Yeni Akit yazarı Ali Karahasanoğlu, Kahramanmaraş merkezli 1 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremin ardından yaşanan yıkımlara ilişkin olarak, “Bu ülkede, bu TMMOB ve yan unsurları, Ankara’da alt geçit yapılmasına, üst geçit yapılmasına varıncaya kadar, onlarca hizmetin yapımında takoz oldular.Dava açtılar.. Yürütmeyi durdurma istediler..Eskinin kafadengi hakimleriden, istedikleri kararları da, çoğu zaman aldılar.. Engellemeler yaptılar.. Çürük işler yapılıyorsa.. Niye söylemediler.. Cumhurbaşkanı’nın misafirleri ile birlikte bir masada buluşması için yapılmış büyük bir yuvarlak masayı dert edindiler de.. 22 bin cana mal olan binlerce binanın çürük, hatalı, kusurlu yapımına niye itiraz etmediler.." düşüncesini dile getirdi.
Karahasanoğlu yazısında, "Binlerce insan.. Şu anki açıklanan rakam, 22 bini geçti..Kamuoyuna bir açıklamanız yok.. Oysa, Külliyedeki masanın fiyatlandırılmasına kadar, her konuya burnunuzu sokuyordunuz.. Şimdi yıkılan binalarla ilgili tek kelime etmiyorsunuz.. Niye ki? Kanaryaseverler Derneğimişsiniz gibi, o yıkılan inşaatların tamamının altında sizlerin de öyle veya böyle birer imzalarınız olduğu gerçeğine karşı üç maymunu oynuyorsunuz.. En fazla ölümün yaşandığı Hatay’da, 8 yıldır belediye başkanlığı yapan CHP’li Lütfü Savaş’ın tek bir kusuru yok..Ama.. Tek suç, AK Parti iktidarında imiş gibi..Kendi internet sitelerinde bile doğru dürüst bir haber, bir açıklama koymayanlar, ateistlerin buluşma mekanı Birgün gazetesinde, yazılar kaleme almışlar.." ifadesini kullandı.
Karahasanoğlu şunları kaydetti:
"TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı imiş, adı Emin, soyadı Koramaz..Der ki Emin bey: “Ülke tarihimizin en büyük felaketlerinden birisini yaşadık. (..) Yaşadığımız bu büyük felaketi toplumsal bir trajediye çeviren olay depremin yaşandığı ilk andan itibaren siyasal iktidarın tutumu olmuştur.”
Kafa bu.. Mimarlar Odası Yönetim Kurulu üyesisin.. İnşaat mühendisleri odalarındaki yöneticilerle birlikte, bu yıkılan binaların tetkik anlamda en büyük vebali sizlerin omuzunda.. “En büyük felaketlerden birini yaşadık” diyor, hemen saldırıya başlıyorsun: “depremin yaşandığı ilk andan itibaren trajediye çeviren siyasal iktidarın tavrıdır.” Yani bu arkadaşların mimarisini dizayn ettikleri Hatay’daki Rönesans Rezidans’ta, binalar; ki hem de 1999 öncesi de değil, şunun şurasında 5-6 yıl önce yapılmış binalar.. Yan yatmamış gibi.. Burada bir kusur, bir suç yokmuş gibi.. Suç, siyasal iktidarda imiş.. Kentsel dönüşüm için adım atıldığında, “yaptırmayız, yıktırmayız. Kentsel dönüşüm değil, müteahhitlere rant aktarma operasyonu” diyerek takoz olanlar.. Şimdi kalkmışlar, kendi imzaladıkları projelerin kibrit kutusu gibi devrilmesinin sorumluluğunu, siyasal iktidara yüklüyorlar..
Savcılara çağrımdır.. Yıkılan binaların tamamının müteahhitleri tabii ki, sorgulanmalıdır.. Özellikle 1999 depreminden sonra yapıldığı halde yıkılan binaların müteahhitleri.. Ama onlarla birlikte.. O yapıların mimarları, mühendisleri..Yapı denetim elemanları.. Belediyelerdeki uzantıları.. Kim olursa olsun.. Kasıt bir yana.. menfaat odaklı bir gözyummalar bir yana.. Kusurlular dahi, hesaba çekilmelidir..TMMOB yönetiminden başlayıp.. Kime, nereye ulaşacaksa, hepsinden hesap sorulmalıdır."