Yaza veda etmeden...

Yaza veda etmeden...

Yaz mevsiminin son ayını yaşıyoruz. Bir yanda 'olmazsa olmaz' yaşam kaynağımız güneş; diğer yanda ise tene altın rengi bir bronzluk kazandıran ama cilt kanseri riski yüksek UVB ışınları ile yaşlanmayı hızlandıran UVA ışınları. İki arada bir derede kalmaktansa, güneşli günlere sağlıklı veda edin.

Aslında biz bu filmi her yıl izliyoruz. Deniz mevsimi gelince güneşe hazırlıksız yakalanıyoruz. Koca bir yıl hasretle beklediğimiz güneşle kucaklaşmak için sereserpe uzandığımız kumsallardan cilt yanıkları, kahverengi lekeler yada çatlamış kılcal damarlarla dönüyoruz. Çoğu kez rastgele bir güneş kremine cildimizi teslim edip, başımızı bir şapkayla örtüp güneşten korunduğumuzu sanıyoruz. Oysaki güneşin bronzlaştıran ve mutluluk aşılayan altın renkli ışınları ciddi sağlık sorunlarınıda beraberinde getiriyor..

Güneş, tıpkı hava ve su gibi "olmazsa olmaz" bir yaşam kaynağımız. Doğadaki en zengin D vitamini deposu. Depresyonu tedavi eden doğal bir ilaç, mutluluk ve enerji aşılayan bir kaynak. Güneş, biyolojik saatimizi uyararak beynin, doğal bir antidepresif ilaç olan serotonin üretimini artırıyor. Ayrıca uyku mekanizmasını düzenliyor, kontrol edilemeyen açlık krizlerini önleyerek açlık mekanizmasını dengeliyor. Cilde bronzluk kazandırıyor ve vücuttaki tüm hücrelerin aktivi tesini artırıyor. Bu güneşin gülümseyen yüzü Bir de acımasız diğer yüzü varki, önlem alınmazsa yaşamı kabusa çevirebiliyor. Erken kırışıklıklara neden olup yaşlanmayı hızlandırıyor, DNA’nın yapısını bozarak cilt kanseri ve diğer kanser türlerine zemin hazırlıyor. Cilt yanıkları, cilt lekeleri, alerji, saçlarda matlaşma, gözlerde kızarma, kılcal damarlarda çatlamalar ve varis gibi sağlık sorunlarına neden oluyor. Güneşle barışık olmak istiyorsanız bir dizi önlem almanız gerekiyor. Ama önce güneş ışınlarını ve zararlarını bilmenizde yarar var.

Ön hazırlık için neler yapmalısınız?Yemeklerde zeytinyağı kullanınİçeriğinde bulunan bazı maddeler kanser oluşumunu önlüyor. Her gün mutlaka 12 küçük kâse yoğurt yiyin. Yoğurt, bağırsakların işlevini düzenleyerek cilde parlaklık kazandırıyor ve altın renkli bir bronzluğa zemin hazırlıyor. Omega 3 yağ asitleri, pek çok vitamin ve mineral içeren balığı haftada en az 3 kez yiyin. Saçlarınızı güneşin etkilerinden korumak için bol meyve ve sebze yiyin.

Cilt, saç, damar ve gözlerinizi koruyucu önlemler alın

Her yıl maruz kaldığımız mor ötesi ışınlar vücutta yıllarca birikerek tamir edilmesi güç hasarlara yol açıyor. Araştırmalara göre 18 yaşına gelene kadar, ilerde sorun oluşturabilecek UV ışınlarının yüzde 80’ine maruz kalıyoruz. Bu nedenle UVA korumasının çocukluk yaşlarında başlanması ileriye yatırım anlamına geliyor. Ancak zararın neresinden dönülse kârdır, kaç yaşında olursanız olun, cildinizi güneşten korumakta geç kalmış sayılmazsınız. Cildinizi şimdiden güneşe yavaş yavaş hazırlayın. Kentte olsanız bile özellikle güneşin yoğun olduğu saatlerde yüzünüzü ve ellerinizi korunmaya özen gösterin. Çok sıcak havalarda uzun süre dışarıda kalacaksanız, yüksek koruma faktörlü, antioksidan özellikli ve C vitaminli güneş kremi kullanın. Güneş, saçlarda kuruma ve saç uçlarında çatallaşmalara yol açabilir. Saçlarınızı güneşten koruyun. Güneşin yoğun olduğu saatlerde başınızı şapka ile koruyun. Provitamin 5, çinko, omega 3, cisteina ve metionina adlı iki aminoasit içerikli beslenip uygun kozmetikler kullanın. Haftada 1-2 kez besleyici ve nemlendirici maskelerle saçlarınızı besleyin. Gözlerinizi güneş ışınlarına karşı koruyucu UV filtreli bir gözlük takın. Gözlük camının koyuluğu güneş ışığının yoğunluğuna göre değişmeli. Işık yoğunlaştıkça camın rengi koyulaşmalı ve çerçeve kenarları güneş ışınlarını geçirmeyecek şekilde kalın olmalı. Havuç ve domates gözleri güneşten koruyucu özellikler içeriyor. Damar sisteminizde sorun varsa, güneşe çıkmadan önce bir uzmana görünmenizde yarar var. Güneş kılcal damarlarda çatlamalara yol açıp, varis oluşumunu hızlandırıyor. Kullandığınız tüm güneş kremlerinde UVA ve UVB korumafaktörlerinin yüksek olmasına, C vitamini, E vitamini ve provitamin 5 içermesine özen gösterin. Cilt tipinize uygun ürünleri seçin. Ayrıca yaz aylarında her gün sürdüğünüz nemlendirici ürünlerden C vitaminli olanları tercih edin.

