T24- İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ikinci Ergenekon davasının bugünkü duruşmasında çapraz sorguda ifade veren Mustafa Balbay, kendisine atfedilen ve hakkındaki suçlamaların dayanağı olarak iddianameye giren günlüklerle ilgili olarak, “Benim notlarımdan yeniden oluşturulmuş, montajlanmış. Benim böyle bir günlüğüm yok” dedi.
İkinci Ergenekon davasının öğleden sonraki oturumunda çapraz sorguda ifade veren Mustafa Balbay, kendisine yöneltilen birçok soruya "Bunlara daha önce yanıtladım" diyerek cevap verdi. Savcı Nihat Taşkın'ın, "günlüklerde yapıldığını iddia ettiğiniz değişliklere neden savcılıktaki sorgunuz da itiraz etmediniz de mahkemede itiraz ediyorsunuz?" sorusu üzerine Balbay, "Tutuklandıktan bir hafta sonra bütün internet sitelerinde 'Balbay'ın günlükleri' diye haber çıktı. Bu haberleri inceledim. Montaj olduğunu söyledim. Benim notlarımdan yeniden oluşturulmuş dedim. Medyada, Balbay'ın günlükleri diye çıktı ama benim böyle bir günlüğüm yok" diye yanıtladı.
"Savcılık sorgularında tedirgindim"Her iki savcılık sorgusunda tedirgin olduğunu belirten Mustafa Balbay, "Tek endişem korkum mesleğime helal gelmesiydi. Aynı zamanda bunu mesleğime saldırı olarak algıladım.Tedirginliğim bu nedenleydi. Bu verilerin hukuk dışı elde edildiğini bilmiyordum. Ahmet Necdet Sezer ile telefon görüşmeleri iddianameye konulmuştur. Ahmet Necdet Sezer, terör örgüt üyesi mi? Cumhurbaşkanlığı makamı terör üssü müdür? 'Savcı suç ortaklarının adını vermekten kaçındı' diye yorum yapmış. Pek çok toplantıya meslektaşlarımla katıldım. Bazı yazılarımda adlarını verdim. Bazıların da ise vermedim. Savcılar mazur görsünler bu soruları mesleğime saldırı olarak gördüm" dedi.
Günlükler daha sonra ortaya çıkmışMustafa Balbay'ın ilk savcılık ifadesinde kendisine günlüklerle ilgili soru sorulmadığını belirtmesi üzerine savcı Nihat Taşkın, "İfadenizi alan savcı bendim. İlk ifadede bunlar sorulmadı. Çünkü ben de bilmiyordum. Bilgisayarın silinmiş kısımlarından elde edilmiş. İkinci kez ifadeye çağrılmanız bu nedenledir" dedi.
Silmeseydim tavana kadar belge olurduSavcı Nihat Taşkın'ın "Gazeteci olarak tuttuğunuz günlüklerin bir kısmını neden silme ihtiyacı hissettiniz? Bir kısmını niye silmediniz? şeklindeki sorusuna Mustafa Balbay, "Bu soruyu bütün ayrıntılarıyla yanıtlamıştım. Eğer hiçbir veriyi silmemiş olsaydım. Buradan tavana kadar bilmiyorum tavan ne kadar sağlam ama tavanı aşacak kadar belge olurdu" diyerek yanıtladı.
Siyasi partiye üye misinizHerhangi bir sendika ve siyasi partiye üye olup olmadığının sorulması üzerine Balbay, Türkiye Gazeteciler sendikası, Gazeteciler Cemiyeti, Çağdaş Gazeteciler Derneği üye olduğunu belirterek, Kuvai Milliye ve Vatansever Kuvvetler Güç Birliği ile bir irtibatının olmadığını söyledi.
