Kıbrıs’ta devam eden müzakerelerde Türk ve Rum liderlerin kamuoyu önünde çok olumlu mesajlar vermesine rağmen pazarlık masasında kıran kırana bir mücadelenin yaşandığı belirtiliyor.
Kıbrıs Türk tarafı, muhtemel bir anlaşmada Türkiye vatandaşlarına dört özgürlükte, (serbest giriş, serbest dolaşım, serbest mülk edinme ve serbest yerleşim) ısrar ederken, Türkiye’nin garantörlüğünü ise bu aşamada görüşmeyi kabul etmiyor.
Ömer Bilge'nin Hürriyet'te yer alan haberine göre, tarafların ve BM’nin müzakerelerde gizlilik kararını sıkı bir şekilde uygulamaya çalışmasına rağmen Rum Simerini gazetesi, kapalı kapılar ardındaki pazarlıklarda detaylar vermeye başladı. Habere göre, kamuoyunda önünde liderler aksini savunsalar da pazarlık masasında olumlu bir hava bulunmuyor.
*Garantörlük: Rum tarafı müzakerelerde garantörlük konusunu bir şekilde pazarlık masasına getirebilmek için kendi görüşlerini içeren bir metin hazırlamak istedi. Ancak Türk tarafı, garantör ülkeler Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’nin bulunmadığı bir ortamda görüş sunulmasını kabul etmedi.
*Türkiyelilere kota: Türk tarafı, eski liderler Mehmet Ali Talat ve Dimitris Hristofyas döneminde kabul edilen Türkiye vatandaşlarına çözümden sonra 4 özgürlük verilmesi konusunda ısrar etti. Türkiye, kendi vatandaşlarının AB üyesi olsun olmasın, yeni kurulacak Kıbrıs Cumhuriyeti’nde Yunanistan vatandaşlarının sahip olduğu haklara sahip olmasında ısrar ediyor. Rum tarafı ilke olarak 4 özgürlüğü kabul ediyor ancak Ada’da yaşayan Türkiye kökenli KKTC vatandaşları için “4 Kıbrıslı Türk 1 Türkiyeli” kotası istiyor.
*AB birincil hukuku: Bir diğer sorunlu konu ise, varılacak bir anlaşmanın AB’nin değişmez kuralı (birincil hukuk) kabul edilmesi. Türk tarafı, AB kurallarına uymayan düzenlemelerin çözümden sonra Avrupa mahkemelerinde delinmemesi için anlaşmanın tüm AB ülke parlamentolarından onaylanmasını istiyor. Rum tarafı ise, kendilerinin tam üyeliğini sağlayan AB ile imzalanan 10’uncu protokolün uygulanmasını talep ediyor. Rumların talebi, yapılacak AB’ye aykırı düzenlemelerin geçici olması anlamına geliyor.
*Liderler karar verecek: Müzakereleri koordine eden BM temsilcisi Espen Barth Eide ise teknik heyetler arasındaki bu sorunlu konuların liderler seviyesinde siyasi karar alarak çözülmesi yolunu izliyor.