Hükümet sözcüsü Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamada Soma’da Başbakan Erdoğan’ı bir marketin içinde bir vatandaşa tokat attığı iddiası ile ilgili olarak, “Yemin ederim ki yumruk atmadı” dedi.
Arınç, madende haaytını kaybedenlerin şehit statüsüne alınmaları üzerine çalıştıklarını belirterek, şehit yakınlarının yararlandıkları maddi yardımlardan ya da Çalışma Bakanlığınca düzenlenmiş kanunda yer alan, “ölüm geliri” ve “ölüm aylığı” gibi kaynakların kullanılabileceğini belirtti.
Arınç ayrıca, Başbakan Müşeviri Yusuf Yerkel’in Soma’da polis güçlerinin yere düşürdüğü bir vatandaşı tekmelerken gösteren fotoğraf ile ilgili olarak, “savunulacak bir yanı yok” dedi. Arınç, tekmelenen kişinin adli süreç için başvuruda bulunabileceğini ve “İdari soruşturmaya konu olabilir. Onu atayan bakan onu incelemeye alabilir” dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında, Başbakanlık Merkez Bina'da gerçekleşen toplantı yaklaşık 8 saat sürdü.
İşte Arınç'ın konuşmasından önemli satırbaşları;
Toplantının ana gündemi Soma'da yaşadığımız faciadır. Yasaların uygulanması konusunda ihmaller varsa bunun tespiti önemli. TBMM'deki görüşmelerde Meclis Araştırma Komisyonu'nun kurulması kabul edilmiştir. Adli soruşturma başlamış, bazı kişiler tutuklanmıştır. Asli soruşturmanın yanı sıra idari soruşturma da başlatılmıştır. Müfettişlere kazanın olduğu maden ve çevresindeki diğer madenlerle ilgili denetim izni verilmiştir.
Madenlerle ilgili 2010 yılında sektörü ilgilendiren bir Meclis Araştırma Komisyonu kurulmuş, raporu verilmişti.
Aile ve Sosyal Bakanımız bir taslağı bizimle paylaştı. Maden faciasında vefat eden işçilerimizin şehit olması konusunda konuşma yapılmıştır ama verilen bir karar yok. Vefat edenlerin hepsi erkektir. Bu arkadaşlarımızın ailelerini düşünüyoruz.
Yardım kampanyaları açılmıştır, burada toplananlar hak sahiplerine ulaşacaktır.
SGK kanunda, iş kazaları sonucunda vefat edenlerle ilgili özel hükümler var. Burada prim ödeme gün sayısının önemi yok. O gün bile işe başlasa, ölüm geliri bağlanmaktadır. Kanundaki tabir ölüm aylığıdır. İş adamlarının sosyal amaçlı talepleri var. Ev ve konut gibi. Genel sağlık sigortası ve SGK'ya göre çalışma yapıyoruz. Kanunen şehit sayılmalarından dolayı belki, burada vefat etmiş olanlar için uygulamış olabilir miyiz?
Bugün için bir karara varmadık. Hak sahiplerini memnun edecek bir düzenlemeyi yakın zamanda açıklayacağız.
Madenleri kapanma kararı daha önce de söylenmişti. Biz bunu gerçekçi bulmuyoruz. Bu kömürü çıkartmalıyız. Isınmada, aydınlatmada kullanmalıyız.”
-Maden yasası konuşuldu mu?. Yaşam odasının zorunlu hale gelmesi ya da ILO sözleşmesinin imzalanması ve madenlerin kapanması gibi konularda ne diyeceksiniz?
Mevcut maden kanunun 7 maddesinde değişiklik yapılmasını öngören bir taslak sunuldu. Ama biz daha genel bakıyoruz. Bu iş kazalarını minimize edecek adımlar atmak istiyoruz.
İleri teknoloji kullanan ülkeler, biz kendimizce yeterli tedbir aldığımızı düşündük. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müfettişleri inceleme yapıyor. Onlar gittikten sonra denetimciler, mühendisiler koymuş. Ama bu kaza da olmuş. Adli soruşturma içinde bu iş kazasının nedenini öğreneceğiz.
Madenlerin kapatılması ile ilgili olarak biz bunu gerçekçi bulmuyoruz. Mesela ekonomik açısı ile sürdürülmesi gereken bir iştir. 15 milyar ton rezervi bulunan Türkiye’de her şey ikame ile kullanılırsa cari açığımız olur.
Soma’nın ekonomisi var, çalışanların ekonomisi var. Biz madenlerimizi bulmalıyız, çıkarmalıyız, değerlendirmeliyiz.
