Hrant Dink davasına bakan 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin sanıklarla ilgili verdiği karar dosyasını üzerinden 8 ay geçmesine rağmen Yargıtay’a gönderemesi Yasin Hayal'in yahliye edilebileceği tartışmasına neden oldu. Ancak Yargıtay’ın sistemli olarak uzun tutukluluk süresini yerel mahkemenin kararı açıkladığı tarihe kadar geçen süre olarak hesaplaması, Hrant Dink suikasti hükümlüsü Yasin Hayal’in tahliye edilmesinin önüne geçecek.
Milliyet gazetesinde yer alan habere göre; Hrant Dink cinayeti davasına bakan ve cinayetin örgütlü işlenmediğine yönelik kararı nedeniyle büyük eleştiri toplayan İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, sanıklarla ilgili verdiği kararın üzerinden 8 ay geçmesine rağmen dosyayı hala Yargıtay’a gönderemedi. Bu durum, 4 ay sonra 5 yıllık tutukluluk süresi dolacak olan cinayetin azmettiricisi Yasin Hayal’in, örgütsüz suçlarda en fazla 5 yıl tutuklu kalınacağına yönelik CMK hükmü nedeniyle tahliye edilebileceği tartışması başlattı. Ancak Yargıtay, büyük eleştirilere yol açan Hizbullah davası sanıklarını tahliye kararından bu yana verdiği kararlarda, sistemli olarak uzun tutukluluk süresini yerel mahkemenin kararı açıkladığı tarihe kadar geçen süre olarak hesaplaması, Hayal’in tahliye umudunu suya düşürecek. Hayal, davası yerel mahkeme tarafından 5 yıllık tutukluluk süresi dolmadan karara bağlandığından, radikal bir değişiklik olmazsa, tahliye edilmeyecek. Yargıtay 1. Ceza Dairesi, Dink cinayeti tetikçisi Ogün Samast için de aynı yönde karar vererek, Yargıtay’ın davasını karara bağladığı tarihe kadar geçen süre 5 yıldan fazla olmasına rağmen tahliye talebini reddetti.
8 aydır beklemede
Dink cinayetinin örgütlü biçimde işlenmediğine karar veren, bu kararı için “örgüt var ama delil yok” açıklaması yapan, sanık Coşkun İğci hakkındaki kararı açıklamayı unutan, dosyayı kararı tüm taraflara tebliğ etmeden Yargıtay Başsavcılığı’na gönderdiği için, dosyanın geri gönderilmesine yol açan mahkeme, eksikleri tamamlayarak dosyayı halen Yargıtay’a geri gönderemedi. 6 Haziran’da Yargıtay’a gönderilen ancak eksikler nedeniyle 3 Temmuz’da geri gelen dosya, hâlâ İstanbul’da bekliyor. Bu durum, Dink cinayeti sanıklarının tahliye edilebileceği tartışması başlattı. CMK’da yapılan ve uzun tutukluluk sürelerini sınırlayan değişikliğin yürürlüğe girmesinin ardından 10 yıldır tutuklu bulunan Hizbullah sanıkları tahliye edilmişti. CMK’ya göre örgütlü işlenmeyen suçlarda, uzun tutukluluk süresi ise 5 yıl olarak hesaplanıyor. Bu durum, 5 yıldan fazla bir süredir tutuklu bulunan Dink cinayeti sanıklarının da Yargıtay’ca uzun tutukluluk süresi dolduğundan tahliye edilebilecekleri yorumlarına yol açtı.
Avukatın 1 yıl iddiası
Agos gazetesine konuşan Dink ailesinin avukatlarından Fethiye Çetin, “Mahkemenin kararına göre tüm sanıkların örgüt üyeliği suçlamasından beraat etmeleri nedeniyle, tutukluluk sınırı, Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre 5 yıldır. 5 yıllık süreye, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun kararı uyarınca bir yıl daha eklenebilmekte ve bu bir yıllık süre içinde Yargıtay incelenmesinin sonuçlanması umulmaktadır” dedi. Çetin, 1 yıllık sürenin 23 Ocak 2013 dolduğunu ve bu tarihe kadar kararın kesinleşmesinin de zor olduğunu kaydetti.
Yerel mahkeme esas
Çetin’in bu yorumuna karşılık, Yargıtay kaynakları, 5 yıllık süreyle ilgili içtihatların kararlılıkla uygulandığına ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun bir içtihat değişikliğine gitmediğine işaret etti. Genel Kurul, Hizbullah sanıklarının tahliyesinden bir süre sonra, AİHM kararları gereğince, yerel mahkemece hakkında hüküm kurulan sanıkların artık tutuklu değil hükümlü statüsünde olduklarına, dosyalarının Yargıtay’daki bekleme sürelerinin uzun tutukluluk süresi içinde hesaplanamayacağına hükmetti. Bu içtihat 2011’den bu yana tüm davalarda uygulandı.
Ogün Samast’a ret
Yargıtay 1. Ceza Dairesi, Dink cinayeti tetikçisi Samast’ın aynı gerekçeyle yaptığı tahliye başvurusunu da Genel Kurul kararına atıf yaparak reddetmişti. Daire, Samast’ın 20 Ocak 2007’de tutuklandığını, hakkındaki kararın ise 25 Temmuz 2011’de verildiğini, karar çıkana kadar 4 yıl 6 ay 5 gün tutuklu kaldığını belirterek, talebi oybirliğiyle reddetmişti. Kararda, AİHM kararlarına göre, makul tutukluluk süresi belirlenirken, yerel mahkemedeki tutuklu yargılanma süresinin esas alınması gerektiği vurgulanmıştı. CMK’nın uzun tutukluluğu düzenleyen 102. maddesine göre, Yargıtay’ın, ağır cezalık suçlar için bu süreyi 5 yıl olarak belirlediğinin anlatıldığı kararda, Samast hakkındaki kararın tutuklu olarak 5 yıl geçmeden verildiği, dosyanın Yargıtay’a geldiği ve beklediği sürenin buna dahil edilemeyeceği kaydedilmişti. Samast hakkında verilen bu kararın ardından, hakkındaki karar 5 yıllık tutukluluk süresinin dolmasına 2 gün kala çıkan Yasin Hayal’in de CMK gerekçe gösterilerek tahliye edilemeyeceği yorumları yapılmıştı.