Dünya çapında yaklaşık üç milyon insanda, multipl skleroz (MS) olarak bilinen çoklu doku sertleşmesi hastalığı var. Bilim insanları, tedavisi olmayan bu hastalığa yol açan bir nedeni ortaya çıkardıklarını düşünüyor. Bu, neredeyse herkesin yakalanabileceği bir virüs. Peki bu bulgu MS tedavisi ve hatta hastalığın önlenmesi bakımından ne anlama geliyor?
Beyin bir elektriksel aktivite orkestrası gibidir. Nöron adı verilen milyarlarca sinir hücresi, belli elektrik sinyalleri üretir. Bunlar bir araya geldiğinde ortaya çıkan senfoni, kim olduğumuz, düşüncelerimiz, duygularımız, vücudumuz üzerindeki kontrolümüz ve çevremizdeki dünyayı nasıl deneyimlediğimizi belirler.
Ancak multipl sklerozda bir sabotajcı söz konusudur. Kendi bağışıklık sistemimiz nöronlara karşı harekete geçer ve artık uyum içinde bir orkestra yoktur ve bunun yıkıcı bir etkisi olur.
Bağışıklık sistemini neyin yanlış yönlendirdiği uzun süredir tartışılan bir konu. Ancak bu yıl yayınlanan araştırmalar Epstein-Barr virüsüne işaret ediyor.
Londra Queen Mary Üniversitesi'nden Profesör Gavin Giovannoni, "MS'e muhtemelen bu virüsün neden olduğuna dair çok güçlü kanıt var" diyor.
Bir MS hastasının beyin taramasıEpstein-Barr virüsü (EBV) o kadar yaygın ki, hemen herkes ona yakalanabilir. Çoğumuz farkına bile varmayız, ama bu virüs, glandüler ateş veya mononükleoz olarak da bilinen "öpücük hastalığı" ile ünlüdür.
EBV, öncelikli olarak ağız, boğaz sıvıları ve vücut salgılarıyla yakın temas yoluyla kişiden kişiye bulaşır. En sık tükürük yoluyla bulaşması sebebiyle öpücük hastalığı olarak da isimlendirilir. EBV, on yıllardır MS şüphelileri listesinde yer alıyor, ancak virüs çok yaygın ve multipl skleroz çok nadir olduğu için kesin kanıt bulması zordu.
En önemli kanıt, iki yılda bir askerlerden kan örnekleri alan ABD ordusundan geldi. Savunma Bakanlığı Serum Deposu dondurucularında tutulan bu kan örnekleri araştırmalar için önemli bir kaynak olarak görülüyor.
Epstein-Barr virüsü, EBV, herpes virüs grubuna ait ve yaygın görülen bir virüsHarvard Üniversitesi'ndeki bir ekip, EBV ile multipl skleroz arasındaki bağlantıyı kurmak için 10 milyon kişiden alınan örnekleri inceledi.
Ekip, multipl skleroz teşhisi konan 955 kişiyi buldu ve düzenli kan örneklerine bakarak hastalığın seyrini inceledi. Araştırmanın sonuçları Science dergisinde yayımlandı.
Harvard'dan Prof. Alberto Ascherio, "Epstein-Barr virüsü ile enfekte olmayan bireyler neredeyse asla multipl skleroz olmazlar" dedi:
"Epstein-Barr virüsü enfeksiyonundan sonra multipl skleroz riski 30 kattan fazla artıyor."
Ekip, sitomegalovirüs (insan herpes virüsü) gibi diğer enfeksiyonları da kontrol etti, ama sadece Epstein-Barr virüsünün MS ile çok net bağlantısı görüldü.
Askerler EBV virüsüne yakalandıktan sonra, beyinde yaralanma belirtilerine işaret eden atıklar kanda tespit edildi. Enfeksiyondan yaklaşık beş yıl sonra da MS teşhisi kondu.
Prof. Ascherio, çalışmanın EBV'nin hastalığa neden olduğuna dair "ilk" ikna edici kanıt olduğunu söylüyor. Virüslerin birçok insanı enfekte edebileceğini, ancak yalnızca bazılarında ciddi komplikasyonlara neden olduğunu belirtiyor. Örneğin çocukluk hastalıklarını önleyici aşılar bulunmadan önce "neredeyse tüm çocuklar" çocuk felci virüsüne yakalanırken, 400 çocuktan biri felç geçiriyordu.
Virüsün hastalıkta kritik bir rolü olduğunu kesin olarak kanıtlamak için insanların EBV'ye yakalanmasını önleyebilecek ve bunun MS'i önleyip önlemediğini görebilecek bir çalışma yapılması gerekecek.
Virüsün vücutta nelere yol açtığını anlamaya çalışan araştırmalar da var.
Tek bir nörona (sinir hücresi) odaklanırsak, yani beyin orkestrasındaki tek bir enstrüman olarak tanımlayacağımız bu hücre, miyelin kılıfı adı verilen yağlı bir tabakayla kaplıdır. Nöronların elektrik sinyallerini saniyede 100 metre hızla fırlatmasına izin veren bu yağ tabakasıdır. Ancak multipl sklerozda bağışıklık sistemi miyeline saldırır, elektrik sinyallerini bozar ve sonunda nörona zarar verir.
