Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, tuğla ve kiremit zirvesinde devlet memurlarından şikayetini sert sözlerle dile getirdi: "657 Sayılı Kanun bize uymuyor. Devlet memuru oluyor birisi, ondan sonra yat, uzan, para kazan, böyle bir şey yok. Çalışan, üreten, faydalı olan öne geçecek, ikili ilişkilerle nabız tutanlar değil."
Bakan Bayraktar, Türkiye Tuğla ve Kiremit Zirvesi'nin açılışında yaptığı konuşmada, inşaat malzemeleri arasında tuğla ve kiremidin önemine dikkat çekerken, son yıllarda izolasyon ve ısı yalıtımının öne çıktığını vurguladı. Türkiye'nin tuğla üretiminde Çin ve İran ile yarıştığını belirten Bayraktar, "Çin, açık ara birinci. Biz İran ile fifti fifti gidiyoruz. Kalite yönünden İran'dan ilerdeyiz. Üretim yönünden İran bizden ileride" dedi.
Türkiye'de deprem aksı üzerinde bulunan 6,5 milyon birim konutun risk taşıdığını dile getiren Bakan Bayraktar, bunların 20 yılda yenilenmesi, iki yıl içinde de vatandaşı inandırmaları, güvendirmeleri gerektiğini ifade etti. Türkiye'yi riskli binalardan kurtaracaklarını bildiren Bayraktar, bunun sadece eskiyen, köhneleşen, mühendislik hizmeti almayan, deprem karşısında dayanıksız binaları tasviye etmek şeklinde olmayacağını vurguladı. İşin ana ekseninde insanların can güvenliğini korumak olduğunu ancak bunun yanında modern hayatın gerektirdiği donatılarla bezenmiş yerleşim birimlerini üreterek insanlara daha iyi bir hayat hakkını sunacaklarını da söyledi.
Hükümet olarak jakoben zihniyetleri ellerinin tersiyle ittiklerini, artık üreten hizmet yapan anlayışla yapılarını oluşturmaya çalıştıklarını dile getiren Bakan Bayraktar,''Bunun için bizim çevre ve şehircilik il müdürlüklerimize eskiye göre 20 misli daha çok evrak geliyor, daha çok iş oluyor. Tabii 657 sayılı Kanun da bize uymuyor. Devlet memuru oluyor birisi, ondan sonra yat, uzan, para kazan, böyle bir şey yok. Çalışan, üreten, faydalı olan öne geçecek, ikili ilişkilerle nabız tutanlar değil. Kim üretiyorsa, kim başarılıysa, kim faydalıysa onlar öne geçecek. Ama siyasi kulislerde nabız tutarak öne geçenlere imkan vermemek lazım. Tarafsız, adil, üretken bir yapıyı kazanmamız lazım.''