Dengeli beslenin

Güneşe hazırlığın ilk aşaması bilinçli beslenmektir. Öncelikle cildi derinlemesine besleyen, nemlendiren ve güneşin zararlı etkilerinden koruyan antioksidan içerikli besinleri bol miktarda tüketin. En çok da betakaroten, C vitamini ve provitamin B5 kaynaklı besinleride sofranızdan eksik etmeyin. Her türlü cilt problemlerinin adeta doğal ilacı olan havuç, zengin betakaroten kaynağı. Cildi besleyip tazeliyor ve güzel bir bronzluk için zemin hazırlıyor. Ayrıca bağışıklık sistemini güçlendirerek kalp hastalıkları, gırtlak, yemek borusu, akciğer ve cilt kanseri türlerini önlüyor. Cildiniz için günde 2 havuç yiyin veya 1 bardak havuç suyu için. Ancak havuç suyuna mutlaka 12 damla zeytinyağı ilave edin, çünkü yağ vücudun betakaroteni daha kolay özümsemesini sağlıyor. Domates, kuru ve taze kayısı, ıspanak, maydanoz, kavun, yeşil biber, asma yaprağı ve dereotunda bol miktarda betakaroten bulunuyor. Bu besinler tıpkı bir güneş filtresi gibi cildi zararlı ışınlardan koruyor. Güçlü bir antioksidan, zengin bir C vitamini ve likopen kaynağı olan domates, her gün mutlaka yenilmesi gereken sebzelerden biri. Çünkü sıcak havalarda artan nem kaybı, ciltte kuruluk yapabiliyor ve yaşlanma belirtileri hızla ortaya çıkıyor. Domateste cilt kurumasını ve bazı kanser türlerini önleyici maddeler bulunuyor. Her gün 12 domates yemeye özen gösterin. Zengin antioksidan deposu sebzelerden biride marul. Salatalık ise cildin susuzluğunu giderici özellikler içeriyor. Provitamin B5, cildi nemlendirme özelliğine sahip bir vitamin. Cilt hücrelerinin yenilenmesini hızlandırıp esneklik kazandırıyor, saçları güneşten koruyor, güneş kaynaklı kızarıklıkları, kahverengi lekeleri ve çilleri gideriyor. En çok baklagiller, tahıllar, yumurta sarısı, sütlü ürünler, yerfıstığı, ceviz, mantar, karnabahar ve patateste bulunuyor.

Bu ilaçlar, güneşe maruz kalan cildiniz de geçmeyen kahverengile kelere veya çillere yol açabiliyor. Bu durumda en yüksek koruma faktörlü bir krem kullanmanızda yarar var. Dudağınız da herpesvirüsü varsa dudak bölgesine yüksek koruma faktörlü bir krem sürüp güneşe çıkabilirsiniz.

Hangi ışınlar sağlığınıza nasıl zarar veriyor?

Güneşten dünyaya gözle görünmeyen, mor öteside denilen ultraviyole ışınlar ulaşıyor; UVA, UVB ve UVC. Öldürücü etkili olan UVC ışınlarının tamamı dünyaya ulaşmadan ozon tabakası tarafından emiliyor. Çok değil, bundan 78 yıl öncesine kadar UVA ışınlarının ciltte erken kırışıklıklara yol açtığı ve yaşlanmayı hızlandırdığı pek bilinmiyordu. Bu ışınların gündeme gelmesinde öncülüğü Avustralyalı uzmanlar yaptı. İnsanların yılın büyük bir bölümünde açık hava aktiviteleri yaptığı bu ülkede, cilt kanserlerinin artması, uzmanları bu ışınları araştırmaya yöneltti. UV ışınlarının yüzde 95’ini oluşturan ve ozon tabakası tarafından filtre edilemeyen UVA'nın şiddeti yıl boyunca hiç değişmiyor. Karda, bulutlu havada, yaz, kış, güneşin doğuşundan batışına kadar sürekli bu ışınlara maruz kalıyoruz. Bu nedenle ondan korunmak zor. Ayrıca camdan ve sudan geçebiliyor; cildin derinliklerine nüfus ederek sessizce en derin tabakalarda birikiyor. Yıllar sonra büyük hasarlarla ortaya çıkıyor. UVB, kadınların en sevdiği bir o kadarda en çok korktuğu ışınlar. Cildimizin güneşte renk değiştirip bronzlaşmasına neden oluyor. Ozon tabakası tarafından filtre edilemiyor ve şiddeti güneşin eğimine göre değişebiliyor. Örneğin, yaz aylarında saat 11.00 ile 16.00 arası UVB’nin en şiddetli olduğu zaman. Bu zaman diliminde güneşten kesinlikle korunmak gerekiyor. Çünkü UVB ışınlarında melanom kanser riski yüksek.