Bankalarca açılan altın hesapları ve Hazine'nin çıkardığı altın tahvili ile birlikte bu yıl itibarıyla yastık altından sisteme katılan altının 75 tona yaklaştı. İstanbul Altın Rafinerisi (İAR) CEO'su Ayşen Esen, bu eğilimi artırmak için hükümetin de farklı uygulamalar üzerinde çalıştığını, gelecek yıl bazı bankaların da altın tahvili veya benzeri enstrümanları çıkaracağını tahmin ettiklerini söyledi.
Türkiye'de yastık altında 100-200 milyar dolara tekabül eden 2 bin 500-5 bin ton arasında değişen miktarda altın olduğu tahmin ediliyor.
Reuters'ın Esen ile yaptığı söyleşie göre, Türkiye yatırımlarını sadece iç tasarruflarla finanse edemezken, dış finansman ihtiyacı ekonomiyi küresel finansta yaşanan dalgalanmalara karşı kırılgan hale getiriyor. Bu çerçevede hükümet yastık altı altını da ekonomiye kazandırıp kaynak yaratmak üzere çalışmalar yürütüyor.
Esen ayrıca 2017'de ithalatın daha yoğun olduğu bir yıl olduğunu, 2018'de ise altının ihracının ön planda olmasını beklediklerini söyledi.
Esen'in verdiği bilgiye göre; Türkiye'nin altın ithalatı bu yıl altın fiyatlarının dış pazarlara göre daha yüksek olması, kuyum ve sanayi sektörlerinin yanı sıra bankaların munzam karşılık kaynaklı talebi ve Dubai'deki yeni vergi artışlarının ardından oradaki altın ticaretinin İstanbul'a yönelmesi nedeniyle arttı.
Esen, yastık altında 100-200 milyar dolara tekabül eden 2,500-5,000 ton arasında değişen miktarda altın olduğunu ve bu kaynağı çıkarmaya ağırlık verdiklerini söyleyerek, bu kapsamda altın bankacılığının da bu yıl ivme kazandığını belirtti.
TCMB'nin bankalardan munzam karşılığı olarak altın kabul etmeye başlaması, sonrasında kabul edilecek altınlara hurda altını da dahil etmesi altın bankacılığını daha da hızlandırırken, Hazine de Ekim'de altın tahvili ihracı gerçekleştirdi.
Hazine'nin ihracında birinci etabın tamamlandığını söyleyen Esen, "Hazinenin yastık altındaki altının çıkarılması için tahvil çalışmasına devam etmesinde fayda olduğu inancındayız" dedi ve şöyle devam etti:
"Sektördeki 11 bankanın topladığı altın miktarı geçen yıl sonunda 60 ton oldu. Bu yıl sonu itibarıyla ise Hazine'nin çıkardığı devlet tahvili dahil olmak üzere bankaların topladığı altın 75 tona yaklaştı."
Ancak Esen bunun yeterli olmadığını söyleyerek, "Örneğin vatandaşın bankaya getirdiği fiziki altın banka tarafından teminat olarak kabul edilerek bir yandan faiz işlemeye devam ederken, bir yandan da o teminat karşılığı kredi verilebilir. Bu işin bir bütün olarak ele alınması gerek ve devletinde bu konuya önem verdiğini biliyoruz. 2018 ve sonrası yastık altındaki altının çıkarılmasına yönelik çalışmaların devam ettirildiği bir dönem olacağına inanıyoruz" dedi.
TCMB 2011 yılında altın depo hesaplarını da zorunlu karşılığa tabi yükümlülüklere dâhil ederken, 2016'dan beri hurda altını da kabul ediyor.
Esen hükümetin munzam karşılıklar üzerinde çalışmaya devam ettiğini, yastık altındaki altının daha fazla çıkarılabilmesi için bu oranın da önümüzdeki dönemde artırılmasının çok faydalı olacağını söyledi.
Hazine Ekim ayında ilk defa altın tahvili ve altına dayalı kira sertifikası ihracı gerçekleştirdi. Bu ihraçlar sonucunda 1.15 ton altın tahvili ve 1.32 ton altına dayalı kira sertifikası olmak üzere toplam 2.46 ton altın karşılığı senet ihraç edilirken bu ihraçlara 2018 yılında da devam edilmesi planlanıyor.
Hükümetin tahvil ihracı ardından Denizbank da aralık başında KAP'a yaptığı açıklama ile yurtiçinde nitelikli yatırımcılara 13.5 ton altın büyüklüğüne kadar kıymetli maden bonosu ihracına karar verdiğini duyurdu.
Esen, devletin altın tahvili ihracının başarılı olmasıyla Denizbank'ın ardından altın bankacılığında aktif olarak çalışan diğer bazı bankaların da tahvil ihracı üzerinde çalıştığını söyleyerek, "2018'de altına ilgisi yoğun olan diğer bankalardan da yeni tahvil ihracı ve farklı uygulamaları bekliyoruz" dedi.
Esen, bu yıl Türkiye'deki altın fiyatlarının dış piyasalardan daha yüksek olduğunu, bu avantaj nedeniyle Türkiye'ye altın satmanın daha çok tercih edildiğini söyleyerek, "Altının ons fiyatının yüksek olmasının yanı sıra dolar/TL'deki yükselişin de etkisiyle Türkiye'deki altın fiyatı dış pazarlara göre yüksekti. Bu da satış yapmak isteyen yabancı banka ve kuruluşların Türkiye'yi tercih etmesine neden oldu" dedi.
Öte yandan yurtiçi üretimi karşılamak adına da yoğun ithalat yapıldığını söyleyen Esen, "Ne zaman dünya pazarlarında önemli bir oyuncu olmaya başlıyor ve fiyat avantajı elde ediyorsunuz, o ülkeler de siz tercih etmeye başladığında ihracatınız da artmaya başlıyor. Burada altın sadece kuyum sektörüne değil, sanayiye ya da bankalara gidiyor. Örneğin yatırımcı fiyatın uygun olduğu zamanda almak ister ama banka için o dönemde rezerv tutma ihtiyacı varsa almak zorundadır. Yapılan ithalatın mutlaka ihracat yansıması olmayabilir" dedi.
Bu yıl TCMB'nin de ciddi şekilde altın toplamaya başladığını söyleyen Esen, şöyle devam etti:
"TCMB'nin 100 ton civarı kendisinin, kalanı ise munzam karşılığı olarak bankalardan gelen olmak üzere toplam 500 ton rezervi var ve bunun büyük kısmı Londra'daki kasalarda duruyor. Oysa merkez bankaları uluslararası piyasalarda gücünü artırmak için kendi ellerindeki rezervi artırmak istiyor. Bu doğrultuda TCMB de yurtiçinde ciddi alıma başladı. Yurt içi kaynaklar yeterli gelmediğinden doğal olarak bu talepler de ithalatı artırmakta."
Borsa İstanbul verilerine göre 11 aylık dönemde 320.8 tonluk rekor seviyede ithalat yapıldı.
TÜİK verilerine göre Ekim 2017 itibariyle Türkiye'nin altın ihracatı 6.1 milyar dolar, ithalatı ise 14 milyar dolar oldu. Geçen yılın tamamında 8.2 milyar dolarlık ihracata karşılık 6.5 milyar dolarlık ithalat yapılmıştı.