2001 yılında Nevzat Aydın tarafından kurulan ve 2015 yılında 589 milyon dolar karşılığında Almanya merkezli gıda dağıtım şirketi Delivery Hero'ya satılan Yemeksepeti yeni bir siber saldırı iddiasıyla yeniden gündemde. Son olarak 25 Mart 2021'de benzer veri ihlali iddiaları ile gündeme gelen şirket, o dönem iddiaları doğrulamıştı.
Sekiz ay önce gerçekleşen bu saldırı sonrası güvenlik önlemlerini en üst seviyeye çıkardığını belirten şirket, Kişisel Verileri Koruma Kurumu (KVKK) tarafından veri güvenliğine ilişkin yükümlülüklere aykırı faaliyetten 2 milyon TL, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından ise güvenlik sorumluluklarını yerine getirmemekten dolayı 1 milyon TL'lik ceza ile karşı karşıya.
Henüz bu inceleme sonuçlanmamışken yeni bir siber saldırı iddiasıyla gündeme gelen Yemeksepeti, bu yeni iddiaya yönelik, bilgisayar korsanlarının kendilerine ulaşıp fidye talebinde bulunduklarını, uzman ekipler tarafından yapılan inceleme sonucunda sistemlerinden veri sızıntısının olmadığının tespit edildiği açıklamasını yaptı.
Ancak bazı gazetecilerin ve yüksek takipçili hesapların isim, soyisim, telefon ve açık adres ve adres tarifi bilgilerini paylaşan bilgisayar korsanları, DW Türkçe'nin sorularına yazılı yanıt verdi. Bilgisayar korsanları Yemeksepeti'ne yeni bir siber saldırı yaptıklarını ve ellerinde yeni veriler olduğu iddiasını savunuyor.
Mail yolu ile sorularımızı yanıtlayan ekip Rusya merkezli bir oluşum olduklarını, güvenlik nedeniyle grubun ismi ve kaç kişiden oluştuğuna dair bilgileri paylaşmayacaklarını belirtti. Birçok farklı ülkeden üyeleri bulunduğunu aktaran bilgisayar korsanları, Twitter'da yayılan Türk veya Çinli oldukları yönündeki iddiaları ise kesin bir şekilde reddetti.
Kişisel verileri ele geçirdiğini iddia eden grup ilk olarak 1 Kasım'da görevinden ayrılan eski Yemeksepeti CEO'su Nevzat Aydın'a mail ile ulaşarak taleplerini sıraladığını iddia ediyor. Yemeksepeti'ni seçmelerinin özel bir nedeni olmadığını aktaran grup, sadece şirketin o günkü CEO'su olan Nevzat Aydın'ın bu ihlal için bir ödeme yapabileceğini düşündüklerini ancak Aydın'ın ödeme yapmamasının kendilerini şaşırttığını ifade etti:
"Maili attığımız tarihte şirketin CEO'su Nevzat Aydın'dı. Görüşmemizden sonra istifa etti. Yeni CEO Mert Baki'ye de taleplerimizi ilettik ancak ciddiye almadı. Belki de Delivery Hero (Yemeksepeti'nin bağlı olduğu üst kuruluş) onlara bu konuda baskı uyguladı, şimdilik bunu bilmiyoruz."
Bilgisayar korsanlarının aktardığı bilgilere göre hackleme işlemi yaklaşık bir ay önce gerçekleşti. Bu süre zarfında şirketten olumlu bir yanıt alamayınca iletişime geçtikleri bazı sosyal medya hesapları ile konuyu kamuoyuna duyurdular. Şirketin yaptığı açıklamayı ise "komik bulduklarını, gereği yansıtmadığını çünkü şirketin sistemi nasıl hacklediklerini bilmediklerini" söylediler. Verdikleri bir haftalık süre içinde olumlu bir dönüş yapılmazsa Yemeksepeti çalışanlarının açık adreslerini ve telefon numaralarını yayınlayacakları tehdidinde bulunuyorlar. Hackerların şirkete tanıdıkları süre 22 Kasım’da doluyor.
