Yeni Akit Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Ali Karahasanoğlu, KADEM’İn İstanbul Sözleşmesi’ne gelen eleştirilere verdiği 16 maddelik açıklamayı bugünkü köşesinde yorumladı. Karahasanoğlu, “Kötü niyetli biz miyiz? Hinoğlu hin batılıların hazırladığı bir sözleşmeye, dindar kardeşlerine göstermediği hüsn-ü zannı gösteren KADEM mi?” düşüncesini dile getirdi.
Karahasanoğlu, "Bu ülkede, dine mesafeli ne kadar feminist var ise.. Ne kadar gayrimeşru birlikteliği savunan solcu, sosyalist, komünist, ateist tip var ise.. Kur’an öğretimine karşı çıkan, kadının başındaki örtünün yasaklanmasını, imam hatiplerin kapatılmasını isteyen ne kadar despot kafa var ise.. Muhafazakâr insanları gerici olarak gösterip, hakaret eden ne kadar kendini beğenmiş aristokrat var ise.. Daha özele gireyim.. AK Parti’nin amansız düşmanları arasında yer alan, bu partiye kapatma davası dahil, genel başkanını siyasetten men etmek için çeşitli oyunlar tezgahlayan ne kadar hukukçu var ise" ifadesini kullandı.
Karahasanoğlu, "Belki şöyle özetleyebiliriz.. Bugün AK Parti’den sonra en yüksek oyu alan CHP’nin içinde ne kadar isim var ise.. Hepsi, abartmıyorum, istisnasız İstanbul Sözleşmesi’nden yana.. Bu taraftarlık, tek başına, İstanbul Sözleşmesi’nin yanlışlığını gösterir mi? Tabii ki göstermez.. Bir ekleme daha yaparsak.. Daha doğru bir tanımlama yapmış oluruz.. AK Parti içindeki görüşü ise şöyle özetleyebiliriz.. Bir kısım destek, bir kısım karşı, bir kısım ise iyileştirme önerisinde.. Sadece ve sadece, CHP’lilerin istisnasız destek vermesi, AK Parti’nin ise bu konuda tereddütleri olması bile.. Bu konuya CHP’lilerin 'ölümüne destek' bakış açısı ile yaklaşılamayacağını gösteriyor.." değerlendirmesinde bulundu.
Karahasanoğlu yazısında şunları kaydetti:
Der ki KADEM bu konuda kendisine yöneltilen soruları özetleyerek: “İstanbul Sözleşmesinde LGBT gibi yönelimlere kapı aralayan maddeler var mı?”
KADEM sormuş ve cevabını da şöyle vermiş:
“Hayır. Sözleşme, üçüncü bir tür oluşturmaya ya da LGBT eğilimlerini hukuk normu olarak belirlemeye veya teşvik etmeye yönelik herhangi bir hüküm taşımamaktadır. Aynı cinsiyetten olan çiftlerin yasal olarak tanınması da dâhil olmak üzere cinsel yönelimle ilgili olarak ortaya yeni standartlar koymamaktadır. Bu sözleşmenin eşcinsel yönelimlerin meşrulaşmasına sebep olduğunu iddia etmek ise en hafif tabirle kötü niyetliliktir.”
Bunu söyledikten sonra, bakın kendi söylediklerini nasıl tekzip ediyorlar:
“Cinsel yönelim kavramı sadece Sözleşme’nin 4. maddesinde geçmektedir.”
Bitti arkadaşlar..
Dağılabilirsiniz..
Kötü niyetli biz miyiz?
Hinoğlu hin batılıların hazırladığı bir sözleşmeye, dindar kardeşlerine göstermediği hüsn-ü zannı gösteren KADEM mi?
Yazının devamı için tıklayın