T24- Anadolu doğasının son yıllarda uğradığı büyük yıkıma karşı başlayan Büyük Anadolu Yürüyüşü vadilerden, köylerden, kasabalardan, şehirlerden yola çıkan kervanlarla Ankara'ya doğru ilerliyor. "Anadolu'yu vermeyeceğiz" sloganıyla yola çıkan yürüyüşe usta yazar Yaşar Kemal de kaleme aldığı mektupla destek verdi.
Radikal gazetesinde yayımlanan haber (13 Nisan 2011) şöyle:
Güney Ege kervanının Bodrum kolu 10 Nisan da 150 kişinin uğurlaması ile yola çıktı.
'Anadolu’yu Vermeyeceğiz’ mesajını taşıyan Büyük Anadolu Yürüyüşü, doğa haklarının anayasal güvence altına alınmasını, Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu Tasarısı’nın geri çekilmesini, Anadolu’nun tüm akarsularının satılmasına neden olan, sayısı 4 bini bulan HES ve barajların durdurulmasını istiyor. Yürüyenlerin talepleri arasında dağları yok edecek olan 40 binin üzerindeki maden ruhsatının iptal edilmesi, nükleer enerji projelerinin durdurulması, 2B gibi ormanları yok edecek yasa tasarısının derhal geri çekilmesi gibi doğa üzerinde yok edici etkileri olan faaliyetlerin durdurulması da yer alıyor.
Anadolu babamızın çiftliği değil
Yaşar Kemal de Büyük Anadolu Yürüyüşü'ne mektup yazarak destek veriyor. Usta yazarın kaleme aldığı metin şöyle: "Doğaya düşman olan bir ülke olduk.
Toros dağları bizim dağlarımızdı. Çocukluğumda, gençliğimde dağlara yaylaya giderdik. Bahar ve yaz günlerimiz Toroslar’da geçerdi.
Yaylalar çok güzeldi. Ormanlarda çiçeklerin kokusundan geçilmezdi. Yiyecek otlar herkese güç verirdi. Dağlarda insanlar hastalık bilmezlerdi.
Bugüne geldik. Bu günler, o günler değil. Bu ağaçlar o ağaçlar değil, bu çiçekler o çiçekler değil. Yaylalara girildi, ormanlar kesildi, ağaçlar gece gündüz ovalara, şehirlere, kasabalara, köylere taşındı, ceviz ağaçları da başka ülkelere. Ormanlarda ceviz ağaçları tükendi.
Eskiden her kırk, otuz, yirmi çınarın altındaki pınarlar kalmadı, kızlarına o pınarların adını koyanlar da hemen hemen kalmadı. Yağmur suları ile köylerin, kasabaların, illerin evleri, bahçeleri, tarlaları sular altında kaldı. Yağmur suları artık her yeri kesip kıracak. Bu, kazançlarından başka dünyayı görmeyen, bilmeyen yöneticilerin marifetidir. Bu, erozyon deyince gülenlerin, ne olduğunu bilmeyenlerin ahmaklığıdır.
Son yıllarda bir de barajlar çıktı. Bilenler bilir, dünyada birçok ülke barajların belasına uğramıştır. Bizde barajların ne olduğunu bilmeyenler gitsinler Rusya’yı Mısır’ı görsünler, gelsinler bizi görsünler. Adana’yı, Urfa’yı görsünler. Gelenler bir de Allianoi’yi, Hasankeyf’i görsünler.
Allianoi’nin ne olduğunu bilmeyenler üstüne çakıl taşı dökmüşler. Oysa burası insanlığın sağlık merkezidir, insanlığın kutsal bir yeridir. Bizim kıymetli barajcılarımız çok zekilerdir, üstünü çakılla, kumla örtmüşler. Niçin görsünler insanlar onları? Görsünler de güldüklerinden utansınlar.
Bir de Hasankeyf var. Hasankeyf’te baraj yapılsın diye bize, bize değil barajcılara bazı Avrupa ülkeleri para vermek istemişler, sonra da seçmenleri bu paranın nereye gideceğini anlayıp tepki verince parayı vermekten vazgeçmişler. Sayın ya elbette sayın politikacılar herhalde şaşırmışlardır.
Bize gelince Anadolu babamızın çiftliği değildir. Size ben söylüyorum. Ben bir Anadolu köylüsüyüm. Anadolu’yu baştan başa gazeteci olarak dolaştım. Bu halkı iyi biliyorum. Anadolu’yu keyfiniz için bu hallere sokuyorsanız yanlışsınız. Belki siz de Anadolulusunuz da başınız dönmüştür. Öyledir herhalde, bilemiyorum, başınız dönüyorsa Allianoi’ye gidin, belki size bir ilaç bulunur.
Size öğüt vermek istemiyorum, öğüt sevmem, konuşmamı öğüt saymayın.
Bugün varsınız yarın yoksunuz, bu Anadolu insanları kolay bağışlamaz. Anadolu, topraklarının üstüne titrer, Kurtuluş Savaşımıza bakın.
Bugün bir kez daha “Anadolu’yu Vermeyeceğiz” diyerek yola çıkanların yolu açık olsun."