Bunlar ham notlardırSavcı Mehmet Ali Pekgüzel, VKGB antetli boş kağıt üzerine alınmış notları bir nüshasını kendisine vererek bunları okumasını istedi. Balbay bunu net olarak hatırlamadığını ifade ederek, notların kesik kesik olduğunu ve tümünü tam olarak okuyamayacağını söyledi. Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, 'Biz de bu notları okuyamadığımız ve merak ettiğimiz için soruyoruz" diyerek sorusunu yineledi. Bunun üzerine Mustafa Balbay, "Bunlar ham notlardır" diyerek yanıt verdi. Savcı Mehmet Ali Pekgüzel ajandada okunamayan bazı notları ile ilgili sorusu üzerine ise Mustafa Balbay, "Bunlar benim ham notlarım savcının bundan bir şey çıkarması niyet okumaktır. Bu çerçevede benim en az 30 defterim vardı" diye yanıt verdi.
Siyaset hayali kurmamamdırGazetenin iç meseleleri ile ilgili İlhan Selçuk ile yaptığı görüşmesini hatırlatan Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, "burada geçen Aralık görüşmesi nedir?" diye sordu. Balbay bu soruya, "Siyasetçilerle rahat diyalog kurmamın nedeni siyaset hayali kurmamamdır. Ecevit'in başbakanlığı döneminde 6 Ankara temsilcisi bir araya geldik. Tekel'in özelleştirilmesiyle ilgili bir konu vardı Bunu görüştük. Bu konuyu yazdım. İlhan Selçuk iki ayda bir Ankara'ya gelirdi. Bu zamanlar görüşürdük. 'Baykal kapıları açsın. Sarıgül ayrı parti kurmak zorunda kalmasın' bunu yazdım. Deniz Baykal zaman zaman çay içtiğim ve sohbet ettiğim bir parti başkanıdır. Sayın Baykal'ın herkesi çağırma yöntemi farklıdır. CHP bütün kapıları açarsa siyasetin önü açılacak görüşü vardı. İlhan Selçuk bunu sormamı istedi. Ben de bunu sordum. Bu görüşmeyi telefonda İlhan Selçuk'a anlattım" diye yanıt verdi.
Bu kişiler terörist mi?Savcı Mehmet Ali Pekgüzel'in "Sorumun cevabını alamadım. Bu görüşme nerede yapıldı. Kent otel olabilir mi" diye sordu? Bunun üzerine Mustafa Balbay, "Olabilir" dedi. Savcı Mehmet Ali Pekgüzel'in toplantıya katılan Alparslan Işıklı ve Sabih Kanadoğlu'nun da ismini okuması üzerine Mustafa Balbay, "Sorulan bu kişiler terörist mi bu bir iktidar partisinin de umudu... CHP açılıma evet deseydi önceki gün İzmir'de yaşanan üzücü olay olmayabilirdi" dedi.Tirebolular Derneği ve Ankaralılar Vakfı'nda da toplantılar yapıldığını söyleyen Mustafa Balbay, daha ucuz olduğu için buralara gittiklerini söyledi. Mustafa Balbay, şöyle devam etti: "Ankara'da bir terör üssü var da savcılık onu mu ortaya çıkarmaya çalışıyor. Savcı yeni terör örgütleri kurmak istiyorsa Mülkiyeliler Birliği'ne öğlen giderse 3 akşam giderse 5 örgüt kurar. Kent Otel'de bu aralar farklı. Tirilye Restoran'a giderse 3 tane kurar, üstelik dış bağlantılı kurar. Ankara Çamlık yolu üzerinde 3 tane daha restoran kuruldu. Burada her akşam 3 tane terör örgütü kurabilirler. Eğer bu tür toplantılar böyle irdelenirse" dedi.
Herhangi bir göreviniz var mı?Savcının, "Ergenekon terör örgütünün siyasi partileri yönlendirme çabaları var. Sorularım bunlarla ilgili. Telefonda neler konuşuldu açıklar mısınız? CHP'de herhangi bir göreviniz var mı?" sorusunu Mustafa Balbay, "Bu soruyu daha önce yanıtlamıştım" diyerek cevapladı. Savcının, dört televizyonun ortak bildiri yayınlaması ve Mustafa Balbay'ın burada koordinasyon sağlaması şeklindeki iddialara yönelik sorusuna ise Mustafa Balbay, bunların İlhan Selçuk ve İbrahim Yıldız'a sorulmasını istedi. Savcının, "Hasan Atilla Uğur ifadesinde 'bize verilen emir doğrultusunda Balbay ile görüştüm' diyor. Siz ise ifadenizde gazeteci kimliğinizle gittiğinizi söylediniz. Arada çelişki var, bunu açıklar mısınız?" şeklindeki sorusuna Mustafa Balbay, "Bu soruya yanıt verecek kişi ben değilim. Gazeteci olarak gittim. MİT Müsteşarı ile de konuştum. Ona emri kim verdi öyleyse" dedi.
