Yeni Akit yazarı: Cumhurbaşkanı, cuma namazı kıldıracak!

Yeni Akit yazarı: Cumhurbaşkanı, cuma namazı kıldıracak!

Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın yanında inşa edilen caminin açılışı geçen cuma Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez tarafından yapıldı. Açılışa gittiğini belirten Yeni Akit yazarı Sinan Burhan, “Cami açılışında eksik olan bir nokta vardı. O eksiklik de Sayın Cumhurbaşkanının Cuma kıldırmamasıydı” dedi.

Sinan Burhan, “Dini bilgisinin iyi olduğunu bildiğimiz Erdoğan, Cuma namazı da kıldırsa iyi olur dedim. Sonra ufak bir araştıma sonunda aldığım bilgi ve edindiğim izlenim, evet Cumhurbaşkanımız Cuma namazı kıldıracak. Köşke yakın dostlarımız da bu bilgiye itiraz etmedi” görüşünü dile getirdi.

Erdoğan’ı Sultan Abdülhamid’e benzeten Yeni Akit yazarı, şu ifadeleri kullandı:

“Açılış anında aklıma bir an Abdülhamid Han geldi. Bu büyük sultanla da çok uğraştılar. İngilizler, batılılar ve yandaşları Kızıl Sultan dediler. Ama tarih gösterdi ki Osmanlı’nın en büyük padişahlarından birisidir. Siyonizme karşı dimdik ayakta durmuştur. Erdoğan da aynı Abdülhamid Han gibi. Bu büyük insan halkla buluşmak için Cuma Selamlığına çıkardı. Belki Erdoğan da yapar.”

Sinan Burhan’ın Yeni Akit gazetesinin bugünkü (7 Temmuz 2015) nüshasında, “Cumhurbaşkanı Cuma namazı kıldıracak mı?” başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan Milllet Cami’nin açılışını yaptı. Ben de sade bir vatandaş olarak Cuma namazına buraya gittim. Saray ve cami yan yana. Mimari özellikleri birbirine çok yakın. Zaten bu alan Cumhurbaşkanlığı Külliyesi diye geçiyor. Cumhuriyetin kurulduğu günden bu yana ilk defa cami ve devlet bu kadar bir araya gelmiş. Doğrusu bu tablo benim hoşuma gitti.

Cumhurbaşkanımızı bir kez daha tebrik ettim. Kimseden korkmadan, çekinmeden, kınamalara aldırış etmeden Cumhurbaşkanlığı alanına camiyi yaptırmış. Osmanlı ve Selçuklu mimarisinin birleşimiyle yapılan caminin harika bir görüntüsü var. Cumhurbaşkanımız açılışta bir konuşma yaptı. Alan hınca hınç doluydu. Diyanet İşleri Başkanımız dua etti.

Bu tablo aklıma ilk meclisin açılışını getirdi. Bu mecliste vekiller, Atatürk ve silah arkadaşları, din alimleri vardı. Bu tablo cumhuriyetimizin en güzel anlarından biriydi. Daha sonra cumhuriyetle milletimizin arası açıldı. İlk defa Erdoğan döneminde devlet ve millet kucaklaştı.

Cami açılışında eksik olan bir nokta vardı. O eksiklik de Sayın Cumhurbaşkanının Cuma kıldırmamasıydı. Dini bilgisinin iyi olduğunu bildiğimiz Erdoğan, Cuma namazı da kıldırsa iyi olur dedim. Sonra ufak bir araştıma sonunda aldığım bilgi ve edindiğim izlenim, evet Cumhurbaşkanımız Cuma namazı kıldıracak. Köşke yakın dostlarımız da bu bilgiye itiraz etmedi.

Açılış anında aklıma bir an Abdülhamid Han geldi. Bu büyük sultanla da çok uğraştılar. İngilizler, batılılar ve yandaşları Kızıl Sultan dediler. Ama tarih gösterdi ki Osmanlı’nın en büyük padişahlarından birisidir. Siyonizme karşı dimdik ayakta durmuştur. Erdoğan da aynı Abdülhamid Han gibi. Bu büyük insan halkla buluşmak için Cuma Selamlığına çıkardı. Belki Erdoğan da yapar. Peki bu gelenek nedir?

Cuma Selamlığı, Osmanlı Devleti padişahlarının Cuma namazlarına gidiş gelişlerinde yapılan etkinliktir. İslam devletlerinde yaygın bir gelenektir. Padişahlar, Sultan II. Abdülhamid Han’a kadar, camilere, ata binerek giderlerdi. Rahatsızlığından dolayı, Sultan Abdülhamid Han’ın 16 Aralık 1876’a saltanat arabasıyla Cumaya gitmesinden sonra, atla gitme alışkanlığı bitmiştir.

Cuma selâmlığı merasiminde, askerî, mülkî ve ilmiye sınıfından pek çok kimse bulunur, her sınıf askerden meydana gelen birlikler, namazdan sonra padişahın önünde resmi geçitde bulunurlardı. Halkla buluşma ve kaynaşma yeridir burası. Zaten Cuma namazı çıkışında Erdoğan beraberindeki bakanlarla beraber halkı selamladı. Caminin açılışında vatandaşların yoğun ilgisi ve devlet erkanının orda olması bana Cuma Selamlığını hatırlattı. Cumhurbaşkanımız bakanlarla birlikte halkı selamladı. Güzel de oldu. Cumhur ve başkanı buluştu.

 

Cem Küçük doğru söylüyor...

 

Ne Cem Küçük’ü tanırım, ne Ethem Sancak’ı ne de Hilal Kaplan’ı. Zaman zaman köşelerinde çeşitli eleştiri yapıyorlar. Bu eleştirilerin doğru olanı var yanlış olanı var. Dün Cem Küçük’ün Star’da yazdığı bir yazı var. Diyor ki o yazısında, Erdoğan’ı eleştirenler menfaatleri için eleştiriyor. Bu eleştiri doğru bir eleştiri. Hem Doğan grubunun yazarı olacaksın hem de Erdoğan’ı seveceksin. Bu mümkün mü, elbette değil. Hem hep niye siz kazanıyorsunuz. Ak Parti iktidardayken Ak Parti’den nemalanın, Ak Parti koalisyona düşünce Doğan grubundan nemalanın. Yok öyle yağma. Cem Küçük filan beni ilgilendirmez. Ama enayi de değiliz artık. Ahmet Hoca’yı dün yerden yere vuruyordun Akif Bey. Sonra tornistan. Ben; sen yerden yere vururken, Milli Gazete’de hem de muhalif bir gazetede Hocayı savunuyordum. Halen de Hocayı savunurum. Bugün Hoca Başbakan, sonra dön bu tarafa. Millet yemiyor artık.