‘Yaşam söz konusu olduğunda meme küçük bir detay’

Matematik mühendisi Şükran Demiralp’in (49) görünürde kanser olmak için hiçbir riski yoktu. İnceydi, sigara içmiyor, içkiden nefret ediyordu. İyi besleniyor, spor yapıyor ve sağlıklı bir yaşam sürdürüyordu. Üstelik ailede kanser öyküsü olan da yoktu. Ancak kanser bir gün ona da ‘uğradı’. Üstelik kanser olduğunu öğrenebilmek için epey uğraşması gerekti. Teşhisle birlikte sol memesi alınan Demiralp, yaşadıklarını kısa bir filmle anlatmış. Ancak onu bu hafta yeni bir operasyon bekliyor, sağ memesi de alınacak. Radikal’deki haberde Demiralp’in yaşadıkları anlatılıyor. Rahatsızlığınızı ne zaman öğrendiniz? 2006 yılında kanser olduğumu öğrendim. Ama 2002’de de sol mememde bir sertlik ve ağrı hissetmiştim. Kadın doğum uzmanıma gidip yıllık kontrollerimi yaptırıyordum. O mamografi istedi. Çektirdiğim mamografide bir şey çıkmadı. Doktor meme cerrahına gitmem gerektiğini de söylemedi. Aradan dört yıl geçti. Sol mememdeki sertlik yumuşadı ya da dikkat çekmeyecek bir hale geldi. Kadın doğumcum gerek görürse mamografi çektiriyordum. 2006 yılı Mart aylarında yoğun bir ağrı ve sertlik hissettim sol mememde. Ağrı olduğunda halk arasında iyi huyludur, kötü değildir diye düşünülür. Oysa ki her zaman böyle olmayabiliyor. Bu sefer meme cerrahına gittim. Genel cerrah muayene etti ve hissettiği kitleden çok hoşlanmadı. Mamografi çektirdim ancak meme dokum yoğun olduğu için bir şey görülemedi. Ultrason da çektirdim. Fibrokistik meme yapım olduğu söylendi. Yani kansere dair bir bulgu yoktu. Kadınların çoğunda eğer bir tümör varsa bu genelde mamografi veya ultrasonografide yakalanıyor. Ancak bendeki tümör istisnai olarak yakalanamadı. Bunun nedeni tümörün çok küçük boyutta olmasıydı. Bunu küçük kum tanelerinin yayılması gibi düşünebilirsiniz. Bu, hem avantaj hem de dezavantaj. Avantaj, çünkü tümör daha başlangıç evresinde. Dezavantaj, çünkü çok küçük ve gözükmüyor. Meme küçük, kanser büyük Peki nasıl anlaşıldı? Normalde böyle bir durumda altı ayda bir kontrole çağrılıyorsunuz. Ama benim doktorum üç-dört ay sonra tekrar gelmemi istedi. Bu arada biyopsi önerdi. Ultrasonografi eşliğinde biyopsi yapıldı. Yapılan her tetkik belli bir yüzdeyle size doğru sonucu veriyor. Yani yüzde 98 doğru ama yüzde 2 de hata payı da var. Sizde de bu şekilde mi oldu? Evet. Üç ay sonra tekrar ultrasonografiyle bakıldı, bir şey çıkmadı. Sol mememdeki kitlenin yayılmış olduğunu hissettim. Kontrastlı MR önerdi. Kitle alınabilirdi ama memem küçüktü. Kitle alınsa memenin tamamı gidecekti. Kontrastlı MR’da da sonuç çıkmadı. Açık biyopsi yapıldı. Neden bunları yaşadınız? İletişim problemi oldu galiba. Tıpta terminolojik açıklamalar var. Bir kısmını anlıyor bir kısmını anlamıyorsunuz. Açık biyopsi yapılırsa ve eğer kanser isem meme alınacaktı, kanser değilsem meme alınmayacaktı şeklinde düşünüyordum. Açık biyopsi ameliyatından çıktım ama memem duruyordu. O zaman kanser değilim diye düşündüm ama daha sonra patolojiden gelen rapor ve ameliyat sırasındaki inceleme kanser olduğunu ortaya çıkardı. Memenin alınması gerekiyordu. O sırada bana anlatılmamış olabilir veya kaçırmış olabilirim anlatılmışsa