Zehirli ağacın meyvesi zehirli olurCumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın'ın "Mehmet İlhan diye biri var mı?" şeklindeki sorusunu ise Mustafa Balbay, "Bunlar benim haber kaynaklarımın sorgulanmasına girer. Basın kanuna göre haber kaynağım sorgulanamaz. Delil hukukunda zehirli ağacın meyvesi zehirli olur diye bir değerlendirme vardır. Hukuki olarak elde edilmemiş deliller var, ben bu suça ortak olmak istemiyorum" diye konuştu.
2003-2004 yılında gerilim 10 katıydıSavcı Nihat Taşkın, Mustafa Balbay'a, sanıklardan Levent Ersöz ve Şener Eruygur ile yaptığı görüşmelere ilişkin kendisi tarafından tutulduğu ileri sürülen notlar ile savunmasının çeliştiğini ve açıklamasını istedi. Mustafa Balbay, bu konuya ilişkin açıklamaları da savunmasında ifade ettiğini söyledi. Savcı Taşkın'ın Cumhuriyet Çalışma Grubu toplantılarına ilişkin, "1 numaranın hükümeti bitirmek istiyor, 1 numara öncelikli olarak indirilmeli, 1 numaradan sonra hükümet indirilmeli. Yerel seçimlerden sonra hükümet daha güçlü olacak, Planlar hazırlanıyor, Yaşar'ı harcayabilirler, Tolon 1 numaraya inanmıyor" şeklinde notların bulunduğunu hatırlatarak, "Bu notlar size ait ise bu grup nedir?" diye sordu. Balbay bu soruya "Bütün kurumlar kendi görevlerini yapsınlar. Bu benim de arzu ettiğim bir Türkiye değil. 2003-2004 yıllarında gerilim bunun 10 katıydı. Bu konuyla ilgili Binali Yıldırım, Bülent Arınç ve Dengir Mir Mehmet Fırat'ın tanık olarak dinlenmesini istiyorum" dedi. Savcı Taşkın, "Notlarınızda Batı Çalışma grubu yerine Cumhuriyet Çalışma Grubu kuruldu şeklinde notlarınız var. Açıklar mısınız?" şeklindeki sorusuna Mustafa Balbay, notlarında Cumhuriyet kelimesinin geçmediğini belirttikten sonra bu konuyla ilgili de savunmasında açıklama yaptığını söyledi.
Bu soruları yanıtlamıştımSanık Mustafa Balbay, bundan sonra savcıların 1 nolu dijital delil ve görüntü kayıtları ile ilgili olarak soracağı sorulara "Bundan önce bu soruları yanıtlamıştım" şeklinde cevaplayacağını söyledi. Bunun ardından mahkeme savcıları art arda ?Şener Eruygur'un size AK Parti'yi orta vadede parçalayabiliriz dediğini not etmişsiniz. Bu notlar Ayışığı darbe planı ile örtüşmektedir. Yasadışı faaliyet sayılabilecek bu planların size aktarılmasını nedeni nedir? Bu görüşmede aldığınız notları haber yaptınız mı? Şener Eruygur'un konuşmasından ?Şimdi darbe olmaz. 28 Şubat gibi bir şey için de ortam uygun değil. Bizim yapmamız gereken onları korkutmaktır? diye notlar yazmışsınız. Bu görüşmeyi haber yaptınız mı? Notlarınızdaki Şener abi kimdir?, Gizli kalması gereken MGK notları size neden verildi?" şeklindeki savcılık sorularına Mustafa Balbay, "Daha önce bu soruları yanıtlamıştım" diyerek cevap verdi.Mahkeme savcılar tarafından yapılan sorgulama devam ederken mahkeme heyeti, duruşmayı 24 Kasım salı gününe erteledi.
