Yeni Şafak: Ekrem İmamoğlu bir projedir; konu, milli güvenlik hassasiyeti ile ele alınmalıdır

Yeni Şafak: Ekrem İmamoğlu bir projedir; konu, milli güvenlik hassasiyeti ile ele alınmalıdır
 
Yeni Şafak Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül, kesin olmayan YSK verilerine göre İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanlığı'nı kazanan Ekrem İmamoğlu'nun bir 'proje' olduğunu savundu. Karagül, "Konu seçimlerden bağımsız, bir milli güvenlik hassasiyeti ile ele alınmalıdır" dedi.

İbrahim Karagül'ün "* Ekrem İmamoğlu bir 'proje'dir. * Bu; ikinci 'Baykal kumpası'dır. * Seçime 'müdahale' edilmiştir. * ABD ve FETÖ bu işin neresinde? * Mesele seçim değil, çok daha ötesidir" başlığıyla yayımlanan yazısında "İstanbul'da seçimler mutlaka yeniden yapılmalı. Bu yapılamazsa, yapılmazsa bütün oylar mutlaka yeniden sayılmalı. Öyle oy kaydırmalarının kontrol edilmesiyle ya da geçersiz oyların sayılmasıyla yetinilmemeli. Sadece buradan gitmek, İstanbul üzerinde uygulanan 'proje'yi ortaya çıkarmaya yetmeyecek" ifadesini kullandı.

Karagül şunları yazdı:

Şahsen, seçimlerin yeniden yapılmasının tek çözüm olduğuna inanıyorum.

Bu yapılmazsa, 31. Mart’ın İstanbul sonuçlarının şaibeli olduğunu, hep şaibeli kalacağını söylüyorum. Dahası, İstanbul üzerinden uygulanan “müdahale”nin Türkiye için vahim bir sürecin ilk adımı olduğunu düşünüyorum.

Kimse yanlış anlamasın, kimse kızıp bağırmasın, Ekrem İmamoğlu’nun aldığı oyları sorguluyor değilim. Onun Belediye Başkanı olmasına duyduğum hazımsızlık yüzünden de bunları yazmıyorum.

Demokrasiye, seçimlere yönelik şüphelerim varmış gibi de algılanmasın. Başka bir şeyden, İmamoğlu’na oy verenlerin bile her şey ortaya saçıldığında rahatsız olacakları bir endişeden söz ediyorum.

Seçimlere müdahale edilmiştir. Artık bu yadsınamaz bir gerçektir. CHP’lilerin, FETÖ’cülerin, PKK’lıların hatta AK Partili görünen bazılarının “artık hazmedin”, “gerçeği kabul edin” söylemlerinin çok ötesinde bir durumla karşı karşıyayız.

İçeride çok geniş bir ağ, yaygın bir organizasyon kurulmuş, ince bir planlama yapılmış, sistematik bir çalışma yürütülmüş, bunlar olurken herkes uyumuş ya da uyutulmuş.

Her seçim öncesi “yolsuzluk yapılacak” diye ortalığı ayağa kaldıranların 31 Mart seçimi öncesi sessizliği, ABD’nin “Şeffaf seçimler yapılsın” söylemlerinin bu seçimlerde duyulmaması, “Oy ve Ötesi” türü organizasyonların bu seçimde ortada görünmemesi, seçim sonrasında ABD’den AB’ye herkesin susması, hep bir ağızdan “sonuçları kabul edin” açıklamaları zaten yeterince dikkat çekiyordu.

 Yazının tamamı için tıklayın