Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, yasama organının “tek güç, mutlak güç” gibi gösterildiğini belirterek, “Yasama organının açıkça yargı denetimine kapatılmayan hukuksal işlemleri anayasal denetime tabidir” dedi. YARSAV Başkanı Eminağaoğlu, Uğur Mumcu Vakfında “Küresel Saldırılara Karşı Hukukun Savunulması” başlıklı bir konuşma yaptı. Küreselleşme sürecinin en belirgin noktasının “ulus devletlerin egemenliklerinin zayıflatılması” olduğuna dikkati çeken Eminağaoğlu, bunun da “çeşitli uluslararası kurumlara üyelik ve merkezi karar alma mekanizmalarının sınırlandırılması” şeklinde gerçekleştiğini söyledi. 11 Eylül saldırıları sonrasında terör bahanesiyle insan haklarıyla ilgili düzenlemeler yapıldığını anlatan Eminağaoğlu, bu düzenlemelerin “küreselleşmenin etki sahasının artırılmasına ve demokratik hukuk devleti ilkesini zedelemeye yönelik” olduğunu savundu. “Terörle Mücadele Müsteşarlığı” kurulması çalışmalarını da eleştiren Eminağaoğlu, bu çalışmayı “polis devletine kayış” olarak nitelendirdi. Eminağaoğlu, “Terörün küreselleşmeye alet edilmesi gibi potansiyel bir tehdit bizleri beklemektedir” dedi. Küreselleşmenin, “sonu olmayan ancak yönlendirilebilen bir süreç” olduğunu anlatan Eminağaoğlu, küreselleşmeye çağdaş uygarlık düzeyinin geliştirilmesi açısından yaklaşılması gerektiğini kaydetti. Anayasa’da egemenliği kullanacak devlet organlarının sayıldığını belirten Eminağaoğlu, “Yasama organı tek güç, mutlak güç gibi gösteriliyor” görüşünü dile getirdi. “Türkiye’de siyasi iradenin söyleminin ‘yargı darbesi’ sözüne kadar gidebildiğini” öne süren Eminağaoğlu, Anayasa Mahkemesinin varlık sebebinin yasama işlemlerini denetlemek olduğunu söyledi. Eminağaoğlu, “Türkiye’de yasama organının açıkça yargı denetimine kapatılmayan hukuksal işlemleri anayasal denetime tabidir” dedi. Türkiye’de siyasi iradenin, kendisine denetimsiz bir alan yaratmak amacıyla hukuksal denetimi eleştirdiğini savunan Eminağaoğlu, “Yargı hukuksal denetim adına olması gerektiği gibi hareket ettikçe, hukukun dışına çıkan bir güç olarak sunulmaktadır” değerlendirmesinde bulundu. Eminağaoğlu, bu sorunların aşılması için hukuk bilincinin ve insanların hak arama özgürlüğünün etkinliğinin artırılması gerektiğini kaydetti.