Ellerinde 20 milyonun üzerinde kullanıcıya ait isim, soyisim, telefon numarası, açık adres, adres tarifi ve kredi kartlarının ilk ve son dört hanelerine ait bilgilerin olduğunu, bu bilgilerin önceki sızıntı ile ilgisi olmadığını, verilerin Kasım ayı itibarıyla güncel veriler olduğu iddialarını tekrarlıyorlar.
Twitter'da bazı kullanıcılar bu verilerin 2016 yılında Merkezi Nüfus İdaresi Sistemi'ne (MERNIS) yönelik siber saldırı sonucu elde edilen veriler olduğunu iddia ediyor. Ancak bilgisayar korsanları, yazılı yanıtlarında şu anda ellerinde bulunan verilerin MERNİS sızıntısıyla ilintili olmadığını savunuyor. Grubun bilgileri paylaşmama karşılığında istedikleri miktar ise 5 Bitcoin. Bugünkü değeriyle yaklaşık 3 milyon TL.
Bilgisayar korsanları ayrıca şirket bu taleplerini kabul etmediği takdirde bu miktarı veren potansiyel alıcılarla görüşeceklerini, bu da olmazsa en yüksek teklifi veren kişiye verileri satacaklarını iddia etti.
Hackerların şirkete tanıdıkları süre 22 Kasım'da doluyor.
Peki, yasa dışı faaliyetlerle siber saldırıya uğrayan bir şirketi ne bekliyor ve sorumlulukları neler? Bilişim hukuku alanında doktora çalışması yapan avukat Resul Göksoy, kişisel verilerin güvenliğini koruma yükümlülüğünün 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'nun 12. maddesinde düzenlendiğini belirtti. Göksoy verilerin işlenmesinin ve erişilmesinin önlenmesi ile güvenli bir şekilde muhafaza edilmesinin sorumluluğunun gerçek veya tüzel kişilerde, yani Yemeksepeti'nde olduğunu vurguladı.
İnceleme sonucu iddiaların doğru çıkması halinde en üst ceza 2021 yılı için 1.966.862,00 TL. Göksoy, bu durumda şirketin Kişisel Verileri Koruma Kurumu'na zamanında bildirimde bulunmadığı için ekstra bir cezayla daha karşı karşıya olacağını belirtti. Göksoy'a göre kişisel verilerin büyüklüğü ve etkilenen insan sayısının fazlalığı dikkate alındığında cezalar yeterli ve caydırıcı değil.
Ele geçirilen verilerin reklam ve pazarlama amaçlı kullanılabileceği gibi, yeni telefon hattı açılması, kredi çekilmesi, şirket kurulması, e-posta adreslerine gönderilecek casus yazılımlarla şantaj unsuru olabilecek bilgilere erişilmesi gibi suçların da işlenebileceği uyarısında bulunan Gِِöksoy, ciddi mağduriyetlerin doğacağının altını çiziyor.
Avukat Resul Göksoy bilgisayar korsanlarının faaliyetlerine yönelik ise şu hatırlatmayı yapıyor: "Bilgisayar korsanlığı suçtur. İlk olarak Türk Ceza Kanunu (TCK) 243. maddesi 'bilişim sistemine girme' suçunu düzenler. Bu suçun cezası ise 'bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası'dır. Bu suç dolayısı ile veriler yok olur veya değişirse 'altı aydan iki yıla kadar hapis cezası' söz konusu olur."
Göksoy bunların dışında da bilgisayar korsanlığı sonucu, ihlal edilen veriler kullanılarak TCK'nın 134. maddesinde düzenlenen "özel hayatın gizliliğini ihlal" suçu, TCK'nın 135. maddesinde düzenlenen "kişisel verilerin kaydedilmesi" suçu, TCK'nın 136. maddesinde düzenlenen "verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme" suçlarının da oluşabileceğine dikkat çekti.
Avukat, "Bu durumda ise TCK'nın 43. ve 44. maddeleri gündeme gelir; olayın niteliğine gِöre her bir suçtan ayrı ayrı ceza vermek veya tek bir suçtan ceza verip bu cezayı artırmak sِöz konusu olabilir." dedi.
Kazım Kızıl
© Deutsche Welle Türkçe