Yemeksepeti sendikalaşmayı engelliyor mu, şirket iddialar için ne diyor?

Yemeksepeti sendikalaşmayı engelliyor mu, şirket iddialar için ne diyor?

Özge Özdemir

BBC Türkçe

Nakliyat-İş Sendikası, online yemek siparişi sitesi Yemeksepeti'nde örgütlenmelerinin şirket tarafından engellendiğini öne sürüyor.

Bu yılın başında yemek teslimatı sektöründe çalışan Yemeksepeti'nin 6 bin işçisinin yüzde 40'ının Nakliyat-İş'e (Türkiye Devrimci Kara, Hava ve Demiryolu İşçileri Sendikası) üye olmaya çok yaklaştığı basına yansımıştı.

Bir işletmede işçilerin yüzde 40'ından fazlası bir sendikaya üye olmuşsa; sendika Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'na toplu iş sözleşmesi için yetki tespit talebinde bulunabiliyor.

Bloomberg haber ajansına konuşan Nakliyat-İş Sendikası Genel Başkanı Ali Rıza Küçükosmanoğlu, sendikaya üye olmak isteyen işçilerin sayısının sürekli arttığını vurgulamıştı.

Ancak Küçükosmanoğlu, örgütlenmeye başlamalarının ardından Yemeksepeti'nin işçilerin bağlı olduğu iş kolunu değiştirdiğini, böylece örgütlenmelerinin önüne geçildiğini aktardı.

Bu işlemin yasa dışı olduğunu öne süren Nakliyat-İş, şirkete karşı suç duyurusunda bulundu.

Yemeksepeti şirketi ise BBC Türkçe'ye yaptığı açıklamada "çalışanlarıyla bağını güçlendirmek ve yaratılan istihdamın sürekliliğini sağlamanın" öncelikleri olduğunu belirtti.

"Çalışan hakkına saygı gösteren ve çalışanlarıyla birlikte sürdürülebilir değer yaratacağının bilincinde bir işveren olduğunu" belirten Yemeksepeti, "Son günlerde basın-yayın organlarında yer alan ve Yemeksepeti'ni 'çalışan karşıtı' gibi gösterme çabası içinde olan beyanatlar bizi derinden üzmektedir" dedi.

Sendika boykota hazırlanıyor

BBC Türkçe'ye konuşan Nakliyat-İş Sendikası Genel Başkanı Ali Rıza Küçükosmanoğlu, Eylül ayı itibarıyla sendikalarına Yemeksepeti ve Yemeksepeti bünyesinde ürün teslimatı yapan Banabi motokuryelerinin bireysel başvurularının başladığını anlattı.

Aralık ayı itibarıyla Yemeksepeti'nde sendikal örgütlenmeye başladıklarını belirten Küçükosmanoğlu, "Biz işletme de büyüsün çalışanlar da haklarını alsın, insanca yaşayabilecekleri çalışma koşulları ve ücretleri olsun istedik" dedi.

Küçükosmanoğlu'na göre Yemeksepeti'ndeki çalışanların yüzde 70'i motokurye olarak çalışıyor.

Küçükosmanoğlu, "Başta biz sendikal haklara saygılıyız dediler, ancak tam yüzde 40 barajına geldiğimizde bir baktık sistem üzerinden iş kolu değişikliği, sendikamızla ilgili ipe sapa gelmez propaganda yapılıyor" dedi.

Örgütlenme başlamadan önce Yemeksepeti'ndeki motokuryelerin iş kolunun nakliyat olduğu ancak daha sonra bunun ticaret, eğitim, büro iş koluna çevrildiğini söyleyen Küçükosmanoğlu, "Resmi makamları yanıltmak amacıyla yapılan bir değişiklik bu; resmi evrakta sahteciliğe giriyor" iddiasında bulundu.

Sendika hem Türk Ceza Kanunu'nın ihlal edildiği hem de sendikal faaliyeti engellemeye yönelik suç işlendiği iddiasıyla suç duyurusunda bulundu.

Küçükosmanoğlu, "İşçi ve sendika düşmanlığına karşı mücadele edeceğiz" diyerek Yemeksepeti'ni boykot kampanyasına hazırlandıklarını söyledi.

Aynı zamanda sendika son birkaç haftadır Banabi'nin kimi depoları ve genel merkezi önünce basın açıklamaları yapıyor.

'Yasalara uygun davranmak önceliğimiz'

Türkiye'nin ilk online yemek siparişi sitesi olan Yemeksepeti, 2001 yılında kuruldu.

Almanya merkezli online yemek sipariş platformu Delivery Hero, 2015 Mayıs'ta Yemeksepeti'ni satın aldı.