da... Bazı durumlarda ameliyat sırasında anında meme de alınıyor. Ben istisnai bir durumda olduğum için böyle oldu sanıyorum. Pek çok kişinin öyküsünü dinledim hiç kimse benim gibi tetkikten tetkike koşmamış. Benim kanser hücrelerim 0.1, 0.2 çapında ve kum tanesi gibi yayılmış. Sizdeki tümör yayılmaya müsait miydi? Tüm vücuda yayılabilir özellikteydi. Risk altındayım hâlâ. Sağ meme, kemik, akciğer, karaciğer gibi organlara da sıçrayabilir. Bana büyük olasılıkla iyi huylu olabileceği söylenmişti. Çünkü ailede hiçbir kanser türü yok. Kilom genç kızlığımdan beri aynı. Fena beslenmem, sigara içmem, içkiden nefret ederim, uykum düzenlidir, uzun yürüyüşler yaparım. Hiçbir risk faktörüm yok yani. Sintigrafi çekilirken vücuda bol miktarda radyoaktif madde veriliyor. Bir hafta boyunca hamile kadınlar ve çocukların yanına yaklaşmayın deniyor. O kadar huylanıyordum ki yanıma küçük bir çocuk, hamile bir kadın yaklaşacak diye. Belki ben çok küçükken böyle birinin yanına yaklaştım. Çernobilden mi ondan mı bundan mı? Bunu bilmek mümkün değil. Herkes kadar risk altındaydım ama kendim için oldukça dikkatliydim. Hastalığınızı çevrenizle paylaştınız mı? Mümkün olduğunca çok fazla insanla paylaşmamaya çalıştım. Oğlumla en son paylaştım çünkü çok hassastır. Kendim güçlendikten sonra insanlarla paylaştım. Anneme çok geç söyledim, çünkü ona kıyamadım. Memeniz alınınca ne hissettiniz? Memem gittiyse gitti ne olmuş? Yaşam gidebilir o durumda. Çünkü ben, yaşam gidecek diye çok korkuyordum. Koskoca bir yaşamın yanında küçük bir memenin ne önemi vardı? İhmal edilebilir bir kitleydi. Olaya matematiksel yaklaşmak durumundaydım. İyi bir huyum var, depresyona hiç girmedim. Öleceğim varsa öleceğim diye düşündüm. Yeni bir meme yaptırdınız mı? Onu düşünmedim. Neden? Tetkikler çok hırpalamıştı beni ve yeni bir şeye girişmek istemedim. Memem olsun bunlara katlanayım diyecek halde değildim. Yaşın ve yaşamın bana getirdiklerini bir yere kadar kabul ederim. Sol memesizliği tolere edebiliyorum hâlâ. Üç-beş yıl geçsin bakalım. Eğer depresyona girersem düşünürüm. Meme olmaması sizi etkilemiyor mu? Küçük olduğu için hissetmiyorum.Yazın nasıl denize gireceğim sorundu. Süngerli sütyen giyerek rahat bir şekilde denize girebiliyorum. Aslında fark edilse de benim için sorun değil. Ama bunun bir gösteriş unsuru olarak görülmesini istemiyorum. Yaşam söz konusu olduğunda meme küçük bir detay gibi. Şanslı olduğunuzu düşündünüz mü hiç? Bu olaya yakalanan herkesin bir parça şanslı bir parça da şanssız olduğunu düşünüyorum. Kendini bırakan biri olsaydım daha kötü olabilirdim. Yıllardır beraber olduğunuz bir parçanız gitmiş ve üzülmek için bu iyi bir neden aslında. Bilgim arttıkça güçlendiğimi hissettim.Meme kanseri oldum diye yaşamın mantığı değişmiyor. Araştırırken bir arkadaşımın annesinin memesini alan cerrahın kendi eşini meme kanserinden kaybettiğini duydum. Yani aslında bir noktadan sonra herkes çaresiz. Kanser nedeniyle depresyona girmedim, o yüzden şanslıyım. ‘Kanser beni güçlendirdi’ Kanser olmanın en zor tarafı nedir? Öldüğünüzde geride kalan tablo ne olacak diye düşünüyorsunuz. İki kedim vardı. Ameliyatımdan sonra onları kaybettim. Sol memem