Yeni Akit: AKP de, SP de fedakarlık yapmalı, tek başına iktidar için ittifak boyunlarının borcu!

Yeni Akit: AKP de, SP de fedakarlık yapmalı, tek başına iktidar için ittifak boyunlarının borcu!

AKP'de 7 Haziran seçiminde tek başına iktidar için gereken 276 milletvekili sayısını 1 Kasım'da yakalamak için ittifak arayışları sürerken, Yeni Akit Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Ali Karahasanoğlu, milletvekili listelerinin YSK'ya teslim edileceği bugün AKP ile Saadet Partisi'ne ittifak çağrısı yaptı.

Saadet Partisi'nin TBMM'de grup kuracak 20 milletvekilinde ısrar ettiğini, AKP'nin ise 10 milletvekilliği teklif ettiğini hatırlatan Ali Karahasanoğlu, "AK Parti de Saadet Partisi de... 3’ü, 5’i, 10’u boşvermeli" dedi.

Ali Karahasanoğlu, "Hem SP.. Hem AK Parti fedakarlık yapıp.. 'Eskiye dönüşe izin vermeyecek bir ittifakı gerçekleştirmeleri', boyunlarına borçtur!" görüşünü dile getirdi.

Karahasanoğlu'nun Yeni Akit gazetesinin bugünkü (18 Eylül 2015) nüshasında, "Gönül rahatlığı ile oy kullanmak için bu ittifak şart!" başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:

Bugün siyasi partiler, saat 17.00 itibari ile aday listelerini YSK’ya teslim ediyor..

Aslında pek ümidim yok ama..

Belki kabuklarını kırarlar..

Belki yeni nesillere de örnek olacak, devrim gibi bir karara imza atarlar düşüncesi ile..

AK Parti-Saadet Partisi ittifakına değinmek istiyorum..

Bu konuda, hiç kimse ile, özel görüşmüş değilim..

Açık kaynaklardan edindiğim bilgi, AK Parti’nin SP’ye, grup kuramayacak sayıda milletvekili teklifi yaptığı..

SP’nin ise, asgari grup kuracak sayıda ısrarcı olduğu..

Ben iki partiye de eşit mesafede durarak..

Ayrıntıda boğulmamalarını öneriyorum..

Örneğin Saadet Partisi yetkilileri..

Grup kuramayacak milletvekili sayısını, “olmaz”ları görüyorlar.

“Grup kurma”yı, TBMM’de etkin olmak için istediklerini belirtiyorlar..

SP’nin üst yönetimi..

Vereceğim somut örnekleri, bire bir yaşamış deneyimli siyasetçilerdir..

TBMM’de kimi zaman bir milletvekili, nice grupların yapamadığını yapar..

Deneyimli siyasetçilere değil ama.

Yeni nesile örnek olması için hatırlatayım..

BBP Genel Başkanı Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun 28 Şubat sürecinde grubu falan yoktu. Refahyol hükümetini darbeciler devirmek istediğinde,yedi milletvekili arkadaşı ile BBP olarak verdiği destek, milli iradeye büyük moral olmuştu..

Bugün dahi Muhsin Yazıcıoğlu’nu, rahmetle anıyoruz.

Erbakan Hoca’dan örnek verirsek..

1973’de 48 milletvekili ile TBMM’ye girmişti..

AK Parti’nin, 300’ü aşan milletvekili ile, 11 yılda ancak açabildiği İmam Hatiplerin orta kısmını..

1973’te, CHP ile koalisyon kurarak.

48 milletvekili ile, bir ayda açmıştı..

Demek ki ne imiş?

Sayı değil..

Kararlılık önemli imiş..

Varsayalım..

SP’ye 10 milletvekili teklif edildi..

İyi de.. O 10 milletvekiline, “kader”in ne roller biçeceğini, kim bilebilir?

Belki 30 milletvekilinin, TBMM’deki dağılım karşısında, hiçbir önemi olmayabilir de..

(CHP’nin 100’den fazla milletvekili var.. Ne önemi var bugünkü tabloda? Bence hiç!)

1997’deki gibi..

8 milletvekilinin, çok büyük bir önemli rolü gündeme gelebilir..

Veya şöyle düşünelim..

Şu an AK Parti kadroları içinde, Saadet Partisi’nin “olmazsa olmaz”ları konusunda aynı düşüncede olan, en az 100 milletvekili yok mudur?

Siz TBMM’de, haklı bir talep dile getirdiğinizde..

Ha sizi, kendi grubunuzdaki milletvekilleri desteklemiş..

Ha, dışınızdaki partilerden de destekle, grup sayısının üzerine çıkmışsınız..

Ne farkeder ki?

Bence..

AK Parti de Saadet Partisi de...

3’ü, 5’i, 10’u boşvermeli..

Alnı secde gören insanların..

Gönül rahatlığı ile oy verecekleri..

Kimsenin gözünün arkada kalmayacağı..

“Ben oyumu AK Parti’ye veriyorum ama, eşim de Erbakan Hocamızın hatırına, SP’ye verecek” denilerek, oyların bölünmeyeceği..

“Ailecek AK Parti’ye oy veriyoruz ama.. Vicdanımızda hep bir isyan var. Bu ülkede alnı secdelilerin ülke yönetimine gelmesi için ilk ciddi siyasi hareketi başlatan Erbakan Hocamızın emaneti olan Saadet Partisi, niye barajı aşmıyor? Niye aştıramıyoruz? Bunun vebali kimde?” sorusunun sorulmayacağı bir kararı almak, iki siyasi partinin üst yönetiminin elinde..

Pazarlık kızıştırıcısı da.. Aracısı da değilim.

“Hakları şu kadardır, yok bu kadardır” diyecek değilim..

“Şu kadar verilmeli, bu azdır” diyemem, demem..

Ama “ittifak”ın, iki parti açısından da bir zorunluluk olduğunu..

Gönül rahatlığı ile söyleyebilirim..

Haksızlık etmemek için..

AK Parti yöneticilerine de, somut örnek üzerinden, bir hatırlatma yapalım..

AK Partinin kıl payı kaybettiği milletvekili sayısının asgari 21 olduğu, en üst yöneticiler tarafından dillendirilmedi mi?

SP ile ittifak, sadece bu kıl payı kaybedilen 21 milletvekilliğinin..

MHP veya HDP’ye, hatta bazı yerlerde CHP’ye geçmesini önleyeceği, çok açık değil mi?

O zaman, neyi düşünüyorsunuz?

Ben bu tür konularda ilkeli olmayı önemserim, ticari düşünmeyi (kâr-zarar hesabı yapmayı) pek önermem ama..

AK Parti ilkeli davranmak istiyorsa..

Dindar insanların siyasi hayata atılmasına öncülük eden Erbakan Hoca’nın hatırına..

Yok ticari düşünecek iseler..

Kıl payı kaybettikleri 21 milletvekilliğini garantilemek için..

SP’ye tamamını verseler..

Ne olur ki?

Yine hiçbir şey kaybetmeden..

Sadece oluşan rüzgarın tesiri ile..

Tek başına iktidar olmayı garantilemiş olmazlar mı?

Bu ülkede, İHL’ler yeniden açılmış ise..

Öğrenciler, hatta memurlar başörtülü olarak resmi dairelere girebiliyorlarsa..

Ortaokullara bile, seçimlik Kur’an-ı Kerim dersleri konulmuş ise..

Hem SP.. Hem AK Parti fedakarlık yapıp..

“Eskiye dönüşe izin vermeyecek bir ittifakı gerçekleştirmeleri”, boyunlarına borçtur!