T24 Dış Haberler
Britanya'da Muhafazakâr Parti üyelerinin verdiği oylarla ülkenin yeni başbakanı ve partinin yeni lideri Liz Truss olarak seçildi.
Britanya’da yeni başbakan ve Muhafazakâr Parti’nin yeni lideri olan Liz Truss, Boris Johnson’ın arka arkaya yaşadığı siyasi skandallarda istifa etmeyen sayılı kabine üyelerinden biri olarak Dışişleri Bakanı görevini sürdürmüştü.
47 yaşındaki Oxford doğumlu Liz Truss, matematik öğretmeni olan babası ve hemşire olan annesini “sol kanattan” olarak tanımlıyor.
Truss, üniversite eğitimini Oxford Üniversitesi’nde felsefe, siyaset ve ekonomi eğitimleri alarak tamamladı. Üniversite hayatı boyunca siyasette aktif olan Truss, o dönemler Muhafazakâr Parti değil, Liberal Demokratlar üyesiydi. Truss’ın Liberal Demokratlar döneminden 1994 yılındaki bir parti konferansında “monarşiyi dağıtmak” yönündeki konuşması hatırlanıyor.
Truss, üniversite hayatının sonlarında ise Muhafazakâr Parti’ye yöneldi. Truss, 2001 genel seçimlerinde Hemsworth, West Yorkshire için Muhafazakâr Parti adayı olarak yarıştı ancak kaybetti. 2005’te bir seçimde daha kaybeden Truss, siyasi amaçlarından vazgeçmedi.
2006 yılında Greenwich meclis üyesi olarak seçilen Truss, 2008’den itibaren Reform isimli bir Think tank için çalışmaya başladı.
2010 yılında Muhafazakâr Parti lideri David Cameron, Truss’ı öncelik adaylarında “A listesine” koydu ve Truss, South West Norfolk’tan seçildi.
Truss’ın ilk siyasi krizlerinden biri milletvekili olduğu dönemde birkaç yıl önce başka bir Muhafazakâr Parti milletvekili olan Mark Field’le ilişki yaşadığının ortaya çıkması oldu. Truss’ın vekilliğinin düşürülmesi için ilerleyen süreç sonuçsuz kaldı.
Truss’ın Britanya’nın yakın geçmişteki en büyük siyasi mesele olan Avrupa Birliği’nden ayrılma konusundaki görüşü içinde yıllar içinde değişti. Truss, Brexit konusunda “AB’de kalmayı” destekleyen kanatta yer almıştı. Öte yandan Truss, Brexit sonrası yaptığı açıklamalarda Avrupa Birliği’nden ayrılmanın iyi sonuçlar doğuracağını düşündüğünü söylemişti.
Truss, Theresa May’in başbakanlığı döneminde Adalet Bakanı olarak görev aklmış daha sonra Hazine Bakanlığı’na geçmişti. Boris Johnson’ın 2019 yılında başbakan seçilmesiyle Truss, uluslararası ticaret bakanı olarak görev almıştı.
Truss, 2021 yılında Dominic Raab’ın yerine, hükûmetin en üst düzey pozisyonlarından birine geçerek dışişleri bakanı olmuştu.
Truss’ın bakanlık döneminde Brexit sonrası Kuzey İrlanda krizi ve Rusya’nın Ukrayna’da başlattığı işgal gibi dış politika gündemleri geniş yer tuttu.
Truss’ın başbakan ve parti lideri olma yolundaki kampanya sürecinde tartışılan en temel mesele, yaşam pahalılığı krizine karşı “vergi yükünün düşürülmesi” çözümü oldu.
Rakibi, eski Maliye Bakanı Rishi Sunak, Truss’ın vergilerin düşürülmesi yönündeki planının enflasyonu tetikleyeceğini söyledi.
Truss aynı zamanda İskoçya Başbakanı Nicola Sturgeon’la bir gerilim yaşadı. Truss, Sturgeon hakkında “ilgi meraklısı” ifadelerini kullandı.
Britanya’nın ülkedeki sığınmacıları Ruanda’ya gönderme yönünde yaptığı tartışmalı anlaşmanın etkileri sürerken Britanya Dışişleri Bakanı Truss’ın anlaşmayı “Türkiye gibi ülkeleri de ekleyerek” genişletmeyi planladığı haberlere yansımıştı. The Times’ın aktardığı haberde, Truss’ın milletvekilleriyle yaptığı özel görüşmelerde Türkiye ile müzakere başlatmak istediği iddia edilmişti.
Haberin Türkiye’de de yankı uyandırması üzerine Dışişleri Bakanlığı bir açıklama yaparak tepki göstermişti. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç, "Sayın Truss'a atfen basında yer alan bu iddiaların asılsız olmasını ümit ediyoruz" demişti. Bilgiç, "Türkiye herhangi bir ülkenin sığınmacı kampı veya sınır muhafızı olmayacaktır" demişti.