Yemeksepeeti, Türkiye ve Kıbrıs'ta 35 bin üye restoran ve 20 milyondan fazla kayıtlı kullanıcıya sahip.

Nakliyat-İş, Yemeksepeti'nde motokuryelerin yaklaşık iki yıl zam almadan çalıştığını ve çalışma koşullarının çok zor olduğunu vurguladı.

Diğer yandan motokuryelik pandemi ile beraber önemi artan ancak sürekli trafikte olmaları dolayısıyla tehlikeli bir meslek.

İstanbul Motosikletli Kuryeler Derneği Başkanı Murat Tomris, pandemi döneminde Türkiye'de 160 motokuryenin geçirdiği kaza yüzünden hayatını kaybettiğini açıklamıştı.

Yemeksepeti ise BBC Türkçe'ye yaptığı açıklamada pandemi sürecinde de çalışanlarının sağlığını korumak ve çalışanlarına finansal açıdan destek vermeye özen gösterdiklerini aktardı.

"Yoğun ve yorucu bir sektör içinde olduğumuz bilinci ile çalışma saatlerimizi de buna uygun olarak düzenliyoruz" diyen Yemeksepeti, insan odaklı ve yasalara uygun davranmanın en büyük öncelikleri olduğunu iddia etti.

'Sendika üyesi olduğum için baskı görüyorum'

Diğer yandan BBC Türkçe'ye konuşan ve ismini vermek istemeyen bir Yemeksepeti motokuryesi ise çalışma koşullarının çok ağır olduğunu söyledi.

Vardiya saatlerinin kendilerine danışılmadan uzatıldığını ifade eden çalışan, son dönemde bir motokuryenin ek çalışma saatlerinde kaza yaparak yaralandığını aktardı.

"Yemeksepeti için çalışan kuryelerin bir araya gelmesini istemiyorlar. Başımıza bir iş geldiği zaman derdimizi anlatamıyoruz, muhattabımız yok" diyen motokurye, düşük maaşlardan da şikayetçi.

Aynı zamanda sendika üyesi olduğu ve sendikal örgütlenme içinde olduğu için müdürlerinden baskı gördüğünü de öne sürdü.

'İş kolu, örgütlenmenin en temel barometresi'

İş hukuku uzmanı olan Avukat Dr. Murat Özveri, "Türkiye'de sendikalaşma iş kolu düzeyinde olduğu için örgütlenmenin en temel barometresi. İdari bir kararla iş kolunun değiştirilmesi hukuken olanaklı değil" diyor.

Bir çalışan e-devlet sistemine girerek iş yerinin bağlı olduğu sendikalar arasından bir seçim yapıyor ve sendika üyesi olabiliyor.

İş kolunun nasıl tespit edileceği 6356 sayılı kanun tarafından düzenleniyor.

Bir işyerinin girdiği işkolunun tespiti Bakanlık tarafından yapılıyor.

Bakanlık, tespit ile ilgili kararını Resmi Gazete'de yayımladıktan sonra bu tespite karşı ilgililer, kararın yayımından itibaren 15 gün içinde dava açabiliyor.

Mahkeme iki ay içinde kararını veriyor.

'Ne zaman bir sendikal örgütlenme olsa işyeri iş kolunu değiştiriyor'

Ancak Özveri, Yargıtay'ın iş koluyla ilgili verdiği bir kararın işverenler tarafından halen nasıl kullanıldığını şöyle açıkladı:

"Bir işveren yanlışlıkla yapılan bir iş kolunun düzeltilmesi amacıyla idari merciye başvurarak iş kolunu değiştirdi. Yargıtay da sendikal bir örgütlenme yoksa hakkın kötüye kullanılması olmadığından bu olaya özgü olarak iş kolunun değiştirilebileceği kararını verdi.

"Ancak bu durum o olaya özgü kalmadı maalesef. Ne zaman bir sendikal örgütlenme olsa işveren 'Bir yanlış yapılmış' diyerek yine idare yoluyla iş kolunu değiştirmeye gidebiliyor."

Özveri, işyerinin iş kolunu değiştirmesi, ardından da sendikanın itiraz etmesiyle yaşanan bürokratik ve hukuki süreçler dolayısıyla bir işyerinde toplu iş sözleşmesini imzalama aşamasına gelinmesinin bile yıllar sürdüğünü aktarıyor:

"Biz sendika avukatları olarak neredeyse 30 senedir belgelere dayalı bir toplu sözleşme yetki sisteminin sendikasızlaştırmayı getirdiğini, sendikaların çok azının bu süreci sonlandırabildiğini söylüyoruz. Bir işyerinde sendikalaşma, ya devletin desteği ya da işverenin icazetiyle olabiliyor; ki bu da aslında Uluslararası Çalışma Örgütü'nün sendika tanımına aykırı."