Hükümete yakınlığıyla bilinen Yeni Şafak gazetesi, ABD'nin "Böl, Parçala, PKK'ya ver" planını yürürlüğe koyduğunu ileri sürerek Suriye'deki Kürt gücü PYD'nin son iki günden Kerkük’e 600'ü aşkın asker gönderdiğini iddia etti. Gazete, "ABD’nin, Türkiye’yi Ortadoğu’dan koparmayı amaçlayan 'terör koridoru' projesi Musul ve Kerkük’e uzandı" ifadesi kullandı.
Yeni Şafak gazetesinde yer alan iddialar şöyle:
ABD, Türkiye'yi Ortadoğu coğrafyasından koparmayı amaçlayan 'terör koridoru' projesinde ısrar ediyor. Musul ve Kerkük'te yaşanan gelişmeler, “DAEŞ'i göster, PKK'yı yerleştir” formülüyle Suriye'nin kuzeyinde uygulamaya konulan planın aynen Irak'ta da devam ettiğini ortaya koyuyor. Suriye PKK'sının başındaki isim Salih Müslim, -terör koridoruna büyük darbe vuran Fırat Kalkanı Harekâtı'na rağmen daha bir hafta önce gittiği Kerkük'te meydan okudu: “Suriye'den başlayarak Kerkük'e uzanan bir Kürt koridorunun hayata geçirilmesini hiçbir güç engelleyemeyecek.” Kerkük'e DAEŞ baskınının bu mesaj sonrası gerçekleşmesi dikkatlerden kaçmadı.
Peşmerge güçlerinin aciz kaldığı saldırılar sonrası Kerkük'e komşu Tuzhurmatu'daki Şii Haşdi Şabi milisleri, fırsatı kaçırmayarak hemen harekete geçti ve kente girdi. Irak eski Cumhurbaşkanı Celal Talabani ile Bağdat yönetimi ise bir süredir Şengal'i (Sincar) teslim ettikleri PKK'yı, Kerkük için de göreve çağırdı. Musul ve Tel Afer'de Şii milisler ve PKK eliyle katliam planı yapan güçler, bir yandan Türkiye'yi masanın dışında tutmaya çalışırken, öbür yandan Kerkük'ü İran destekli milislere ve PKK'ya teslim etti. ABD merkezli batı basını ise Suriye'nin kuzeyinde yürüttüğü propagandanın aynısı için bandı geri sardı. Haberlerde Kerkük'ü sözde 'DAEŞ tehdidinden kurtaran' PKK'lılar alabildiğine övülürken, kent güvenliğinin PKK'lı asayiş timlerine emanet edildiği belirtildi.
Aynı senaryo tıpatıp benzer şekilde Irak'ın Musul ve Kerkük kentlerinde yenileniyor. 2014 öncesi yalnızca 3 kasabayı kontrol eden ve birkaç yüz kişiden oluşan PYD, ABD'nin müdahalesi sonrası kuzeyde 1200'den fazla yerleşim birimini ele geçirdi. Nüfusu 600-700 binlerde olan önemli merkezleri işgal eden terör örgütü, başta ABD olmak üzere İngiliz, Alman, Rus uzmanlar tarafından eğitilerek 'nizami ordu' haline getirilmeye çalışıldı. Olağanüstü silah ve maddi destekle donatılan Suriye PKK'sı, kısa sürede bölgede ABD'nin tek müttefiki ve kara gücü olma vasfı kazandı. Hatay sınırındaki Afrin'den Ayn el-Arab, Tel Abyad ve Kamışlı'ya, oradan Yarubiye sınır hattını geçip Sincar-Tel Afer güzergahında devam ederek Kerkük'e, hatta Bağdat kuzeyindeki Hanekin'e uzanan terör koridoru, 730 kilometreyi geçiyor. Sözde 'Kürt koridoru' projesi, Cerablus-Azez arasında Fırat Kalkanı Operasyonu ile büyük oranda darbe yedi. ABD ise koridorun Irak ayağında PKK'yı sahada aktif kılacak Suriye benzeri senaryoları yinelerken, Afrin'den el-Bab'a son bir umut olarak ilerlemeye çalışan PKK, Türk hava ve kara unsurlarınca yoğun biçimde vuruluyor.
Pentagon için Kerkük'ü PKK'ya bırakmak, Suriye'nin kuzeyindeki Ayn el-Arab'dan daha 'masrafsız' oldu. 2014 Ekim'inde PKK/PYD'ye yol açmak için Ayn el-Arab'a giren DAEŞ'lilerin sayısı 100'lerce iken, son Kerkük baskınına katılan teröristlerin sayısı ancak 60'da kaldı. Bunların 48'inin öldürüldüğü açıklanırken, Bağdat yönetimi, Kerkük'e Şii milisler ve PKK'lıların yerleştirildiğini perdelemek için 'kentte kontrolü Irak ordusunun sağladığı' tezini işledi. ABD ve Irak yönetimi şimdilik yalanlamayı tercih ediyor ancak PKK/PYD, Musul operasyonuna 3 bin militanla destek verirken, Kerkük'e ise yalnızca son 2 günde 600'den fazla terörist gönderdi. 'Irak ordusu' çatısı altına giren PKK'nın Musul için vaat ettiği militan sayısının ise 8 bin olduğu belirtiliyor. Suriye'de PYD'ye terör devleti kurduracak alanı kazandıran DAEŞ; Kerkük, Musul ve Tel Afer üçgenindeki senaryonun bir parçası işlevi görüyor. DAEŞ üzerinden PKK'yı 'legal güç' haline getiren saldırılarda DAEŞ'in özellikle Türkmen mahallelerini hedef alması ise dikkat çekiyor.