Duruşmanın sabah oturumda da ifadesi okunurken söz alan Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay, Türk Metal Sendikası Başkanı Mustafa Özbek'in yeni bir siyasi oluşumun başına geçmesi yönündeki teklifini reddettiğini söyledi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ikinci Ergenekon davasının duruşmasında Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, Cumhuriyet gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay'ın savcılıkça alınan ek ifadesini okudu.Söz alarak, iletişim tespit tutanaklarını tek tek incelemesinin 5-6 gününü aldığını ifade eden Balbay, ''Bir gazetecinin telefon görüşmelerinden böyle bir suç çıkartılamayacağını düşünüyorum. Zorlayarak bir anlam çıkartılmıştır'' dedi.
Tutuklu sanıklardan eski Türk Metal Sendikası Başkanı Mustafa Özbek'i 2004 yılından beri tanıdığını belirten Balbay, Özbek ile yaptığı telefon görüşmelerine ilişkin şunları söyledi: ''Özbek'in güçlü bir sendikası var, bunu 'Türkiye'nin yararına kullanabilir miyim' diye kafa yoran bir insan. Bu ülkenin sorunlarını, kendi başına bir şey gelmiş gibi düşünen bir insandır. 'Bir parti mi olur, yoksa mevcut bir partiyle mi olur' diye görüşlerde bulunuyorduk. 'Adaşım yeni oluşumla sen çık' dedi. Ben, Cumhuriyet'e aitim, Cumhuriyetle bütünleşmiş bir insan olduğum için kabul etmedim.''
Telefon görüşmelerine ilişkin ayrıntılı bilgiler veren Balbay, gazetenin Ankara bürosunun santralından yapılan görüşmelerin kendi görüşmeleri gibi dosyada yer aldığını belirterek, ''Benim dışımda yapılmış telefon görüşmeleri konu edilerek hukukta tanımlaması zor bir yola girilmiş. Bu olağanüstü bir haksızlık. Roma hukukunda geçtik bunları. Orta Çağ'da sorulmaz böyle sorular. Santralden yapılan görüşmeler benim gibi gösterilmiş'' diye konuştu.
Balbay, iddianameye göre 28 Mart 2008'den beri dinlendiğini, 2007 Haziran ayına ait telefon görüşmesinin ise bir gazetede haber yapıldığını vurgulayarak, ''Demek ki çok daha önceden dinlenmeye başlamışız. Burada bir mağduriyet var'' şeklinde konuştu.
"GRADO" DEDİM, "GLADYO" YAZMIŞLARCumhuriyet gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Yıldız ile yaptığı bir telefon konuşmasında bir kişi ile ilgili ''gradosu artık düştü'' dediğini ve bu sözünün iddianamede ''gladyo'' olarak yazıldığını anlatan Balbay, ''Grado, bilirsiniz değer, düzey demek. Ben şimdi Godot'yu bekliyorum desem 'Balbay gladyoyu bekliyor' diye yazacaklar'' dedi.
İddia olunan ''Ergenekon Terör Örgütü'' ile ilgili kendisine hiçbir belge gösterilmediğini ve soru da sorulmadığını ifade eden Balbay, kendisinin de bu tanımı kullanmadığını, hiçbir terör örgütü ile ilgisinin olamayacağını ifade etti.
Balbay, Başkan Şengün tarafından okunan hakim ifadesinin ardından, ''Cumhuriyet Çalışma Grubu''nu bu soruşturma ile duyduğunu belirterek, bununla ilgili rapor hazırlamadığını ve kendisinden de böyle bir rapor çıkmadığını vurguladı.
Türkiyem Topluluğu'nun yönetiminde olmadığını ifade eden Balbay, ancak bu topluluğun konferanslarına katıldığını, görüşlerini aleni bir şekilde açıkladığına işaret etti.