T24
Yeni Şafak Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül, Türkiye medyasına içerik, nitelik ve entelektüelite açısından eleştiriler yönelterek, ”Medyamızın geleceği konusunda çok acil bir şeyler yapılması gerekiyor” dedi.
Geleneksel yayıncılıktan dijitale geçişisin Türkiye’de “ayıpları örtme”, “başarısızlıkları örtme” yöntemi olarak kullanıldığını kaydeden Karagül, “Büyük medya grupları, hem sermaye, hem teknoloji hem de insan kaynağı olarak dijital alana büyük yatırımlar yapıyor. Ama bunların kendi başlarına kaldığını düşünürsek bu yayınların büyük çoğunluğunun ayakta bile duramayacağını görürüz. Çünkü hiçbiri kendi insan kalitesini, içerik zenginliğini, medya dilini üretemiyor” yorumunda bulundu.
Büyük medya grupları için ‘zor bir dönem’ başladığı değerlendirmesini yapan Yeni Şafak Genel Yayın Yönetmeni, şöyle devam etti:
“Önümüzdeki birkaç yıl içinde, medya alanına yeni sermayeler girecek. Çok daha dar bir kadro ile, çok daha küçük bütçelerle olağanüstü etkin, kamuoyu yönlendirme gücü olan yapılar ortaya çıkacak. Medya havzası yer değiştirecek. Sermaye de reklâm da bu alana kayacak. Ancak dijital yatırımlar yapıp içerik üretemeyenler, dil üretemeyenler, en önemlisi de toplumsal etkinlik kuramayanlar yaptıkları yatırımlarla ortada kalacak.”
NewsLab Türkiye’nin Beyrut’taki Lebanese Amerikan Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olan Genel Yayın Yönetmeni Sarphan Uzunoğlu ise kişisel Twitter hesabında yaptığı değerlendirmede Karagül’ün “küçük bütçe ve dar kadrolarla çok etkin yayınlara başlanacak” saptamasının “Ancak araştırmacı gazetecilik ya da veri gazeteciliği gibi çoğunlukla muktedir kurumları (devletler ve şirketler) karşısına alma potansiyeline sahipse olunduğunda geçerli olduğunu” savundu.
Uzunoğlu, reklamın bu alana kayacağı değerlendirmesine dair de şunları söyledi:
“Sermaye ve reklam uzun süredir yeni medyaya kayıyor. Bu hem ulusal hem küresel bir olgu. Ancak reklamverenler siyasi motivasyonla reklam vermek zorundalar. Bu medya satın alma alanı için de, reklamveren hangi endüstridense onun için de felaket.”
Öte yandan Karagül, yazısında aralarında Deutsche Welle (DW), Sputnik, The Independent, Şarku’l-Avsat’ın bulunduğu yabancı yayınların yükselişine de dikkat çekti. Yabancı yayınların Türkiye’ye büyük yatırım yaptığını ifade eden Yeni Şafak Genel Yayın Yönetmeni, medyadaki dönüşümü dikkatli takip etmenin ve buna uygun adımlar atmanın “Bir Türkiye meselesi olduğunu” savunarak, “Eğer yeni bir dil üretemezseniz, eğer içerik üretemezseniz, eğer toplumsal etkinliği yeniden kuramazsanız bütün bu yatırımlar boşa gidecektir. Maalesef bugüne kadarki yatırımlar bu sonuçları verememiştir. Eksikliğin nerede olduğu ciddi bir sorundur ve cevabı mutlaka bulunmalıdır” dedi. Karagül, "Özellikle S. Arabistan ve BAE, örtülü bir medya yapılanması yürütüyor. Binalar tutuluyor. Kadrolar kuruluyor, harıl harıl yayın hazırlıkları yapılıyor. Yerli medyanın etkisi azalırken yabancı medya organlarının etkisi artıyor" diye ekledi.
Gazeteci Kadri Gürsel ise Karagül’ün yazısıyla ilgili şu yorumda bulundu: “İbretlik: ‘Yerli medya’ için tehlike çanları çalıyor.. ‘Yerli medya’ dediği, iktidar medyası. Bağımsız gazeteciliği&ana akım medyayı yok eden iktidarın hizmetindeki medya memurlarının nasıl etkisizleşip dumura uğradıklarını anlatmış.”
Uzunoğlu da yabancı basın kuruluşlarının Türkiye’ye yönelik artan yatırımlarına dair şunları söyledi:
“Yabancı sermayenin Türkiye medyasına yatırım yapması, Fox TV özelinde de gördüğümüz görece özgürlüğün dahi pazarda öne çıkmayı sağlamasının bir yansıması. 80 milyonluk bir pazar elbette kârlı bir pazardır. Hele ki üretim süreçlerinizi doğru organize edip talep yaratabilirseniz.
"Ek olarak, diğer ülkelerin Türkiye’ye yaptığı medya yatırımları kamu diplomasisi bağlamında oldukça yararlı ve kuvvetli. Türkiye’nin de aynı stratejiyi Balkanlar’da olduğu üzere çok daha geniş alanlarda uygulaması gerekir.
“Örneğin TRT’nin Türkiye’ye dönük yayın yapması kaynakların boşa kullanımı. Bunun yerine farklı ülkelerde izlendiğini defalarca gördüğüm TRT World gibi yatırımları kuvvetlendirmek bahsedilen “yerli medyanın” yaratacağı etkiden çok daha manalı olur.”