Yeni Şafak Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e gönderdiği sürpriz mektup ile düzelme yoluna giren Türkiye-Rusya ilişkilerine ilişkin olarak, "Türkiye ile Rusya arasındaki krizin bir proje olduğunu, aynı çevrelerce çıkarıldığını düşünüyorum. Bizi oyuna getirenler Rusya'yı da oyuna getirdiler. Rusya'yı oyuna getirenler bize de tuzak kurdular" görüşünü savundu. "Rusya'yı Suriye'de Türkiye'nin karşısına çıkararak Ankara'yı rehin aldılar, kendilerinden başka işbirliği yapacak herkesle düşman ettiler" diyen Karagül, "Aman dikkat! Türkiye-Rusya krizini daha da kötü hale getirmeye çalışanlar için tam zamanı. Bütün girişimleri tersyüz edecek şoke edici bir hareket gelebilir. Ya yeni bir uçak düşer, ya tanklarımız vurulur. Ya yolunu şaşırmış bir füze sorunu çıkar. Olur ya.. Tam da bugünlerde" ifadelerini kullandı.
Karagül'ün Yeni Şafak'ta "Türk-Rus yakınlaşması: Ya yeni bir uçak düşerse!" başlığıyla yayımlanan (17 Haziran 2016) yazısı şöyle:
Akdeniz'de ve Karadeniz'de önemli gelişmeler olacak. İki denizdeki; Karadeniz'de Rusya ile, Akdeniz'de İsrail ile Türkiye arasında gerilimler belli bir yumuşama dönemine girdi. Sanıyorum böyle de devam edecek. Her iki denizi de yeniden gerecek“şok edici” bir gelişme olmazsa yumuşamanın zamanla Mısır-Türkiyeilişkilerine de yansıması muhtemel.
Bütün bunlar Türkiye'nin dış politikada esaslı bir değişiklik arayışının göstergesi. “Dostlarımızı artırıp, düşmanlarımızı azaltacağız” sözü ile öne çıkan bu politik arayışın ikili ilişkilere yansıyan kısımlarının ipuçları ortaya çıktı. Ankara'da kararlı bir tavır değişikliği özellikle gözlenmiyor artık. Aynı işareti daha çekingen, daha temkinli bir şeklide Rusya da veriyor. Rusya oyuna getirildi Vladimir Putin'in, uçaklarının düşürülmesine yönelik kamuoyu hassasiyeti kaygısı belki bu çekingenliğin ve temkinli olmanın bir sebebidir. Ama özellikle Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'dan kaynaklanan bir sorun var ve Türkiye-Rusya ilişkilerindeki krizin çözülmesinin önünde bir engel gibi duruyor Lavrov. Oysa Rusya'nın durumu Türkiye'den çok kötü. Suriye'de İran'la birlikte kazanıyor gibi görünebilir. Ağır bombardıman, Suriye şehirlerini harabeye çevirme, sivil katliamlar, ortada bir zaferden çok insanlık suçlarına doğru gidiş görüntüsü veriyor. Rusya, Suriye üzerinden bir kalkan oluşturmaya, Batı yayılmasına direnç oluşturmaya çalışsa da, Suriye'ye bu şekilde özellikle çekildi. İran için bir tür stratejik kart olarak kullanıldı. Batı için ise, Ortadoğu'ya çekilerek Kuzey bölgelerinde zayıflatıldı. Rusya'nın da “iç işgalcileri” var NATO ve Avrupa ülkeleri ile Rusya arasında Baltıklarda yaşananlar çok ciddiye alınmalı. Moskova için tehdit Güney'den değil Batı'dan gelecek. Rusya'yı “çevreleme” stratejisi aynen devam ediyor ve son bir yılda bu çevreleme NATO ile Rusya arasında karşılıklı tehditlerle konuşulur oldu. Böyle bir durumun, Batı'dan gelecek tehdidin ve bu çevrelemenin Rusya'nın ikinci dağılma sürecini tetikleyeceği bir gerçek. İşte o zaman İran'ın Rusya için yapabileceğini hiçbir şey olmayacak. İşte o zaman Çin ve Rusya ile iyi geçinen bazı ülkelerin gözleri Rusya'nın kaynaklarından başka bir şey görmeyecek. Ben başından beri Rusya'nın Suriye'ye çekilmesinin bir tuzak olduğunu ve Moskova'nın bu tuzağa düşürüldüğünü düşünüyorum. Mesele o kadar büyük, Rusya o kadar tehlike altında ki, Putin ve ekibinin Suriye'den ve İran'ın bölgesel çıkarlarından önce düşüneceği çok konu var.Moskova'daki bazı çevrelerin de “çevreleme” oyununda rol almış olabileceğine dair ciddi şüpheler var. Amerika güneyimizde 'PKK devleti' kuruyor Türkiye-Rusya yakınlaşmasını elbette teşvik