Karadeniz'de imar affından yararlanmak isteyen vatandaşlar, yapılarını af için düzenliyor. Çevre ve Ekoloji Hareketi’nden (ÇEHAV) avukat İbrahim Demirci, “Yaylada 2-3 tahta çakıp, o yapıları ev gibi göstererek, imar affı başvurusunda bulunuyor ve yapı belgesi alıyorlar” diyerek kaçak yapıların yasallaşmasını sağlayan 'imar affı'nı eleştirdi. Demirci, “İnsanlar duvarını yapmadan tahtalarını çakıyor ve evini kuruyor. Düzenlemenin son tarihi olan 31 Ekim’e yetiştirmeye çalışıyorlar” dedi.
Birgün'den Rabia Yılmaz'ın haberine göre, kaçak yapılaşmanın önünü açtığı için eleştirilen ‘imar affı’ düzenlemesi fırsatlar için yeni rant kapıları yarattı. Karadeniz’de yayla ve meralarda hızlı bir biçimde barakaların kurulduğu, fotoğraflarının çekildiği ve ‘imar affı’ kapsamına dahil olması için başvuruda bulunulduğu ortaya çıktı.
Karadeniz’deki yayla ve meralarda incelemeler yaptığını kaydeden Av. Demirci, “Herkes büyük bir hızla ev yapıyor. Hatta evi bırakın 2-3 tahta çakıp ev gibi göstererek fotoğrafını çekiyor ve o şekilde imar affı başvurusunda bulunuyorlar. İnsanlar duvarını yapmadan tahtalarını çakıyor ve evini kuruyor. Düzenlemenin son tarihi olan 31 Ekim’e yetiştirmeye çalışıyorlar” ifadelerini kullandı.
Bölgedeki birçok çevre davasının da avukatlığını yapan Demirci, yayla ve meraların farklı statülerinin olduğunu, imar kanunu kapsamında değerlendirilemeyeceğini belirterek, şöyle devam etti: “Yayla ve meralarda ancak hayvanların barınabileceği Karadeniz koşullarına uygun geleneksel yayla evlerinin olabileceği bir yapı olmalı, imar olmaz. Ama yasayı çok geniş tuttukları için uygulama itibariyle yayladaki insanlar da eski yeni evleri bakmadan fotoğraflarını çekip belgeyi almaya çalışıyorlar. Şu an bütün yaylalarda herkes bir şekilde eski evini onarmaya çalışıyor, çok hızlı bir biçimde yapılaşma var.” Demirci, bu düzenlemenin yayla ve meralarda da uygulanmasının ileriki süreçte yaratabileceği sıkıntıları ise şöyle açıklıyor: “Yapı belgeleri çoğaldıkça, ilerleyen süreçte olacak şey şudur: Yaylalarda hayvancılık çok azalmış, buraya birçok ev yapılmış; devlet ya da idare de bu aşamada insanları yayladan ve meradan çıkarabilecek. Bu kadar yapıyla yayla ve meranın işgal edildiğini söyleyecek ve statülerini kaldırarak, Ayder’e benzer bir manzarayla karşımıza çıkacaklar, TOKİ’yi de oraya sokup geri dönülemez bir tahribat yaratacaklar. İlla bu şekilde olmak zorunda değil, ama bu şekilde yapılaşma devam ettiği sürece yayla ve meraların yapısı bozulacak. Yayla ve meralar imar affı düzenlemesi nedeniyle hızlı bir şekilde kentleşiyor.”
Düzenlemenin açıklanmasıyla uzmanlar, kapsamı itibariyle suiistimal edilebileceğini açıklamıştı. Kaçak, sağlam olmayan, Hazine ve doğal sit statüsü bulunan alanlarındaki yapıların da düzenlemeyle legalleşmesinin ve ‘yapı belgesi’ almasının, büyük bir riske işaret ettiğini vurgulamıştı. Ancak yetkililer, düzenlemenin bu kapsamda devam edeceği konusunda diretmişti.
Olmayan eve ‘imar affı’ başvurusu
Büyük kentlerde ise ‘imar affı’ düzenlemesinde ‘farklı’ şekilde faydalanılıyor. Herhangi bir resmin sisteme yüklenmesiyle, yapı belgesi’ne sahip olunuyor. Ancak fotoğrafın çekildiği arazide ne bir yapı ne de bir bina söz konusu. Adres bilgileri doğru, ancak fotoğraf hiç ilgisi olmayan bir alandan yükleniyor.