Türkiye'de 24 Haziran seçimleri ile birlikte, 16 Nisan 2017 anayasa referandumunda kabul edilen değişiklikler tamamıyla yürürlüğe girmiş olacak.
Bakanlar Kurulu'nun kaldırılması ve yürütme organının Cumhurbaşkanı'na devredilmesi ile birlikte ülkede parlamenter sistemden teknik olarak bir başkanlık sistemine geçilecek.
Cumhurbaşkanı'nın genişletilmiş ve yasama organını devralmış yetkileri kamuoyunda yeni sistemin denge ve denetim mekanizmalarına dair tartışmalar yaratırken, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin (TBMM) yetkilerinde de geniş çaplı bir yeniden düzenleme 25 Haziran itibarıyla devreye giriyor.
Buna göre eski TBMM'nin sorumluluk alanı içinde bulunan bazı yetkiler ya yürütme organına devredilmiş ya da kaldırılmış durumda. Yeni TBMM'nin yapısı ve yetkileri konusunda öne çıkan maddeler ise şu şekilde:
TBMM, esasen yasama organı olarak kanun teklifi ve tasarılarını görüşmek ve oylamaktan sorumlu. Anayasadaki değişikliklikler ile birlikte TBMM'nin kanun tekliflerini görüşme yetkisinde bir değişiklik bulunmuyor. Ancak Başbakanlık makamının lağvedilmesi ve yürütmenin Cumhurbaşkanı, yardımcıları ve bakanlara devredilmesi ile birlikte TBMM'nin Bakanlar Kurulu'nu denetleme yetkisi kaldırıldı.
Dolayısıya TBMM'nin yeni dönemde bakanları ve Bakanlar Kurulu'nu denetleme ve Bakanlar Kurulu'na kanun hükmünde kararname (KHK) çıkarma yetkisi verme gibi yetkileri artık bulunmuyor.
Bakanlar ve cumhurbaşkanı yardımcılarının doğrudan Cumhurbaşkanı tarafından belirlenecek olması ve bu kişiler belirlenirken milletvekili olma şartı aranmaması, aksi gerçekleşmediği sürece Cumhurbaşkanı'nın kendisi hariç yürütme organındaki hiçbir üyenin halk tarafından seçilmemiş olacağı anlamına geliyor. Cumhurbaşkanı yardımcısı veya bakan olarak atanan milletvekillerinin ise TBMM üyelikleri sona erecek.
Ancak bakanlar ve cumhurbaşkanı yardımcılarının, milletvekilleri arasından atanmasalar bile milletvekili seçilme yeterliliğine sahip olması ve göreve başlamadan önce TBMM önünde ant içme şartı geçerliliğini koruyacak.
Bütçe onaylama yetkisi TBMM'de olmakla birlikte, Cumhurbaşkanı tarafından teklifi sunulan, Bütçe Komisyonu'nda görüşüldükten sonra Genel Kurul'a gönderilen metin eğer belirlenen süreler dahilinde yürürlüğe konmazsa geçici bütçe kanunun çıkarılması öngörülüyor.
Geçici bütçe kanununun da çıkarılmaması durumunda yeni bütçe onaylanana kadar bir önceki yılın bütçesi yeniden değerlenme oranına göre arttırılarak uygulanacak. Bir başka deyişle, bütçe görüşmelerinin açmaza girmesi ve TBMM tarafından onaylanmaması durumunda, yürütme organının başındaki Cumhurbaşkanı bir önceki yılın bütçesi üzerinden Meclis'e ihtiyaç duymaksızın yeni bütçeyi uygulama yetkisine kavuşuyor.
Yeni dönemde TBMM'nin yetkilerinde öne çıkan en önemli düzenlenmelerden bir tanesi Meclis'in bilgi edinme ve denetim yollarında yapılan değişiklikler.
Buna göre 16 Nisan anayasa değişiklikleri ile birlikte TBMM'nin sözlü soru sorma yetkisi kaldırılırken, yazılı soru da sadece cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlara yöneltilebiliyor. Cumhurbaşkanı'na ise herhangi bir şekilde soru sorulamayacak olması, yürütme organının başı üzerindeki denetim mekanizmalarının güçsüzleştiği yönünde tartışmalara neden oluyor.
