'Yastık altında bekleyen altının maddi değeri 470 milyar lirayı buluyor'

'Yastık altında bekleyen altının maddi değeri 470 milyar lirayı buluyor'

Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Onur Genç, Türkiye'nin en büyük sorununun tasarruf olduğunu, cari açık konusunun kökünde bunun yattığını belirterek, ''Bugün Türkiye'de yastık altında olduğu söylenen altının maddi değeri 280-470 milyar liradır. Zaten bu açığın bir karşılığı ülkemizde var'' dedi.

Garanti Bankasının, tasarruf konusunun Türkiye ve dünyadaki yansımalarını, bankanın bu konudaki yaklaşımlarını aktarmak üzere düzenlediği toplantıda konuşan Genç, Türkiye'de tasarruf oranının çok düşük olduğunu, bu nedenle altına çok önem verdiklerini söyledi.

Büyüme için gerekli kaynağın Türkiye'de olduğunu vurgulayan Genç, ''Türkiye'nin en büyük sorunu tasarruftur. Cari açık konusunun kökünde bu iş yatıyor. Türk halkı tasarruf etmediği sürece cari açık oluşuyor. Bunun için de tasarruf oranlarımı yukarı çekmemiz lazım. Bankalar olarak, kaynak olacak ki, kredi verelim. Kaynak tarafında bir sıkışma oluşunca bu da ekonomideki kırılmaları tetikleyecek'' diye konuştu.

Bu konuda bir açık olduğunu aktaran Genç, ''Bu açığı yönetmemiz lazım. Mevduat ile kredi arasındaki fark 18 milyar liralık bir farktır. Yani kaynak 18 milyar lira daha kıt. 2015'te krediler ile mevduat arasındaki fark 294 milyar liraya çıkacak. Bu bizi yüzde 127'ye taşıyor. Kredi musluğu yavaş yavaş kısılamaya başlar. Bu da ekonomi için çok sağlıklı değildir. Bugün Türkiye'de yastık altında olduğu söylenen altının maddi değeri 280-470 milyar liradır. Zaten bu açığın bir karşılığı ülkemizde var'' değerlendirmesini yaptı. Genç, Türkiye'nin istikrarlı büyümeyi sağlaması için krediler ile mevduat arasında daha iyi bir denge oturtulması gerektiğini belirterek, ''Henüz korkulacak bir durum yok, ama yavaş yavaş bu dengenin kaynak tarafına daha önemsememiz gereken bir yere doğru bizi iteliyor'' dedi.

Türkiye'nin demografik yapısına bakıldığında yaş ortalamasının 29-30 aralığında seyrettiğini, genç nüfusun Türkiye'nin itici gücü olduğunu, tüketimi ve üretimi tetiklediğini vurgulayan Genç, nüfusun yüzde 73'ünün 40 yaşın atında olduğuna dikkati çekti. Genç, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bu grup çok genç olduğu için kenara para koyamıyor. Çünkü parası yok, çoğu yeni evlenmiş. Gelirleri de düşük ayrıca. Bu grubu bankacılık sektörü olarak adreslememiz gerektiğini düşünüyoruz. Bankada bir lirası yok, ama yastığının altında bir şeyleri oluyor. Tasarruf oranını artırmak için 3 grup belirledik. Finansal sitemin dışında olup birikim yapanlar var. Bunlar genellikle altına yatırım yapan grup. Yani sistemin dışında olması tasarruf yapılmadığı anlamına gelmez, ama krediye dönüşmediği için ekonomiye de katkısı olmaz.

Birikimi var ama bununla ilgili bir disiplin oluşturamayan bir grup daha var. Burada müşteri bankacılık sistemine girmiştir. Yüzde 61'lik bir grup da kredi alabiliyor, ama parası olmadığı için tasarruf edemiyor.'' Genç, bankacılık sektörünün yastık altındaki parayı sisteme entegre etme sürecini tetiklemesi gerektiğini dile getirerek, bunun için Altın Salısı uygulamasını başlattıklarını dile getirdi. Bu uygulamayla kısa sürede yaklaşık 1 milyon adet çeyrek altına eşdeğer olan 1,5 tondan fazla altını ekonomiye kazandırdıklarına dikkati çeken Genç, ''Son reklam kampanyamızın ardından Altın Salısı'na olan ilgi aratarak devam ediyor. Bugün 36 ilde 100'e yakın şubemizde altın toplamaya devam ediyoruz'' dedi.

Altının ağırlığının İstanbul, İzmir, Bursa ve Kocaeli'nden geldiğini söyleyen Genç, ''Hedefimiz uygulamayı daha geniş bir şube ağına yaymanın yanı sıra, şube dışı kanallara da taşımak ve çok daha geniş bir kitleye dokunarak, reel ekonomiye daha fazla kaynak yaratmak. Ayrıca altın hesaplarında hesap işletim ücreti almıyoruz. Altın çek ürünümüz de çıkacak'' bilgisini verdi. Altın getiren müşterinin yüzde 30'unun daha önce bankalarıyla hiç bağı olmadığını, yeni gelen müşterinin de yüzde 70'inin kadının olduğunu belirten Genç, ''İstanbul'dan bir hanımefendi aradı, '60 yaşındayım, 10 kilo altınım var, ben getiremiyorum siz gelin alın' dedi. Biz de zırhlı bir araç gönderip, altını aldık. Maddi değeri 1 milyon liraydı'' bilgisini paylaştı. Genç, altına ek olarak tasarrufun her dönemde öncelikleri arasında olduğunu belirterek, ''Bu konuda bireyleri cesaretlendirecek, doğrudan harekete geçirecek, tasarruf alışkanlığı kazandıracak ürün ve hizmetler geliştirmeye odaklanıyoruz. 'Türkiye'de biriktirmek ilk defa bu kadar NET' sloganıyla sunduğumuz NET Hesap, vade sonunda elde edilecek net kazancı müşterilerine birinci günden söyleyen ilk ve tek ürün. Ayda 100 liradan 500 liraya kadar farklı tutarlarda birikim imkanı sağlayan NET Hesap kısa zamanda çok yoğun ilgi gördü. Bu da bize doğru ürünle tasarruf potansiyelinin harekete geçirilebileceğini gösterdi'' şeklinde konuştu. Sürdürülebilir ve sağlıklı bir ekonomik büyüme için ülke olarak tasarruf edilmesi gerektiğine işaret eden Genç, sözlerini şöyle tamamladı: ''Altın gibi mevcut tasarrufları sisteme kazandırmamız şart. Giderek güçlenmesini hedeflediğimiz tasarruf alışkanlığı, farklı yatırımlara zemin hazırlarken, cari açığın dengelenmesi konusunda da önemli bir rol üstlenecek. Garanti Bankası ve bankacılık sektörü olarak, ülkemizin makroekonomik hedefleri doğrultusunda, tasarruf alışkanlığı ve bilincini yeniden canlandıracak, mevcut tasarrufları ekonomiye kazandıracak çalışmalar gerçekleştirmeye devam edeceğiz.''