Yeni Akit yazarı: 'İslamofobi' Türkiye’yi de ciddi şekilde tehdit ediyor

Yeni Akit yazarı: 'İslamofobi' Türkiye’yi de ciddi şekilde tehdit ediyor

Yeni Akit yazarı Ahmet Varol, bugünkü yazısında, 2019 yılında Yeni Zelanda’da bir camiye yapılan saldırıda 51 kişinin hayatını kaybettiğini, geçtiğimiz 6 Haziran, Kanada’da, 20 yaşındaki bir kişinin minibüsü kaldırımdaki yayaların üzerine sürerek  4 kişinin ölümüne neden olduğunu belirterek “Saldırının tamamen İslam karşıtlığından ve Müslüman düşmanlığından kaynaklandığı dile getirildi” dedi.

İstanbul Nişantaşı’ndaki Mıstık Parkı’nda, İstanbul Teknik Üniversitesi’nde (İTÜ) öğretim görevlisi olan Neşe Nur Akkaya ve kız arkadaşının,  parkta oturup sohbet ederken, başörtülü oldukları gerekçesiyle bir kişinin sözlü ve yumruklu saldırısına maruz kaldıklarını ifade eden Varol, saldırganın sorgusunda suçunu kabul etmesine rağmen serbest bırakıldığını belirterek “Öncelikle şunu belirtelim ki bu olayların tümünde etkin unsur aynı şeydir: İslamofobi diye isimlendirilen ve adeta virüs gibi yayılan, Müslüman kimliğinden, Müslümanın yaşayış tarzından, inancını hayata taşıma duyarlılığından rahatsız olan korkunç kin ve nefret duygusu. 

Son dönemde İslâm düşmanlığı planlı ve kasıtlı bir şekilde organize edildi, yetişen neslin Müslümanları öcü olarak görmesi için sistemli faaliyet yürütüldü. Bu faaliyetin bir gerekçeye dayandırılması için “İslamofobi” yani “İslâm korkusu” diye bir kavram geliştirildi” diye yazdı.

Son iki yıl içinde, dünyada, yaşam tarzlarından dolayı Müslümanlara çok sayıda saldırı gerçekleştirildiğini ifade eden Varol, şöyle devam etti:

Görüldüğü kadarıyla ilk önce Avrupa’da ortaya çıktığı düşünülen ve “İslamofobi” olarak isimlendirilen son derece tehlikeli virüs Avrupa sınırlarını çoktan aşmış ve dünyanın dört bir yanına yayılmış. Oldukça tehlikeli bir şekilde de yayılmaya devam ediyor. 

Artık bu tehlikenin Türkiye’yi de ciddi şekilde tehdit ettiği ortada. Eğer gereken tedbirler alınmaz ve virüs kontrol edilemezse bugün parkta sohbet eden bayanlara başörtülerinden dolayı saldıran ruhun yarın kaldırımdaki insanların üzerine minibüs sürmeyeceğinden veya Cuma namazı vaktinde camileri basıp insanların üzerine mermi yağdırarak katliam yapmayacağından kimse emin olamaz. O yüzden olayın basite alınmaması, küçümsenmemesi ve tehlikenin baştan görülmesi gerekiyor.”

Yazının tamamını okumak için tıklayın