Amberin Zaman
(Habertürk, 11 Ağustos 2012)
PKK’nın eski yöneticilerinden Şemdin Sakık’ın yolladığı mektubu manşetine taşıyan Yeni Akit Gazetesi, Türkiye’nin en kıymetli kalemlerinden, meslektaşlarım demekten gurur duyduğum Hasan Cemal ve Cengiz Çandar’ı resmen hedef gösterdi. Şehit haberlerinin art arda geldiği bugünlerde Cemal ve Çandar’ı, Sakık’ın ağzından PKK’lı ilan eden Akit nefret pompalıyor. İçeride “Solcu Aleviler ve PKK’lılar el ele” başlığıyla tam sayfa yayınlanan haberden BDP Milletvekili Aysel Tuğluk ve son zamanlarda AK Parti iktidarını sert bir dille eleştiren Taraf Gazetesi yazarı Ahmet Altan ile Yasemin Çongar da nasiplerini alıyor. İşte Erol Metin’in imzasıyla haberleştirilen “mektuptan” bazı alıntılar:
“Yıl 2011. Bir zamanlar itirafçılığını ilan etmiş olsa bile, hâlâ solun ve Kemalizmin as elemanı rolü oynayan Hasan Cemal, İmralı’ya gitme icazeti alamayınca Kandil’e uçuyor. Ne konuştuklarını bilmiyoruz, ama bir mülakatla dönüyor. O da ilklerin yolunda giderek, Öcalan-Karayılan ikilisini kutsuyor, yüceltiyor, ne kadar kötü şey varsa muhaliflere yığıyor, ikisini de ‘barış güvercini’ ilan ediyor.”
“Yıl 2012. Bir zamanların büyük solculardan biri olan Cengiz Çandar, Kürt sorunu üzerine rapor hazırlıyor. PKK’yı ve PKK şefini en fanatik PKK’lıdan daha fazla övüyor, abartıyor... ‘PKK ve Öcalan olmadan hiçbir sorun çözülmez’ demeye getiriyor. Dahası PKK’ya, avuç içi kadar küçük ve de düz bir coğrafya olan Suriye Kürdistan’ında devlet kurdurtmaya kalkışıyor.”
Aysel Tuğluk için gazetenin birinci sayfasında Tuğluk’un fotoğrafıyla birlikte yer alan ifadeler de bir o çirkin. Sakık mektubunda Tuğluk için şu ifadeleri kullanıyor: “Kemalist, ateist ve milletsiz... Laik elittendir. CHP’den siyaset dersi almıştır.” Yani Sakık, CHP’nin de PKK ile işbirliği içerisinde olduğu açıkça ima ediliyor.
Peki biz bu filmi daha önce izlememiş miydik? Yıl 1998, 28 Şubat operasyonları tam gaz sürüyor. Genelkurmay İkinci Başkanı Çevik Bir sonradan sahte olduğu anlaşılan bir belge düzenleyerek, o günlerde yakalanan ve itirafçılığa soyunan Şemdin Sakık’ın ağzından Cengiz Çandar ve Mehmet Ali Birand’ın para karşılığı PKK’ya destek verdiği yalanını yaymıştı. Bunun üzerine Dinç Bilgin sahibi olduğu Sabah Gazetesi’nde yazan Çandar’ın yazılarını durdurup Birand’ı da işten atmıştı. Can güvenliği kalmayan Çandar, bir süreliğine Washington’a sığınmak mecburiyetinde kalmıştı.
14 yıl sonra bezer bir itibarsızlaştırma kampanyasının 28 Şubat mağduru Akit Gazetesi üzerinden yürütülüyor olması ayrı bir ironi. Dün görüştüğüm Çandar haklı olarak çok öfkeliydi.
“Çatışmaya devam politikasını yürüten güvenlik bürokrasisi besbelli ki bu politikalarına karşı çıkan herkesi yıpratmak, itibarsızlaştırmak istiyor ve yine Şemdin Sakık üzerinden yapıyor. 14 yıl sonra aynı numara. Bari biraz daha yaratıcı olsalar” diyen Çandar sözlerini şöyle sürdürdü: “İnsan artık sıkılıyor bu kepazelikten, bel altından vurulmaktan, hedef gösterilmekten.”
Bu Akit’in ilk vukuatı değil.
Mayıs ayı içinde Cengiz Çandar’ın katıldığı Kürt sorununun çözümüne yönelik uluslararası bir toplantıya girerken çekilen fotoğrafları yayınlayarak “Mason locasına girdi, PKK toplantısına katıldı” iddialarıyla meslektaşımı hedef göstermişti. Aynı toplantıya katılan Yeni Şafak yazarı Ali Bayramoğlu aleyhinde de günlerce yayın yapmıştı.
Başbakan, Kürt sorununda son bir yıldır benimsediği güvenlik ağırlıklı politikaları sorgulayan gazetecileri “bilmeyerek de olsa” PKK propagandası yapmakla suçlayabiliyorsa ve İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin de hiç sıkılmadan “Ha kalem, ha bomba” diyebiliyorsa, Akit Gazetesi’nin iktidarın hislerine tercüman olduğunu varsayıp kendilerine vazife çıkaranlar türeyebilir. Allah korusun ya yukarıda saydığımız isimlerden birinin başına kötü bir şeyler gelse Akit’teki arkadaşların vicdanları hiç mi sızlamayacak? Mübarek ramazan ayı hürmetine durun.