Yavuz Bingöl: Gençler yeni bir dil oluşturmuşlar, bunu öğrenmeliyiz

Yavuz Bingöl: Gençler yeni bir dil oluşturmuşlar, bunu öğrenmeliyiz

Gezi Parkı'yla ilgili Başbakan'la görüşen heyette yer alan sanatçı Yavuz Bingöl, “Gençler yeni bir dil oluşturmuşlar. Yeni bir alfabe bu. Bunun için bir okuma yazma seferberliği başlatılması lazım. Bu gençlerin isteklerini iyi okuyup iyi görmemiz lazım” dedi.

Radikal gazetesinden Tan Sağtürk’e konuşan Yavuz Bingöl, Gezi Parkı direnişi hakkındaki görüşlerini anlattı.

Bingöl, adalet duygusunun yok olmaya başladığını, insanların gelecekte vicdana daha yakın bir sistemle yönetilmeye başlanacağını söyledi. Bingöl, “Ben 28 Şubat süreci öncesinde de insanların giyimlerinden kuşamlarından dolayı eğitim haklarının elinden alınmasına karşı çıkmıştım. Sol düşünce bana daha yakın geldi. Annemden dolayı, tabii insanın yetiştirilme tarzı, bulunduğun ya da büyüdüğün ortam etkili oluyor. Ben dünyayı sol düşüncenin, sosyal demokrasinin, daha çok paylaşmanın, eşitliğin kurtaracağını düşünüyorum. Kapitalizm kendisini insanileştirdikçe ayakta duran bir sistem ama toplumlar arasındaki uçurumları açıyor. Adalet duygusu yok olmaya başlıyor gitgide. Bu sistem böyle gitmez ve bir gün yıkılacak. Vicdana daha yakın bir sistemle yönetilmeye başlanacak” dedi.

AKP’nin nasıl yüzde 50 aldığını sorgulayan Bingöl, “Şu andaki iktidarın yaptığı bazı şeyleri sol bir iktidar yapmalıydı. Ama muhafazakâr demokrat bir parti yapınca sol seçmenin gönlüne girebiliyor. Oy oranlarının bu kadar yüksek olmasının sebebi de bence oydu. Soldan umudunu kesmiş, bunlardan bir şey olmaz deyip kararsız kalan seçmenin oylarını aldılar” diye konuştu.

 

'Kılıçdaroğlu büyük umutla geldi ama...'

 

CHP’yi ve Kemal Kılıçdaroğlu’nu da eleştiren Yavuz Bingöl şunları söyledi:

“Kılıçdaroğlu büyük bir umutla geldi CHP’nin başına. Ki ilk seçildiği kurultaya ben de katılmıştım. 'Faşizme karşı omuz omuza!' cümlesini kurultayda duymayalı yıllar olmuştu. Çok büyük umutla geldi. Ama yıldızını, o parlaklığını çabuk kaybetti. Çok dürüst ve iyi bir insan. Ama dürüst ve iyi olmak bence yetmiyor. Bana göre şöyle bir hata yaptı: Yol yürüdüğü ekibini değiştirdi. Genel başkanlık süreci, belediye başkanlığı adaylığı sırasında yanında olan ekibini parti içindeki dengelerden dolayı bir anda değiştirdi.” 

 

'Bu çocukları anlamalarının mümkünatı yok'

 

“Biz olsak o cesareti gösteremezdik” diyerek Gezi Parkı direnişçilerine destek veren Bingöl, gençlerin isteklerini iyi okuyup iyi görmek, ötesinde kalbimizle, vicdanımızla bağlantıyı yeniden kurmak lazım” dedi.

Bingöl sözlerini şöyle sürdürdü:

“Başbakan da dahil Türkiye’deki siyasetçilerin hepsi parlaklığını yitirmiş durumda. Yeni bir süreç lazım sanırım. Yeni genel başkanlardan bahsetmiyorum. Partinin, program geliştirmesi, tüzüğü, yöntemleri, liderlik sultasıyla ilgili düzenlemeleri, tüzüklerin demokratik hale getirilmesi... Aslında partinin seçimde oy almasının en büyük sebebi tüzüğüdür. Tüzüğü demokrat olmayan hiçbir partinin politika hayatı uzun sürmemeli, politika yapmamalı bile. Yüzde 70’i genç bir kuşak. Hepimiz çok şaşırdık. Ağzımı açınca eleştirirdim: “Okumuyorlar, Yunus Emre’yi bilmezler. Michael Jackson’ı bilirler.” İnanamadım gördüklerime. Kendi kızımdan biliyorum. Birçok konuda anlaşamıyorum kızımla. Ama böyle bir zeka, böyle bir mizah… Ve polisle ilk kez karşılaşan bir kuşak. İlk kez karşılaştıkları için umurlarında olmadı hiçbir şey. Haklarını sonuna kadar ortaya koydular. Polis şiddeti, polis korkusu nedir bilmiyorlar. Biz olsak o cesareti gösteremezdik. 

Bakın son olaylarda kullanılan mizah ya da şimdi ‘duranadam’ olayı bence çok daha etkili bir eylem şekli. Bunları biz akıl edebilir miydik o dönem acaba? Eylem tarzları, yöntemleri daha hümanist ve uzlaşmacı. Bu insanın yaşıyla ilgili de olabilir. Sahaya inen gençlerin hepsinin kalbiyle bağlantısı var. Ama karşısında olanlar ise kalbiyle bağlantısını kesmiş kesimler, siyasetçiler. Bütün partiler için söylüyorum, bu çocukları anlamalarının mümkünatı yok bu yüzden. Yeni bir dil oluşturmuşlar. Yeni bir alfabe. Bir okuma yazma seferberliği başlatmak, bu dili öğrenmek lazım. Bu gençlerin isteklerini iyi okuyup iyi görmek, ötesinde kalbimizle, vicdanımızla bağlantıyı yeniden kurmak lazım.”

 

'Birisi istifa etse kurban keseceğim'

 

“Demokrasinin en büyük geleneklerinden biri olan istifa mekanizması bizim demokrasi anlayışımızda işlemiyor” diyen Yavuz Bingöl son olarak şunları söyledi:

“3. köprü yapıyorsan bunu İstanbul’da yaşayan topluma sormalısın. Ya da büyük şehirlerde insanların en büyük sorunu olan yeşil alanla ilgili bir şey yapıyorsan bunu halka sormak kadar doğal bir şey yok ki. Dünyada bu böyle. Demokrasinin en büyük geleneklerinden biri olan istifa mekanizması bizim demokrasi anlayışımızda işlemiyor. Reyhanlı’da 53 tane vatandaşımız ölüyor. Bir tane istifa edecek yetkili bulamıyoruz. Bizim siyasetçilerimiz tecrübeden ve koltuktan dolayı kalpleriyle bağlantılarını yitirmişler. Kendini sorumlu tutup ‘Ben bu işi beceremedim, sorumluluğum çok üst düzeyde, istifa ediyorum’ diyen bir siyasetçi görürsem gidip Hacı Bektaş’ta kurban keseceğim.”