Yeni Akit yazarı: Adana’daki görüntüler İçişleri Bakanı ve Vali’nin söylediği gibi birkaç çürük elmanın orantısız güç kullanımından ibaret değil

Yeni Akit yazarı: Adana’daki görüntüler İçişleri Bakanı ve Vali’nin söylediği gibi birkaç çürük elmanın orantısız güç kullanımından ibaret değil

Yeni Akit yazarı Kenan Alpay, Adana'da Furkan Vakfı’nın 8 tutuklu üyesi için Pazar günü (20 Mart) düzenlediği yürüyüş sırasında eylemcilerin öldüresiye dövülmesinin ardından İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yaptığı açıklamayı eleştirdi.  Görüntülerin “tahrik ettiler, hakaret ettiler veya istismar ettiler” gibi mazeretlerle geçiştirilemeyeceğini yazan Alpay, “Adana’dan gelen görüntüler İçişleri Bakanı ve Adana Valisi’nin söylediği gibi birkaç çürük elmanın basit bir yetki aşımından, orantısız güç kullanımından ibaret değil maalesef” dedi.

Adana’daki işkence ve sert müdahalenin ardından İçişleri Bakanı Soylu ve Adana Valiliği’nin yaptığı açıklamalara yer veren Alpay, özetle yazısına şöyle devam etti:

"Adana’dan gelen görüntüler İçişleri Bakanı ve Adana Valisi’nin söylediği gibi birkaç çürük elmanın basit bir yetki aşımından, orantısız güç kullanımından ibaret değil maalesef. Adana sokaklarından gelen görüntüler o derece kötü, çirkin ve üzücü ki öyle ‘tahrik ettiler, hakaret ettiler veya istismar ettiler’ gibi mazeretlerle geçiştirilebilecek boyutta değil asla. Bu nasıl bir emniyet ve devlet mantığıdır ki tahrik olmaya teşne, hakaret karşısında vazife ve salahiyetlerini çiğnemeye heveskâr bekliyor. Devlet ciddiyeti, kanuna bağlılık sabun köpüğü müdür ki böyle kolayca uçup gidebiliyor!

“İşkence ve kötü muameleye sıfır tolerans” söylemini pratiğe dönüştüren bir siyasal iktidarı cadde ve sokaklarında kafa kol kırılan, kadın erkek demeden yerlerde sürüklenen, yüzlerce binlerce kayıt cihazı çalışırken dahi mahalle kavgası veya çete savaşları görüntüsüne mahkûm eden teamüllerle kuşatmaya kalkmak büyük bir cürettir.

Yaşanan manzara “birkaç çürük elma” mazeretçiliğinin çok ötesinde seyretmektedir. Yaşanan sıkıntıları görünmez kılmak, konuşulmaz hale getirmek yarayı kangrene çevirmekten başka sonuç da vermeyecektir.

Onca görüntüyü devlet adamlarının ağır, oturaklı beyanlarıyla tekzip etmek de toplumu ikna etmek de beyhude bir çaba olacaktır.

Şu valiyi, bu müdürü, filan siyasiyi koruyalım derken adaleti, hukuku, toplumun geleceğe dönük ümitlerini hepten korumasız bırakmayalım.

Sorunu inkâr etmenin, arızaları hafife almanın siyaset ve devlete de topluma da maliyeti her zaman büyük olmuştur."

Yazının tamamını okumak için tıklayın

TIKLAYIN - Adana'da Furkan Vakfı üyesi sokak ortasında öldüresiye dövüldü; polisten vakıf üyelerine kameralar önünde işkence!