Yeni Akit Yazı İşleri Müdürü: Rusya ile Ukrayna, Karadeniz’i savaş gölüne çevirme yolunda; demek ki, Montrö’nün tek başına bir işlevi yokmuş

Yeni Akit Yazı İşleri Müdürü: Rusya ile Ukrayna, Karadeniz’i savaş gölüne çevirme yolunda; demek ki, Montrö’nün tek başına bir işlevi yokmuş

Yeni Akit gazetesi Yazı İşleri Müdürü Ali Karahasanoğlu, "Bir yandan 'Montrö Sözleşmesi ile, Türkiye gereksiz yere dünya devletleri ile ihtilaflara düşmeyecek' diyoruz, bir yandan da hiç gereği yok iken, Karadeniz’de gemilerin kalacağı süre üzerinden bile, biz kendimizi başkalarının ihtilafında taraf haline getiriyoruz. Ve bu noktada, amirallere soralım: Karadeniz’deki gemilerin çıkarılması bizim görevimiz olmadığına göre, o gemilerin 21 günle sınırlı olarak Karadeniz’de kalmasını düzenleyen sözleşme, niye bizim haklarımızı güvence altına alıyormuş gibi tanıtılıyor? Bize ne, Karadeniz’de kıyısı olan devletlerin haklarını koruyan sözleşmeden? Bizim kendi Boğazlar’ımıza bakmamız gerekmez mi? Neresinden bakarsanız bakınız, emekli amirallerin tezlerinin iflas ettiğini görüyorsunuz. Tam da, Montrö üzerinden bildiri yayınladıkları günlerde, bu somut örnek cereyan ediyor." dedi.

Karahasanoğlu, "İşin daha vahimi, Karadeniz’de savaş olmaması için, güvence gibi gösterilen Montrö Sözleşmesi, Karadeniz’de kıyısı olan devletler arasında savaş çıkma ihtimalini hiç dikkate almıyor. İşte o somut örnek de bugünlerde karşımıza çıkmış oluyor. Rusya ile Ukrayna, Boğazlar’dan savaş gemisi geçirtmeden, birbirleri ile ihtilaf yaşıyorlar. İkisi de, Karadeniz’de kıyısı olan devletler. Boğazlardan geçmeye ihtiyaç olmadan, Karadeniz’i savaş gölüne çevirme yolunda, büyük bir ihtilafı sürdürüyorlar. Demek ki, kendi güvenliğimiz için de olsa, Karadeniz’in barış gölü olmasını sağlama yolunda, Montrö’nün tek başına bir işlevi yokmuş. Siz, Karadeniz dışındaki devletlerin o bölgeye gelmemesi için sözleşme yaparken, diğer taraftan Karadeniz’deki devletlerin birbiri ile savaşmasını önleme noktasında, elinizden hiçbir şey gelmiyor. Bizim önerimiz ne? Montrö’nün iptal edilip, şu an bu sözleşme ile yabancı devletlere verilen hakların çok daha azının onlara tanınması. Elalemin gemisinin, Karadeniz’de kaç gün kalacağının polisliğini biz niye yapalım ki? Çok istiyorsa, Birleşmiş Milletler takip etsin o işi. Ama biz ticari gemilerin tümünden, gerekli harçları alarak geçişlerine izin verme kararımızı deklare ederek savaş gemileri için ise bugünkü tonaj sınırlandırmalarının çok daha altında bir tonaj belirlemesi yaparak, “Savaş gemilerinizi bizim sularımızdan geçiremezsiniz Rusya da gemilerini Ege’ye geçiremez ABD de gemilerini Karadeniz’e geçiremez” kararlılığını göstermeliyiz. Bu şekli ile, dünya barışına da büyük bir katkı sunulmuş olur" görüşünü savundu. 

Yazının tamamı için tıklayın.