ediyoruz. Ama bu yakınlaşma konjonktürel olmamalı, rasyonel bir zemine oturtulmalı. Özellikle Türkiye için… Çünkü güneyimizdeki harita değişti. Çok ciddi demografik arınma projeleri uygulanıyor. Ortadoğu'da en az Kürt kökenli insanın yaşadığı Suriye'de ABD ve ortakları PKK-PYD'yi neredeyse ülkenin kurucu unsuru haline getirecekler. Kuzey Irak'tan Akdeniz'e bir koridor açarak Suriye'yi parçalıyorlar. O bölgedeki Araplar sürülecek yerlerine Kürt kökenliler yerleştirilecek. Bir tür “tehcir” politikası uygulanacak. Türkiye bu planların en büyük kurbanı durumunda. ABD başından beri bizi aldattı, aldatmaya da devam ediyor.Gözümüzün içine baka baka bize oyun kuruyor ve biz hep bu oyunlara teslim olmak durumunda kalıyoruz. Unutmayın, harita değişiklikleri devam edecek. Basra Körfezi, Akdeniz ve Karadeniz birileri adına birleştirilecek. Türkiye-Rusya krizi projeydi Türkiye ile Rusya arasındaki krizin bir proje olduğunu, aynı çevrelerce çıkarıldığını düşünüyorum. Bizi oyuna getirenler Rusya'yı da oyuna getirdiler. Rusya'yı oyuna getirenler bize de tuzak kurdular. Rusya'yı Suriye'de Türkiye'nin karşısına çıkararak Ankara'yı rehin aldılar, kendilerinden başka işbirliği yapacak herkesle düşman ettiler. Bu planların hem içeriden hem de dışarıdan ortak uygulandığınıbiliyoruz. Benzer bir durumun Rusya'ya, Putin'e karşı da yapılıyor olması hiç de yabana atılır bir şey değil. Rusya güneyden Türkiye'yi çevreleme planlarına ortak oldu. Türkiye'yi tehdit eden terör örgütlerine açıktan destek verdi. Bunu yaparken yüzyıllara dayanan siyasi ilişkiler tarihini birkaç terör örgütüne heba etti. Ama bu eylemi Suriye'yi de böldü. Moskova'nın yanlış adımları Suriye'nin bir daha birleşme şansını ortadan kaldırdı. Artık PYD üzerinden başka bir uluslararası proje uygulanıyor ve Rusya'nın yanlış adımları bu projeyi uygulayanların ellerini rahatlattı. Türkiye'yi çökert, Rusya'yı parçala Rusya güneye gelirse “biz de onun güneyine gideriz”, Rusya'nın güneyine yerleşiriz. NATO Batı'da yerleşirken ve Rusya'yı sıkıştırırken Türkiye'nin Ukrayna ile yakınlaşması, işbirliği ve ortaklıklar inşa etmesi boşuna değildi. Herkes biribirinin güneyine, yumuşak karnına, zayıf noktasına dokunuyordu. Onlar birbirleriyle restleşirken de asıl oyun kurucular yeni haritalar çiziyor, diğer taraftan da hem Türkiye'yi içeriden çökertmeye çalışıyor hem de Rusya'yı çevreleyip ikinci dağılma süreci hazırlanıyordu. Umarım iki ülke de kendilerine nasıl bir oyun oynandığının farkındadır. Türkiye en azından daha açık yüreklilikle “ilişkileri düzeltelim”çağrıları yapıyor. Çünkü uluslararası ilişkiler özellikle son iki yıldır Suriye'deki güç haritasına göre şekil alıyor. Suriye, bir çok ülkenin ilişkiler ağını da belirleyecek bir güç ve etkiye ulaştı. Krizin büyüklüğüne ve neleri rehin aldığına iyi bakmak lazım.Türkiye'nin dış politikası, Rusya'nın bölge ve uluslararası ilişkileri, bölge ülkelerinin hemen her şeyi Suriye tarafından rehin alınmış durumda. Buradan bakınca Suriye kendinden on kat daha büyük bir uluslararası ilişkiler travmasına dönüştü. Bu daha da büyüyecek, daha da tehlikeli hal alacak. Öyleyse bu krizin en azından yönetilebilir bir alana çekilmesi lazım. Birileri bugünlerde bir şeyler patlatırsa! Sanıyorum yapılmak istenen de bu. Aman dikkat! Türkiye-Rusya krizini daha da kötü hale getirmeye çalışanlar için tam zamanı. Bütün girişimleri tersyüz edecek şok edici bir hareket gelebilir. Ya yeni bir uçak düşer, ya tanklarımız vurulur. Ya yolunu şaşırmış bir füze sorunu çıkar. Olur ya.. Tam da bugünlerde. Kimler yapar? Siz biliyorsunuz. Dışarıda kimlerin yapacağını, içeride kimlerin yapmaya hazırlandığını, siz biliyorsunuz…