ABD Başkanı Donald Trump, Dışişleri Bakanı Rex Tillerson'ı görevden alarak yerine CIA Başkanı Mike Pompeo'yu atadı. Habertürk yazarı Serdar Turgut, Pompeo'nun İran'ı düşman olarak gördüğünü, Türkiye’yi de bölgede İran’la işbirliği yaptığı gerekçesiyle aynı çerçevede değerlendirdiğini söyledi. Turgut, "15 Temmuz 2016’da darbe girişimi sürerken attığı tweet’le Türkiye ile İran’ı nasıl özdeşleştirdiğini ve iki ülkeden de nasıl nefret ettiğini açıkça ortaya koymuştu" dedi.
Pompeo'nun hazine bakanlığına geçmeden önce global mali istihbarat ve operasyonlardan sorumlu olarak yanında çalıştırdığı David Cohen’le yakın mesaisini sürdürdüğünü ifade eden Turgut, şunları kaydetti:
"Cohen, Hakan Atilla davasında onun aleyhine tanıklık yapmıştı. Pompeoile birlikte Türkiye’nin İran’a yaptırımları delmek için çalıştığını düşünülüyor. Pompeo bu yüzden Atilla davasıyla çok ilgiliydi ve şimdi de 7 Nisan’da açıklanacak cezayı beklediği belirtiliyor."
Serdar Turgut'un "Mike Pompeo'nun şifreleri Türkiye açısından ne diyor?" başlığıyla (16 Mart 2018) yayımlanan yazısı şöyle:
Eğer dışişleri bakanlığının onaylanacağı kongre soruşturmasında büyük bir sürpriz çıkmazsa, yakın geçmişine bakarak Mike Pompeo’nun Türkiye açısından anlamını çıkarmak mümkün.
Başkan Donald Trump’ın üzerinde etkisi olduğu bilinen Pompeo’nun dışişleri bakanı olduğu bir Amerika’nın, Suriye başta olmak üzere birçok alanda Rusya’yla yakın ilişki içinde olması bekleniyor.
İran’a karşı düzeyi artan bir sertleşme kesin gibi. Bu CIA’nın yeni başkanıGina Haspel’in uygulamaya sokacağı saldırgan bazı operasyonlarla da desteklenecek. CIA Başkanlığı’na eski müdürü Gina Haspel’in gelmesinden sonra İran operasyonları başındaki Ayetullah Mike lakaplı Michael D’Andrea’nın şimdiden yeni planlar yapmaya başladığı da söyleniyor.
Pompeo henüz bir kongre üyesi olarak istihbarat komisyonundayken bile Türkiye ve Recep Tayyip Erdoğan aleyhine konuşmaya başlamıştı.
Bu tavrından, eğer Trump’tan farklı bir emir gelmediği takdirde vazgeçeceği yolunda bir işaret de görünmüyor. Trump’ın da farklı bir tavır koyması şu anda beklenmiyor.
Pompeo için asıl düşman İran. Türkiye’yi de bölgede İran’la işbirliği yaptığı gerekçesiyle aynı çerçevede değerlendiriyor. 15 Temmuz 2016’da darbe girişimi sürerken attığı tweet’le Türkiye ile İran’ı nasıl özdeşleştirdiğini ve iki ülkeden de nasıl nefret ettiğini açıkça ortaya koymuştu.
Pompeo, hazine bakanlığına geçmeden önce global mali istihbarat ve operasyonlardan sorumlu olarak yanında çalıştırdığı David Cohen’le yakın mesaisini sürdürüyor.
Cohen, Hakan Atilla davasında onun aleyhine tanıklık yapmıştı. Pompeoile birlikte Türkiye’nin İran’a yaptırımları delmek için çalıştığını düşünülüyor. Pompeo bu yüzden Atilla davasıyla çok ilgiliydi ve şimdi de 7 Nisan’da açıklanacak cezayı beklediği belirtiliyor.
Pompeo’nun, bağlantılarını hiç kesmediği Cohen’le birlikte Türkiye’ye bazı yaptırımlar uygulanmasından da yana olduğu biliniyor.
Başkan Trump’ı YPG ile işbirliğinden vazgeçmemesi için en fazla etkileyen ismin Pompeo olduğu Washington’da söyleniyor. Pompeo ile yeni CIA Başkanı Haspel’in, İran’ı acilen mücadele edilmesi gereken düşman olarak gördükleri ve bu ülkenin Suriye içinde artan gücünden son derece rahatsız oldukları için ona yakın duran milislerle Suriye içinde tek mücadele edebilecek güç olarak YPG’yi gördükleri belirtildi.
Pompeo’nun geçen hafta bir toplantıda, “Eğer İran milislerine karşı bir güç bulundurmak istiyorsak 50 bin Amerikan askerini göndermemiz lazım. Bu da olamayacağına göre YPG ile Suriye içinde İran’a karşı çalışmak zorundayız” dediği öğrenildi.