Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s Türkiye’nin kredi notunu yatırım yapılabilir ülke seviyesinin altına indirdi. İç piyasa Moody’s’in bu kararına olumsuz tepki verirken Türkiye’de konuyu yakından takip eden kesimlerin uzmanları da Moody’s’in kararını objektif bulmadı. Bir bankacı, yatırımcı değerlendirmesine ilişkin olarak “Yatırımcı gözüyle baktığımızda, en iyi denetlemeyi zaten yatırımcı yapıyor. Yatırımcı bu reyting düşüşüne göre karar vermeyecek. Türkiye’nin temel göstergeleri ile karar vereceği için verilen düşüş kararının çok da bizi diğer piyasalardan ayrıştırmadığını yakın zamanda göreceğiz. Önemli olan bizim kendi disiplinimizden kopmamamız, kendimize olan güvenimizin devam etmesi. En büyük çıpa kendimize olan güvenimizdir" ifadelerini kullandı.
Milliyet'ten Kadife Şahin'in haberi şöyle:
Kararın bir süre mali piyasalarda satış baskısına neden olmasını bekleyen bankacılar, Türkiye’nin göreceli olarak güçlü makroekonomik yapısı nedeniyle satışların bir noktadan itibaren sınırlanacağı görüşünde.
Moody’s kararının objektif olmadığını belirten bankacılar, not indirimi için makroekonomik olarak öne sürülen gerekçelerin temelinde sorun olduğunu belirttiler. Türkiye’de güçlü bir siyasi istikrar ve irade olduğunu belirten bankacılar, halkın demokrasiden yana tavır aldığını ve Türkiye’nin büyüme dinamiklerinde geçici yavaşlamalar olsa bile büyümesini devam ettiren ve büyümenin sürmesi için ilgili kurumların, hem bankacılık sektörü ile hem de reel kesim ile çok kuvvetli bir işbirliği içinde olduğunu vurguladılar. Bu işbirliği sonucu olarak reform paketlerinin hazırlandığı ve hayata geçirilmeye başlandığını görüşünü ileten bankacılar, darbe girişiminin etkilerinin nerede ise sıfırlandığını ve Türkiye’nin bunu 3 aylık bir dönemde başardığını iletti.
Maliyetlerde 25 ile 50 baz puan arasında bir artış bekleyen bankacılık kesimi, bu artışı sektörün yönetebileceği kanaatinde. Bankacılar Türkiye’nin temel göstergelerinin kuvvetli olduğunu ve piyasaların nota değil ülkenin temel göstergelerine bakacağını ilettiler. Bir bankacı, yatırımcı değerlendirmesine ilişkin şu ifadeleri kullandı: “Yatırımcı gözüyle baktığımızda, en iyi denetlemeyi zaten yatırımcı yapıyor. Yatırımcı bu reyting düşüşüne göre karar vermeyecek. Türkiye’nin temel göstergeleri ile karar vereceği için verilen düşüş kararının çok da bizi diğer piyasalardan ayrıştırmadığını yakın zamanda göreceğiz. Önemli olan bizim kendi disiplinimizden kopmamamız, kendimize olan güvenimizin devam etmesi. En büyük çıpa kendimize olan güvenimizdir.”
Kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s’in Türkiye’nin yatırım yapılabilir seviyede olan kredi notunu bir kademe düşürmesi, yani bazı yatırımcılar için gerekli olan iki yatırım yapılabilir nottan birinin kaybedilmesiyle kur ve faiz dün yükseldi. Moody’s açıklaması öncesi cuma günü 2.9550 civarında işlem gören dolar/TL haftasonu illikit piyasada 3.0040 seviyesini test ettikten sonra dün 2.98 seviyesinden işlem gördü. Tahvil/bono piyasasında 10 yıllık gösterge tahvilde ise satış 50 baz puana yaklaştı.
Cuma günü son işlemde yüzde 9.51 seviyesinde olan 11 Şubat 2026 itfalı 10 yıllık gösterge tahvilin bileşik faizi bu sabah çift haneyi test ettikten sonra yüzde 9.91 civarında seyrediyor. Borsa ise Moody’s’in kredi notunu yatırım yapılabilir seviyenin altına indirmesinin ardından ilk işlem gününü yüzde 3.8 düşüşle 76.725 puandan kapattı.
Elif Girgin - Şekerbank Başekonomisti “Moody’s not indirme kararından iki gün önce piyasalar tarafından gayet olumlu karşılanan açıklamalar yapmıştı. Uzun dönemli risklerin devam ettiğini söylerken diğer yandan 15 Temmuz’un etkilerinin büyük kısmının geçtiğine dair ifade, özellikle negatif izleme sürecinde olmamız anlamında Moody’s riskinin hafiflediğine yönelik bir algıya sebep olmuştu. Reformlarla sağlanacak sürdürebilir büyüme ve daha sağlam ekonomik temeller yabancı yatırımcıların da dikkatle izlediği bir ülke olarak Türkiye’ye orta uzun vadede hak ettiği kredi notunun gelmesini sağlayacaktır.”
Fatih Keresteci - HSBC Bank Hazine Grup Başkanı “Türkiye’nin yatırım yapılabilir özelliğini yitirmesi, ihalelerdeki borçlanma maliyetini biraz daha yukarı itebilir. Fed’in geçen haftaki güvercinvari duruşu nedeniyle gelişen ekonomilere fon girişleri sürüyor. Türk mali piyasaları negatif ayrışmayı sürdürse dahi fiyatların makul seviyelere gelmesi halinde yabancı yatırımcı ilgisi olacağını tahmin ediyorum. Ancak, bu noktada ifade ettiğimiz “makul seviyeler” hususunda acele edilmemeli. Kesinlikle felaket senaryosu cinsinden bir durum beklemiyorum. Moody’s kararı dünyanın sonu değil ve Türkiye ekonomisi üzerinde de keskin yansımalarının olması beklenmemeli.”
Deniz Çiçek - Finansbank Ekonomisti “Moody’s’ten gelen not düşüşü sonucu, Türkiye sadece Fitch tarafından “yatırım yapılabilir” seviyede notlanıyor. Fitch’in de ağustos ayında bu not üzerindeki görünümü negatife çektiğini hatırlatıyoruz. S&P ise zaten yatırım yapılabilir seviyenin altında olan notumuzu, darbe girişimini takip eden haftada daha da indirmişti. Moody’s kararının doğrudan etkisi, bazı yabancı yatırım fonlarının otomatik olarak Türkiye’den çıkması yoluyla olacak. Uzun dönemde, Türkiye’nin riskleri azaltmak ve büyüme görünümünü iyileştirmek üzere atacağı adımlar belirleyici olacaktır. Siyasi ve ekonomik istikrarın tesis edilmesi, yapısal reformların gerçekleştirilmesi ve yatırımcı algılarının iyileştirilmesi durumunda, not indiriminin olumsuz etkileri ortadan kalkabilir.”