Beynin veya omuriliğin hangi bölümünün etkilendiğine bağlı olarak, multipl skleroz uyuşukluk, bulanık görme, yürüme güçlüğü, konuşma bozukluğuna neden olabilir ve bazı insanlar hafızalarının veya duygularının etkilendiğini görebilir.
California'daki Stanford Üniversitesi'nde immünolog (bağışıklık uzmanı) Prof. Bill Robinson, birkaç yıl öncesine kadar EBV ihtimaline şüpheyle yaklaşıyordu. "Ben küçümsedim, herkeste EBV var, bu yüzden MS'e yol açmasının hiçbir yolu yok" diyordum.
Artık sadece tamamen ikna olmaktan da öte, virüs ile miyelin kılıfı arasındaki noktaları birleştirebileceğini de düşünüyor.
Nature dergisinde yayınlanan çalışması, bağışıklık sisteminin kafası karışmış bir halde miyelin kılıfına yanlış teşhis koyduğunu, EBV virüsü ile savaştığını sanıp saldırıya uğradığını gösteriyor.
Prof. Robinson'ın ekibi, bağışıklık sisteminin bir parçası olan B hücrelerini inceliyordu. Bu hücreler virüslere ve diğer tehditlere karşı antikor üretimini yönlendiriyor. Bu antikorlar istilacı virüse yapışır ve bağışıklık sisteminin geri kalanına gelip saldırması için sinyal verir.
MS hastalarında, virüsün bir kısmına (EBNA1 adı verilen bir protein) saldırmak üzere tasarlanmış antikorların, beyindeki bir insan proteinine de (GlialCAM) yapışabildiğini tespit ettiler. Moleküler düzeydeki bu yanlış teşhis durumu bilimsel olarak çapraz reaksiyon olarak bilinir.
Prof. Robinson, "[Virüs] aynı zamanda miyelin kılıf proteinine benzeyen bir viral protein arasında çapraz reaktiviteye neden oluyor ve bu da MS semptomlarına neden olan hasara yol açıyor" diyor.
Ancak bu, EBV ile enfekte olan herkesin başına gelmez. Daha yüksek MS riski altında doğmak, kadın olmak, çocukluk döneminde travma geçirmek ve yaşadığınız yer (az güneş ışığı ve D vitamini seviyeleri) gibi diğer faktörler de hastalık riskini artırabilir.
Multipl sklerozun nedenine dair böylesine net bilgi, nasıl tedavi edileceğine ve hatta nasıl önleneceğine dair daha iyi bir fikir verebilir.
Tıpkı kansere neden olan insan papilloma virüsü (HPV) ile mücadelede artık aşı kullanılması gibi bir başarının bu konuda da elde edilmesi hedeflenebilir. HPV enfeksiyonları, rahim ağzı, penis ve ağız kanserleri de dahil olmak üzere kanser riskini artırabilir. Ancak çocukluk ve ergenlikte aşı programının kanserler üzerinde o kadar etkisi oldu ki eski rutin sürüntü testlerine artık gerek kalmayabilir.
Covid aşısını hızla geliştirmek için kullandığı aynı teknolojiyi kullanan Moderna da dahil olmak üzere, halihazırda bir EBV aşısı üzerinde çalışan birkaç şirket var. Ancak aşıların, multipl sklerozda rol oynayan aynı sahte antikorları üretmek üzere bağışıklık sistemini tetiklemediğinden emin olmak gerekecek.
Multipl sklerozun aşıyla önlenip önlenemeyeceğini tespit etmek onlarca yıl sürecektir. Bu yüzden halihazırda MS hastası olanlar için bir "tedavi edici aşı" öncelikli hedef olacaktır.
Prof. Giovannoni, bunun su çiçeği virüsü bulaşmış kişilere verilen zona aşısına benzeyeceğini belirterek "virüsü zaten kapmış olsanız bile, karşı bağışıklık tepkisi oluşturmak için bağışıklık sistemini güçlendiriyorsunuz" diyor.
EBV ile enfekte olmuş B hücrelerini ve virüsün kendisine saldıran ilaçları hedef alan tedaviler de araştırılıyor. Prof. Giovannoni, bazı çalışmaların HIV ilaçlarının MS'e yakalanma riskini azalttığının gözlendiğini, bu nedenle HIV antiretroviral ilaçlarının MS'de işe yarayabileceğine dair "küçük bir ipucu olduğunu" söylüyor.
Ama hala büyük belirsizlikler var.
EBV'yi bir kez aldığınızda, bunlar antikor üreten B hücrelerine yerleştiği için ömür boyu vücutta kalıyor.
Peki bağışıklık sistemini yanlış yola sokan ilk enfeksiyon mu oluyor?
Yoksa MS'e yol açan şey bağışıklık sistemini harekete geçiren virüsün sürekli varlığı mı?
Araştırmacılar, multipl sklerozun nedenlerini anlamada büyük adımlar atmış oldu; ancak bu bilgiyi insanların yaşamlarında önemli bir fark yaratacak şekilde kullanmak yeni çalışmalar gerektiriyor.