Her sektörün kendi içinde riski vardır. Madenden ağır risk var.
Sektörle ilgili her türlü gereksinimi, karşılayacak bir yasa hazırlığı içerisindeyiz.
Yaşam odaları da bu yasa kapsamında ele alınacaklardan sadece birisi. Teknik bir konu, ayrıntıları ile konuşuldu.
-Başbakan’ın Soma’da bir markette bir vatandaşa yumruk attığı iddiaları çok konuşuldu. O gün ne oldu?
Başbakanla uçakta berberdik. O çok yorgundu. Soma’ya giderken beni arabasına aldı ve o sırada ben onunlaydım. Belediye önünde konuşma yaptı. Belediye başkanı Başbakan’a “Birkaç kelime konuşursanız iyi olur” dedi. Biz aşağıya öyle indik. Tam o sırada belediye önünde “yuh” sesleri “hükümet istifa” sesleri geldi. Başbakan, “Ben buraya acınızı paylaşmaya geldim. Buradayım” dedi. Bunun üzerine biraz kesildi sesler. Biz Akhisar’a gitmek üzere arabaya bindik. Orada el sallayanlar, hoşgeldiniz diyenler oldu. Başbakan “bu insanlar böyleyken arabanının içine böyle devam etmeyeyim” dedi. O esnafa “yuh sesleri ve “istifa sesleri” geldi. Kızlar vardı. Kızlara sordu “hadi ben istifa ettim size sunayım. Peki neden istifa edeyim” dedi. Birisi “katil” dedi. Başbakan yanına gidip “neden katil diyorsun” dedi. Yemin ederim ki yumruk atmadı.
Çıktı önce bir selam verdi, kızlarla konuştu, “katiller” diyenlerle konuşmaya başlayınca sola doğru kaydı. Bu sırada saldırgan kişiler gördüm aracı tekmeleyen. Başbakan merkeze doğru girdi. Bir grup marketin içerisine süratle girdiler. Benim duyabildiğime görebildiğim kadarıyla, Başbakan kimseye yumruk atmadı. Zaten o kişi 4 kere ifadesini değiştirdi. Olabilir ki olayın şokunu yaşıyordur. Olabilir ki ifadesini soru sorana göre değiştiren bir kişidir. Ben Başbakan’ın yumruk attığını görmedim. Basınımız bu meselede olabildiğince dürüst davrandı.
Başbakan bir ülkenin adınız zikrederek “filanın filanı” dediği konuşuldu. Yemin ederim ki öyle bir şey demedi. Orada insanların acısını paylaşmaya gitti. “Ben niçin katilim, suçum ne” demesinde bir yanlışlık yok.
Bir bakanımızın orayı sürekli izlemesi mümkün değil. CHP 2 tane, HDP 3 tane gensoru vermiş denildi. Teknik açıktan “böyle bir şeye gerek var mı”, derseniz, bakanlarımız istifa etmediklerine göre, bu soruyu sorulmamış varsayıyorum.
Yusuf Yerkel arkamızdaydı. O ikinci kademedeydi. Bu çok feci bir olay. Bu doğrudur yerindedir diyemeyiz. Zaten bir adam eylem yapmış, polis etkisiz hale getirmiş. Kendisi galiba “evet böyle bir şey oldu, keşke olmasaydı” demiş. Herkes buna infial duymuştur. Savunulacak durumda değildir. O yerde ki kişi başvurabilir. İkinci idari soruşturmaya konu olabilir. Onu atayan bakan onu incelemeye alabilir.
Rapor konusu trajikomik bir olay. Elbette bir doktora giderseniz şişlik varsa bir rapor yazar. Ben doktoru suçlayamam. O kişi ile bir çekişme olsaydı o kişi vurmuş, diğeri vurmuş böyle bir olay olsaydı anlaşılabilirdi.
-Daha önceki maden ölümleri sonra denetleme kurulunu hazırladığı rapora rağmen gerekli adımların atılmamasını ihmal olarak yorumluyor musunuz? Bir de adli soruşturma da ihmal başka b bir suçlama olamaz mı?
Oradaki kalorisi çok yüksek olan, bir kömürdür. Önemli olan her bölgedeki kömür madenleri için, DDK ve Meclis Araştırma Komisyonu bu raporların sonuç kısımlarından faydalanılmıştır. Nerde bir hata var nerede bir eksi k var, ne olursa olsun bunları bulacağız ve gidereceğiz.