Yola çıkan kervanlar Güney Ege kervanı
Güney Ege kervanı 9 Nisan’da Muğla Yuvarlakçay’dan 300 kişinin uğurlaması ile yola çıktı. 20 kişi ve bir eşekleri ile ilerleyen kervan ilk gün Köyceğiz’e kadar yürüdü ve burada davul zurnalarla karşılandı. İkinci gün Karaböğürtlen’e varan kervan, üçüncü günlerinde Gökova Akyaka’dan katılanlarla Muğla’ya doğru ilerliyor. 16 Nisan’da Bodrum’dan gelen kervanla Muğla’da birleşecek, yollarına birlikte devam edecekler. Güney Ege kervanının Bodrum kolu ise 10 Nisan’da 150 kişinin uğurlaması ile yola çıktı. Sekiz kişinin yürüdüğü kervana Yaşaryaren isimli atıyla bir at arabası ve bir de köpek eşlik ediyor.
Doğu Karadeniz kervanı
Ankara’ya en uzak mesafe olması dolayısıyla yürüyüşe ilk çıkan kervanı, 2 Nisan’da Artvin’den 300 kişi uğuladı. Yaklaşık 300 kilometre yolu dokuz günde kat eden kervana yol boyunca Fındıklı, Fırtına Vadisi, Senoz, İkizdere, İyidere, Solaklı, Sürmene ve Trabzon’dan katılımlar oldu. 11 Nisan’da Çoruh İspir kolu ile birleşen kervan, günde yaklaşık 25-30 kilometre arası yürüyor.
Doğu Karadeniz, zorlu iklim koşulları, otoban kenarından yürümek zorunda kaldığı için sürekli egzoz dumanına maruz kalınması, zaman zaman 1000- 1500 metrelik tünellerden geçiyor olmaları dolayısıyla yürünen en zor rota. Kervan, vadilerin derelerinin denize aktığı sahillerde yöre halkı tarafından karşılanıyor ve konaklamaları için evlerinde misafir ediliyor.
Mezopotamya kervanı
Büyük Anadolu Yürüyüşü’ne Doğu Karadeniz ve Güney Ege’den sonra katılan üçüncü kol, Mezopotamya kervanı 10 Nisan günü Hasankeyf’ten yola çıktı. 40 gün 40 gecede Ankara’ya varacak olan kervan, davullar, zurnalar ve dualarla uğurlandı. Kervanı uğurlamaya gelenler arasında Diyarbakır ve Şanlıurfa’dan destekçiler de vardı. Ilısu barajının tehdit ettiği köylerden geçerek yola devam eden kervan ilk gecesini Suçeken köyünde geçirdikten sonra ikinci gün Batman’a doğru yol aldı. Yol boyunca katılımların artacağı kervan, Doğu Karadeniz kervanı ile birleşerek Ankara’ya doğru devam edecek.
Batı Akdeniz kervanı
Dün Antalya’dan yola çıkan kervan, yola çıkmadan önce Kaleiçi’nde sokak şenliği düzenleyerek Antalyalılara yürüyüş hakkında bilgi verdi. 7 Mayıs’ta Akşehir’de Güney Ege kervanı ile birleşecek Batı Akdeniz kervanı Antalya, Isparta ve Konya illerinden geçerek Ankara’ya ulaşacak.
Yola çıkmayı bekleyen kervanlar:
Doğu Akdeniz kervanı: 16 Nisan’da Antakya’dan yola çıkacak kervan, İskenderun’dan Mersin’e geçerek 19 Nisan’da Türkiye’nin son göçerleri Sarıkeçililer ile yola devam edecek.
Ege kervanı: Bugün Ayvalık’tan yola çıkacak kervan, 17 Nisan tarihinde İzmir’den çıkacak kervanla birleşerek Manisa, Kütahya ve Uşak üzerinden katılımlarla Ankara’ya yürüyecek.
Trakya kervanı: Kervan, 22 Nisan’da Enez’den çıkacak ve 2 Mayıs’ta İstanbul yürüyüşçülerinin katılımı ile Kocaeli, Akyazı, Mudurnu ve Beypazarı’ndan geçerek Ankara’ya varacak.
Batı Karadeniz kervanı: Karadeniz Ereğlisi,Kastamonu ve Bartın illerinden nisan ayının son haftası yola çıkacak İç Anadolu kervanı: En son yola çıkacak olan kervan, 5 Mayıs günü Avanos’tan başlayacak
Büyük Anadolu Yürüyüşü
*Tümüyle bireysel ve gönüllü çabalarla gerçekleşen yürüyüş herkesin katılımına açık.
*Amaç, Anadolu doğasının katliamına dur demek.
*10 ayrı koldan yola çıkan kervanlar, geçtikleri güzergahlardan katılımlarlarla büyüyerek yürüyorlar.
*Kervanda yürüyen insanlara at, eşek, deve, köpek gibi hayvanlar da eşlik ediyor.
*Yürüyüşçüler, rota boyunca geçtikleri köylerde çeşitli etkinlikler yaparak yörenin kültürel ve doğal zenginliği hakkında bilgi ediniyorlar.
*Kervanlar her gün yaklaşık 20 kilometre yürüyor.
*En uzun yürüyecek Doğu Karadeniz kervanı 50 günde, en kısa yürüyecek İç Anadolu kervanı ise 17 günde Ankara’ya ulaşacak.
*Kervanlar çoğunlukla konakladıkları köylerde, illerde yaşayanlar tarafından misafir ediliyorlar.
*Kimi bölgelerde kervanlara güvenlik amacıyla jandarma ya da ambulans eşlik ediyor.
*Kervanlar Ankara’da kamp kuracak ve taleplerini elde edinceye kadar Ankara’dan ayrılmayacak.