alındı diye ağlamadım ama onları kaybettiğim için ağladım. Hayat garip bir şey. Bir sürü insan trafik kazalarında, terör nedeniyle vs. ölüyor. Bunların içinde meme kanserinin önem yüzdesi nedir? Sadece kansere odaklanmayı sevmiyorum, yaşam devam ediyor, etmek zorunda. Kanser sizi güçlendirdi mi? Zayıflatabilirdi de ama güçlendirdi. Çünkü öyle istedim, başka çarem yoktu. Bunu ben yaşıyordum. Güçlü olması gereken bendim. Düzenli kontrole gidiyor musunuz? Üç ayda bir meme cerrahıma gidiyorum. Gerekli gördüğü tetkikleri yaptırıyorum. Yılda bir mamografi çektiriyorum. Ultrasonla da baktırıyorum. Kan tetkiklerimi yaptırıyorum. Yıllık kadın doğum kontrolü yaptırıyorum. Bende kanser hücrelerini çoğaltan reseptör çok saldırganmış. Ama bunu bilmek bile beni korkutmuyor. Doğum kontrol hapını uzun süre kullanmayın İstanbul Üniversitesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vahit Özmen, kadınlarda en sık görülen kanserlerin başında gelen meme kanserinde erken adet görme, hiç doğurmama, uzun süre doğum kontrol hapı kullanma, geç doğurma gibi faktörlerin risk olduğunu söylüyor. Meme kanserinin nedeni ne? Tam olarak bilmiyoruz ama östrojen hormonunun meme kanserine neden olduğu deneysel çalışmalarla gösterilmiş. Meme kanseri, süt yapan meme dokusu ve daha sık olarak süt taşıyan süt kanallardan kaynaklanan bir tümör. Genel olarak tek hücreyle başlar ve 1 cm. çapına ulaşması için beş yıldan daha uzun bir süre geçer. Başlangıçta çevresine yayılma eğilimi olmayan kanser (in situ), zaman geçtikçe kan damarları ve lenf kanalları içerisine geçerek koltuk altı lenf bezleri ve diğer organlara yayılabilir. Meme kanseri, daha çok 40 yaşın üzerindeki kadınlarda görülür. Ancak günümüzde daha genç yaştaki kadınlarda da meme kanserinin olduğunu görüyoruz. Bunun nedeni, kadınlarda stresin artması, çalışma zorunluluğu, geç doğurma veya hiç doğurmama, erken adet görmeye başlama, beslenme ve çevreye bağlı diğer faktörler olabilir. Erken adet görmek derken kaç yaşından söz ediyorsunuz? Mesela kadının 12 yaşından önce ilk adetini görmesi risktir. Aynı şekilde menopoz yaşının uzun olması, yani 55 yaşından sonra menopoza girmek de risk. Menopoz nedeniyle hormon replasman tedavisi almak, yani östrojen takviyesi sorun olabiliyor. Uzun süre doğum kontrol hapı kullanmak riski artırır. Ne kadar uzun? Beş yıl diyen de 10 yıl diyen de var. Ama 10 yıl gerçekten risk. Bir de kısırlık nedeniyle hormonların yüklenmesiyle risk alınıyor. Östrojenin meme kanserinde etkisi var. Östrojeni vücuttan yok etmek de tedavi ediyor. Adet gören kadınlarda yumurtaların yok edilmesi meme kanseri tedavisidir. Meme kanserine yakalanan kadında östrojen reseptörü varsa yumurtaları alarak östrojeni yok ediyorsunuz. Böylece o kadında hastalığın tekrarlanma riski yüzde 100’e kadar azalıyor. Meme kanserinin görülme sıklığı nedir? Kadınlarda en sık görülen kanser. Kadınlarda görülen tüm kanserlerin dörtte biri memede yerleşiyor. Meme kanseri daha çok gelişmiş ülkelerde görülüyor. Ancak ülkemizde tarama mamografisinin yaygın olarak uygulanması bu ülkelerde daha erken tanı ve tedavi sağlamakta, böylece hastaların üçte ikisinde ameliyatla meme alınmamaktadır.