TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyon üyesi, CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, bugünkü toplantının ardından yaptığı açıklamada, temel hak ve hürriyetler başlığı altında, temel ilkeler alt başlığı içinde “insan onur ve haysiyeti” ile “temel hak ve hürriyetlerin (özgürlüklerin) niteliği ve ve bütünlüğü” maddelerinde taslak yazımında mutabakata varıldığını açıkladı
Kart'ın verdiği bilgiye göre, “İnsan onur ve haysiyeti” başlıklı maddede, “İnsan onur ve haysiyeti dokunulmazdır. İnsan onur ve haysiyeti insan haklarının ve anayasal düzenin temelidir. Devlet, insan onur ve haysiyeti ile insanın maddi ve manevi varlığını geliştirme hakkına saygı duyar, bu değerleri korur ve bunların önündeki tüm engelleri kaldırır” ifadesi yer aldı
“Temel hak ve hürriyetlerin niteliği ve bütünlüğü” maddesinde ise “Herkes kişiliğine bağlı dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere/özgürlüklere sahiptir. Temel hak ve hürriyetler/özgürlükler bir bütündür, ve birbirini tamamlar” şeklinde yazıldı.
TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu üyesi ve CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, toplantının ardından yaptığı açıklamada, daha önce planlanan program çerçevesinde, yeni anayasanın “temel hak ve özgürlükler” konusunda iki maddede taslak yazımını tamamladığını söyledi.
Komisyonun, 3. madde olarak “eşitlik” maddesine yönelik daha önce alt komisyonun yaptığı çalışmaları da değerlendirerek hayli uzun süren tartışmalar olduğunu ifade eden Kart, konuyla ilgili şu bilgiyi verdi:
“Eşitlik maddesini tartışırken, mutlak anlamda eşitlik, ayrımcılık yasağı, sosyal dışlanmaya karşı güvence, devletin pozitif yükümlülüğü ve kadın erkek eşitliği gibi temel kavramları da içerecek bir madde düzenlemesi yapılması konusunda genel anlayış var. Bunları da gözönüne alarak yazım komisyonu yarından itibaren 3. madde ve katalogda yer alan diğer maddeleri yazma konusundaki çalışmalarını sürdürecek. Çarşamba gününe kadar o noktadaki çalışmaları yapabildiği ve tamamlayabildiği ölçüde sürdürecek. Çarşamba günü Uzlaşma Komisyonu, yazım komisyonunun taslak olarak tamamladığı o metinler üzerinde çalışmasını yapacak.”
Kart, “Bunlar yeni anayasanın ilk maddeleri değil mi?” sorusuna, “Biz taslak metin çalışmasını yapıyoruz. Yeni anayasa yapım sürecinde esas aldığımız temel maddeleri, temel hak ve özgürlükler kapsamında düzenlemiş oluyoruz. Bu tabii insan onurunu ve haysiyetini esas alan bir düzenlemedir. Devletin bunlara karşı sorumluluğu, sadece sorumlulukla yetinmeyen o kavramların gereğini yapma sorumluluğunu, bu anlamda devletin pozitif anlamda sorumluluğunu, yükümlülüğünü dile getiren bir anlayışı dikkat ve takdirlerinize sunuyorum” dedi.
Kart, “3. madde olan eşitlik maddesinde sosyal dışlanma notunu
almışsınız, bu sizin önerdiğiniz mahalle baskısı ile ilgili mi?” sorusuna, “Sadece o kavramla sınırlı değil. Bu olayın kişi hakları, sosyal hakları, kültürel haklar boyutu var ve bu çok temel bir kavram, bunu zaten bu aşamada daha somut olarak sizlerle paylaşacağız. Sadece bu olayı mahalle baskısı kavramı içine hapsetmek doğru değil' diye konuştu.
“Temel hak ve özgürlükler” kısmının ne zaman tamamlanmasının öngörüldüğü sorusuna Kart, “Bunun adını koyamayız. Son derece özenle, sorumlulukla ve dikkatle sürdürülen bir çalışma söz konusu...'Bugünden yarına, temel hak ve özgürlükleri şu tarihte, yazım aşamasını şu tarihte bitiririz' diye bir tarih belirtmek son derece yanlış olur. Komisyon üzerinde bir baskı yaratma anlamına gelir. O sebeple tarih beyan etmenin, dışarıdan da tarih beklentisine içine girilmesinin ya da tarih dayatması içine girilmesi son derece yanlış olur” karşılığını verdi.
Kart, “İnsan onuru ile ilgili kaygılar giderildi mi?” sorusuna, “Bu metin elbette kamuoyunda tartışılacak, görüşülecek ve istişare edilecektir. Bu da bizim hedeflediğimiz bir süreçtir. İlk bakışta onur ve haysiyet kavramları biri diğerinin alternatifiymiş gibi ya da birinin yerine diğerinin kullanılması gerekirmiş gibi bir algı var. Bu doğru değil. O kavramların içine girildikçe, o kavramlara nüfuz edildikçe bu kavramların aslında birbirini tamamlayan kavramlar olduğu görülecektir. Bu konuda herhangi bir ihtilaf doğmadı. Bu iki kavramın birbirini tamamlayan ve güçlendiren nitelikte olduğu konusunda ortak görüş belirdi” açıklamasını yaptı.