Yasal kürtajda kaçak devri; Şanlıurfa’da kürtajlar gizli yapılıyor

Yasal kürtajda kaçak devri; Şanlıurfa’da kürtajlar gizli yapılıyor

Bir kamu hastanesini arıyorum. Bağladıkları kadın hastalıkları ve doğum uzmanı doktor, telefonda rahat konuşamıyor. Cep telefonunu veriyor, “oradan arayın” diyor. Cep telefonundan aradığımda ise ‘Devlet hastanesinde bunu yapan hekime sorun yaşatırlar” deyip, haftasonunda özel hastaneye gelmemi istiyor.  Özel hastanenin de yapılacak işlemi bilmeyeceğini, kayıtlara farklı geçeceğini söylüyor.  Yapılacak işlem için 800 TL istiyor.

Farklı bir zamanda, bir özel hastaneyi arıyorum. Telefonda aktardıkları kişi önce bu işlemi yapmadıklarını söylüyor, doktorla görüştükten sonra ise “Yarın sabah yedi buçukta, acile geleceksiniz. Aç karnına...” diyor. Şaşırıp, hani yapılmıyordu diye sorduğumda hattın diğer ucundaki ses “Bu, telefonda konuşulacak, olmadığı için...” diyor.

Sabah 7 buçukta gidiyorum. Telefonda konuştuğum, doktorun aracısı olan kişiyi buluyorum. beni, hastanenin kantinine götürüyor. Köşede, insanlardan en uzaktaki masaya oturuyoruz. Bu operasyonun yasak olduğunu, sabah mesai başlamadan gizli yapabileceklerini, bir saat süreceğini söylüyor. Bin TL istiyor. “Doktor, geçen, yaptı bir tanesini” diyor.

Burası Şanlıurfa. Talep edilen işlem, aslında son derece yasal: isteğe bağlı kürtaj. Bu konuyu araştırmak için yarattığım senaryoya göre, kızkardeşim 8 haftalık gebe ve bunu sonlandırmak istiyor. Hastaneleri telefonla arayarak ya da oralara bizzat giderek gördüğüm tablo şu: Ülkedeki uygulamalar öyle bir noktaya gelmiş ki aslında yasal olan kürtaj pek çok yerde ya kayıtlarda farklı gösterilerek ya da hiç gösterilmeden tamamen kaçak olarak yapılıyor.

 

Tıbben gerekirse...

 

Beni kaçak kürtaj dünyasıyla karşılaştıran süreç, bilgi edinme yasası kapsamında sorduğum “Şanlıurfa’da hangi kamu hastanelerinde kürtaj hizmeti verilmektedir?” sorusuna gelen yanıtla başladı.

Şanlıurfa Kamu Hastaneleri Birliği (KHB) Genel Sekreterliği’nden 15 Eylül’de gelen yanıtta bu hizmeti veren hastanelerin isimleri sıralanıyor ama bir şarttan bahsediliyordu: tıbbi gereklilik.

Yanıt şöyleydi: “Kürtaj hizmeti Kadın Doğum Uzmanları tarafından tıbbi müdahalenin gerektiği durumlarda yapılmaktadır. Kurumumuza bağlı Kadın Hastalıkları ve Doğum Hastanesi, Akçakale Devlet Hastanesi, Birecik Devlet Hastanesi, Ceylanpınar Devlet Hastanesi, Viranşehir Devlet Hastanesi, Suruç Devlet Hastanesi, Harran Devlet Hastanesi ve Siverek Devlet hastanesinde Kadın Doğum Uzmanı çalışmaktadır.”

Oysa yasaya göre 10 haftaya kadar olan gebelikler sonlandırırken tıbbı gereklilik şartı yok. 2827 sayılı Nüfus Planlaması Hakkındaki Kanun’da “Gebeliğin onuncu haftası doluncaya kadar annenin sağlığı açısından tıbbi sakınca olmadığı takdirde istek üzerine rahim tahliye edilir” deniyor.

 

Başhekim: Cana kasıt

 

Şanlıurfa’daki tüm kamu hastanelerini tek tek aradığımda da aynı yanıtı alıyorum: “Yasak,” “doktorlarımız yapmıyor” “ilçelerde yapılmıyor”. Bu hastanelerden birindeki doktor, özel hastanede, karındaki fetusu ölü olarak gösterip  özel hastanede yapabileceğini söylüyor.

1 Ekim’de Şanlıurfa Kadın Hastalıkları ve Doğum Hastanesi’ne bizzat gidiyorum. Orada da isteğe bağlı kürtaj yapılmadığı söylenince, Başhekim Dr. Eyüp Sabri Şeyhanlı’nın odasına çıkıyorum. Şeyhanlı “Kürtaj, cana bir kasıttır” diyor, hastanelerinde isteğe bağlı kürtaj yapılmadığını, tek tek sormadıklarını ama hastanelerindeki doktorların bu işlemi yapmayı reddettiklerini söylüyor.

