T24 - Hakkari Şemdinli’de 2004’te 5 yaşındaki Adem Yiğit’e polis panzeri çarptı. Adem oracıkta can verdi, panzer sürücüsü polis yargılandı, cezası ertelendi. Aile İçişleri Bakanlığı aleyhine 50 bin TL’lik tazminat davası açtı ama mahkeme, “Küçük bir çocuğun vereceği üzüntü bu kadar büyük olamaz” diyerek, istenen 50 bin TL’yi çok buldu. 5 yaşındaki Adem Yiğit, 2000 yılında üç kızın arkasından doğduğunda ailede bayram havası estirmişti. Baba Mahmut ve anne Aysel, “Artık oğlumuz da oldu başka çocuğa gerek yok, onları büyütelim bize yeter” düşüncesindeydi. Evin neşe kaynağı Adem, 11 Ağustos 2004 günü Zeynep ve kız kardeşi ile parka gitti. Üç kardeş parka doğru kaldırımda yürürken bir anda üzerlerine Şemdinli İlçe Emniyet Müdürlüğü Özel Harekat Timi’ne ait bir panzer geldi. Abla Zeynep kardeşini kurtarmaya çalıştı ama başarılı olamadı. Adem, ablasının kollarında son nefesini verdi. Yiğit ailesi ise yıkıldı. Çünkü üç kızdan sonra dünyaya gelen tek erkek çocukları artık yoktu. Aile, Şemdinli Asliye Hukuk Mahkemesi’ne panzer sürücüsü polis memuru İdris Yalçın için dava açtı. Yargılamada Yalçın 8/5 kusurlu bulundu, 1 yıl 3 ay hapis cezası aldı. Ama ceza ertelendi. İçişleri Bakanlığı’na dava açtı! Bu kararın ardından aile bu kez de İçişleri Bakanlığı aleyhine 50 Bin TL’lik maddi ve manevi tazminat davası açtı. Davaya bakan Şemdinli Asliye Hukuk Mahkemesi bu talebi çok görerek aileye sadece 4 bin TL tazminat verilmesine hükmetti. Mahkemenin açıkladığı karar ise aileyi bir kez daha yıktı. Çünkü mahkeme, “Küçük yaşta ölen birisinin anne ve babaya vereceği üzüntü ile belirli bir yaşa ve sosyal konuma gelmiş birisinin ölümünün vereceği üzüntünün bir olmayacağına” kanaat getirmişti. Maddi tazminat talebini de trafik sigortası zaten aileye ödeme yaptı diyerek reddetti. Bu kararın ardından ailenin avukatı Kerem Akdoğan Yargıtay’a başvurarak itirazda bulundu. Ve Yargıtay nihai kararını verdi: “Yerel mahkeme kararında haklıdır” ‘Oğlumu versinler’ Kararın çıkmasının ardından baba Mahmut Yiğit, “Ben beş yaşındaki oğlumu kendi ellerimle toprağa verdim. Evimiz hâlâ yas evi. Her gün oğlumun mezarına giderek ağlıyoruz. Annesi hâlâ kendine gelemedi, kızlar desen kardeşlerinin adı geçtiğinde ağlıyor. Ama mahkeme çıkıp ‘o kadar üzülmüş olamazsınız’ diyor. Nereden biliyorlar. Benim ciğerim yandı hala da yanıyor. Alsınlar paralarını o zaman versinler benim oğlumu” diyerek isyanını dile getirdi. Anne Aysel Yiğit ise, “Benim içim yanıyor onlar üzülmemişsindir diyor. Ne diyeyim ki” dedi. ‘AİHM’e gideceğiz’ Avukat Kerem Akdoğan ise iç hukuk yolları artık tıkandığı için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurduklarını belirterek, “Ölüme sebebiyet veren insan kusurlu bulundu ama aldığı ceza ertelendi. Anne ve babaya senin çocuğun küçüktü o kadar acı çekmiş olamazsın denildi. Bir anne ve baba için çekeceği acı çocuğun yaşıyla mı ilgili? Biz adil yargılama yapılmadığı ve tazminat miktarının çok düşük olduğu gerekçesiyle 200 bin avro tazminat talebiyle AİHM’e başvurduk” diye konuştu.