Yolsuzluk iddialarını haberleştirmesinin ardından bir haftada 3 kez evi basılan gazeteci Hasan Tolga Balcılar, "Hakkımda hiçbir karar yok. Ters kelepçe yaptılar, eşime silah doğrulttular. Mesleği bırakıyorum, aileme bunları yaşatamam artık" dedi.
Osmaniye'de yedi yıldır gazetecilik yapan Hasan Tolga Balcılar'ın evi, Osmaniye Belediyesi'nde yaşandığı iddia edilen yolsuzlukları haberleştirmesinin ardından bir haftada 3 kez basıldı.
RS FM'de Atilla Güner'le Akşam Postası'na konuşan Balcılar, "Hakkımda hiçbir karar yok. Ters kelepçe yaptılar, eşime silah doğrulttular. Mesleği bırakıyorum aileme bunları yaşatamam artık. Bugüne kadar karakol yüzü görmemiş eşimin hali ortada. 2,5 yaşında kızım var benim" dedi.
Basın Kartı sahibi yerel gazeteci Balcılar'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
"Osmaniye çok küçük bir yer olduğu için bu tür haberleri burada hiçbir basın mensubuna yaptırmıyorlar. Ya tehdit ederler ya da para teklif ederler. Bana önce para teklif ettiler ben de ekran görüntülerini yayınladım. Para teklif edenler, ihaleyi alan şahıslardı. Bu konuyu kapat sana reklam verelim, para verelim dediler.
"Mesleği bırakıyorum, bundan sonra devam etmeyeceğim. Ortada bir sorun var diyoruz, 'niye sorun çıkartıyorsun' diye devlet bana soruyor. Sorun ne diye sormuyor, sorunu neden çıkartıyorsun, arkanda kim var, neye hizmet ediyorsun, amacın ne gibi sorular soruyor devlet. Böyle bir şey var de bana varsa peşine düşeyim de devlet olarak bana. Ben bu şehirde doğmuş bir insanım, bugüne kadar kimseye en ufak bir yanlışımız olmadı ama anlamak istemiyorlar çünkü dönen paranın ve dönen işlerin haddi hesabı yok Osmaniye'de. Devlet Bahçeli'nin haberi var diyorlar, yalan söylüyorlar. Hiçbir şeyden haberi yok, gerçekleri yansıtmıyorlar. İnsanları uyutup, servetlerine servet katıyorlar. Dün bisikletle belediyeye giden kişinin bugün milyon dolarlık servetleri var ve bununla ilgili haber yaptığımız zaman bizi suçluyorlar. Dava açın diyorum varsa bir iftiramız, araştırılsın haksızsam her şeye razıyım.
"3 kez evim basıldı yaptığım haber yüzünden. Bugüne kadar karakol yüzü görmemiş eşimin hali ortada. 2,5 yaşında kızım var benim. Devlet, beni koruması gerekirken devlet eliyle emniyet müdürünün yaptırıyor olması çok acı. Emniyet müdürünün aldığı talimatı polisler itiraf ettiler, bende kaydı da var. Büyük şehirde bazı işler çok kolay ama küçük şehirlerde ve Osmaniye gibi bir şehirde konuşturmazlar bizleri. Her şeyin üstünü kapatıp geçiyorlar. Ben daha fazla çözüm bulamıyorum. Bir tek vatan hainliğimiz kaldı onu da tutturamıyorlar, yoksa onu da söyleyecekler. Osmaniye'de bize kimse sahip de çıkmadı."