 

Özel hastaneler de yapmıyor

 

Daha sonra, Şanlıurfa’da kadın hastalıkları ve doğum servisi olan 7 özel hastanenin tamamını arıyorum. Sadece birisi isteğe bağlı kürtaj yapıldığını söylüyor. O da sadece 6-7 haftaya kadar olanları. Diğerleri olumsuz yanıt veriyor.

Bir özel hastaneyi, akşam vakitlerinde aradığımda, kadın doğum servisi yerine acil servisteki görevliye aktarılıyorum. O da bana önce hastanede isteğe bağlı kürtaj yapılmadığını söylüyor. “Nerede yapılıyor” sorusu üzerine ise “Ben bir doktorla görüşeyim” diyor ve sonrasında haberin başında aktardığım telefonda ve yüzyüze görüşme gerçekleşiyor.

Sonuç itibariyle tablo, Şanlıurfa’da 8 haftalık gebe bir kadın ne kamu hastanesinde ne özel hastanelerde normal prosedürlere uygun isteğe bağlı kürtaj yaptıramıyor.

 

‘Dinsiz doktor’

 

Şanlıurfa’da bir kamu hastanesinin kadın hastalıkları bölümünde çalışan doktor, kamu hastanelerinde hiçbir şekilde kürtaj yapılmadığını belirterek durumu şöyle açıklıyor: “Hekim üzerinde hem toplumun hem devletin baskısı var. Baksanıza, Cumhurbaşkanı bas bas bağırıyor, “Kürtaj cinayettir” diye. Özel hastanede bile olsanız teşhir edilirsiniz, ‘paragöz, dinsiz, vicdansız’ diye. Hiçbir hekim ‘isteğe bağlı kürtaj yapıyorum’ diyemez. Ancak el altından yapabilir.”

İsteğe bağlı kürtaj yapmaları durumunda özel hastane sahiplerinin de baskıya maruz kaldıklarını söyleyen doktor sözlerini şöyle sürdürüyor. “Gazete patronlarına nasıl baskı varsa onun aynısı. Paranız SGK’ya takılır, devletle başka bir işiniz vardır, sorun çıkar. O yüzden, kuralına uygun yapmak varken, kaçak göçek yapılıyor.”

Sağlık Emekçileri Sendikası Şanlıurfa Eş Başkanı Reşat Doğan çoğu doktorun muhafazakâr olduğu için bu işlemi yapmadığını söylerken  “Bazı doktorlardan da kürtaj yapmamaları yönünde mobbinge maruz kaldıkları şikayetini alıyoruz” diyor.

Sağlık Bakanlığı konuyla ilgili sorularımı yanıtsız bırakırken,  Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği Başkanı Prof. Cansun Demir kayıtdışı kürtajın sakıncalarına ilişkin şunları söylüyor: “Kayıtdışı olursa uygun olmayan şartlarda yapılabilir. Hasta görülmesin diye ameliyathanede değil de sterilitenin veya dezenfektanların olmayacağı bir yerde yapılabilir. Bu enfeksiyonlara yol açabilir. Ya da diyelim ki, kayıtdışı yapıldı ve rahim delindi, acil ameliyata girilmesi gerek. Bunu nasıl izah edecekler? İçerde bir parça kaldı, bir daha müdahale edilmesi gerekecek, onu nasıl açıklayacaklar? Maalesef, yasaklarla, toplumun ileriye gitme şansı yok.”

 

"Sadece Urfa değil"

 

Kamu hastanelerinde, yasaya uygun şekilde kürtaj yapılmaması sadece Şanlıurfa’ya özgü bir durum değil. Örneğin, Konya’daki Faruk Sukan Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi’ni aradığımda da “Hastanemizde evlilik dışı kürtaj yapılmıyor” şeklinde bir yanıt alıyorum.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, başbakan olduğu 2012 yılında “Kürtajı bir cinayet olarak görüyorum” demesinin ardından, yasa değiştirilmese de, fiili olarak pek çok kamu hastanesinde, isteğe bağlı kürtaj yapılmadığı medyaya yansımıştı. Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı , Şubat ayında yayımladığı raporda, İstanbul’daki 37 kamu hastanesinden sadece birinde yasaya uygun olarak 10 haftaya kadar, ikisinde ise 8 haftaya kadar isteğe bağlı kürtaj yapıldığını ortaya koymuştu.

 

"Senle olmazsa tavuk çöpüyle"

 

Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı’ndan Hazal Günel  ücretsiz ve güvenilir kürtaja erişimin yasal bir hak olduğunu belirterek, “Bir şehirde hiçbir kamu hastanesinin kürtaj yapmıyor olması, kadınları istemedikleri çocukları doğurmaya zorluyor ya da sağlıksız koşullarda kürtaj olmaya mecbur bırakıyor” diyor.

Prof. Cansun Demir de dini ve ahlaki olarak desteklenmese de kürtaj yaptırmak isteyen hasta grubunun varlığının görmezden gelinemeyeceğinin altını çizerek sözlerini şöyle sürdürüyor: “Siz, bu hasta grubunu yok sayamazsınız, seninle olmazsa Fatma Bacı’yla ya da tavuk çöpüyle yapacak bu işi. Ondan sonra da enfeksiyonlar ve anne ölümleri gelecek.”