YASADAN 3 BİN ÇOCUK YARARLANACAK DİYARBAKIR (A.A)

-YASADAN 3 BİN ÇOCUK YARARLANACAK DİYARBAKIR (A.A) - 22.07.2010 - Diyarbakır Baro Başkanı Mehmet Emin Aktar, kamuoyunda ''taş atan çocuklar'' olarak bilinen çocuklarla ilgili düzenlemeleri içeren yasadan, 3 binin üzerinde çocuğun yararlanacağını söyledi. Aktar, yaptığı açıklamada, taş atan çocuklar olarak bilinen çocuklara ilişkin yasal düzenlemeyi belli konularda eksik, ancak genel anlamda olumlu bulduklarını belirtti. Bu yasal düzenlemenin Çocuk Adalet Sistemi'ne aykırı olarak yargılanan çocukların durumunu düzelteceğini kaydeden Aktar, ''Şu anda yaklaşık 200 çocuğun tutuklu olduğunu düşünüyoruz. Ama 3 binin üzerinde çocuğun da son 4 yıl içerisinde Terörle Mücadele Kanunu (TMK) kapsamında yargılandığı ve mağdur edildiklerini biliyoruz. Bu yasadan 3 binin üzerinde çocuk yararlanacak'' dedi. Asıl yapılması gerekenin, TCK'nın 220. maddesindeki değişikliğin yapılmadığını ifade eden Aktar, ''örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt üyesi'' gibi cezalandırılma yolundaki uygulamanın devam ettiğini kaydetti. -''YARGILAMA ÇOCUK MAHKEMELERİNDE YAPILACAK''- Aktar, devam eden davalarla ilgili yasa yürürlüğe girer girmez yeni bir düzenleme yapılacağını ve Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemeleri'nin ''görevsizlik'' kararı vererek dosyaları ilgili çocuk mahkemelerine göndereceklerini de belirterek, haklarında hüküm verilen ve dosyaları temyizde olan çocuklar hakkında ise Yargıtay'ın bozma kararı verip dosyaları geri çevireceğini ifade etti. Aktar, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Yargıtay, yeni yasal düzenlemeye göre yeniden yargılama yapılmasını isteyecektir. Cezası kesinleşenlerle ilgili ise, yasa yürürlüğe girdikten sonra bir başvuruyla dosya yeniden ele alınacak ve aynı süreç izlenecektir. Çocuk Mahkemeleri'nde, bu çocuklar Çocuk Koruma Kanunu'ndaki güvencelerden yararlanacaklardır. Haklarında sosyal inceleme raporları alınacak, pedagog ve psikolog huzurunda savunmaları alınacaktır. Mevcut durumda, Çocuk Koruma Kanunu'ndaki bu güvencelerden yararlanmaya engel bir durum yoktu. Ama bir zorunluluk da yoktu. Mahkemeler nedense bundan kaçındılar. Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemeleri, çocuklar hakkında sosyal inceleme raporu hazırlamadı. Eğer hazırlanmış olsaydı, inanıyorum ki birçok çocuğun iddia edilen suçu zihinsel ve bedensel olarak işlemeye ehil olmadıkları görülecek ve haklarında ceza verilmeyecekti.''