahkemedeki ifade ve savunmalarında üstlerine atılı suçları kabul etmedikleri hatırlatılan kararda, dava dosyasında gizli tanık beyanı dışında başka bir delil bulunmadığı, “gizli tanık” ifadesinin ise tek başına delil olarak kabul edilemeyeceği vurgulandı. Suçu işlediklerine dair yeterli, her türlü kuşkudan uzak, kesin ve inandırıcı başka delil de elde edilmediği gözetilmeden sanıklara ceza verildiği kaydedilen kararda, sanıkların için verilmesi gereken beraat kararı yerine mahkûmiyet kararı verilmesi davanın bozulma gerekçesi olarak gösterildi.
Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin oy birliği ile verdiği kararda, yerel mahkemenin 12 sanık hakkında verdiği 6 yıl 3’er ay hapis cezasının kanuna aykırı olduğunu hükmederek, yargılamanın yeniden yapılması için dava dosyasını geri gönderdi.