Zira değişikliklerden önceki anayasa maddelerinde, yeni dönem itibarıyla lağvedilecek olan Başbakanlık makamına ve Bakanlar Kurulu'na yazılı ve sözlü soru yöneltilebiliyordu.
Anayasa değişiklikleri ile Başbakanlık makamının lağvedilmesi ve yürütme organının tamamıyla Cumhurbaşkanlığı makamında toplanması güvenoyu ve gensoru uygulamalarını da geçersiz kıldı. Yürütmenin başındaki Cumhurbaşkanı'nın doğrudan halk tarafından seçilecek olması, hükümetin TBMM'den güvenoyu alarak göreve başlaması gerekliliğini ortadan kaldırdı.
Aynı şekilde Bakanlar Kurulu veya toplu ya da bireysel olarak bakanlar hakkında verilen gensoru mekanizmaları da yeni anayasada yer almayarak TBMM'nin yetki alanının dışında bırakıldı.
Cumhurbaşkanı, cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanların cezai sorumlulukları karşısında denetim mekanizmaları halen TBMM'nin elinde olmakla birlikte, bu kişilerden herhangi birinin suç işlediği iddiasıyla soruşturma açma şartları ancak Meclis üye tam sayısının salt çoğunluğunun vereceği önergeyle gerçekleşebiliyor.
Buna göre bu kişiler hakkında soruşturma açmak için 301 milletvekilinin imzası gerekiyor ve siyasi partilerin meclis sandalye sayısı ile doğru orantılı bir şekilde kurulacak 15 kişilik komisyonun hazırlayacağı raporun TBMM Genel Kurulu'na sunulması gerekiyor.
Hakkında soruşturma başlatılan Cumhurbaşkanı, cumhurbaşkanı yardımcısı ve bakanların yargılanmak üzere Yüce Divan'a gönderilmesi için ise TBMM'nin üye tam sayısının üçte ikisinin, yani 400 milletvekilinin imzası gerekiyor.
Normal şartlarda seçimlerin yenilenmesine karar verme yetkisi bulunan Cumhurbaşkanı'nın, hakkında soruşturma başlatılması ve Yüce Divan'a sevk edilmesi durumunda seçim kararı alma yetkisi bulunmuyor.
Yeni dönemde TBMM, üye tam sayısının beşte üç çoğunluğu, yani 360 milletvekilinin imzasıyla genel seçim ile cumhurbaşkanlığı seçimlerini yenileyebilecek. Anayasa değişikliklerinden önce ise seçimler, Bakanlar Kurulu'nun kurulamaması ya da güvensizlik oyu ile düşürülmesi durumunda Cumhurbaşkanı'nın TBMM Başkanı ile istişaresi ile yenilenebiliyordu.
16 Nisan anayasa referandumunda seçimlerin yenilenmesine ilişkin bir diğer öne çıkan madde de Cumhurbaşkanı'na herhangi bir gerekçe göstermeksizin seçimleri yenileme yetkisinin verilmiş olması.
Yeni düzenlemelere göre Cumhurbaşkanlığı makamının herhangi bir nedenle boşalması ya da hastalık ve yurtdışına çıkma gibi nedenlerle geçici olarak görevden ayrılması durumunda Cumhurbaşkanı Yardımcısı, Cumhurbaşkanı'na vekalet edecek ve kendisinin tüm yetkilerine sahip olacak. Anayasa değişikliklerinden önce bu görev halkın oylarıyla seçilen milletvekilleri arasından belirlenen TBMM Başkanı tarafından yürütülüyordu.
Bir diğer değişiklik sonucu ise yeni meclisteki milletvekili sayısı 550'den 600'a çıkıyor ve milletvekili seçilmek için asgari yaş 25'ten 18'e indiriliyor.
Milletvekili sayısının 450'den 550'ye çıkarılması Aralık 1995 genel seçimleri öncesinde denk gelirken, seçilme yaşının 25'e indirilmesi ise 2006 yılında yapılan bir yasa değişikliği ile düzenlenmişti.