Yeni Şafak: 'Gezi'ci David Lynch'in filmleri berbat, Bruce Willis işe yaramaz

Yeni Şafak: 'Gezi'ci David Lynch'in filmleri berbat, Bruce Willis işe yaramaz

Hükümete yakınlığıyla bilinen Yeni Şafak gazetesinde bugün yayımlanan bir haberde, Gezi Parkı olaylarının kitap ve dergilerin yanı sıra dizi ve filmlerde rant amacıyla kullanıldığı öne sürüldü.

Yusuf Genç imzalı yorum haberde Gezi Parkı protestolarını yurtdışından destekleyen isimler de eleştirilirken, “Gezi'nin dışarıdaki destekçileri saymakla bitmeyeceği gibi, Gezi'dekilerin temel tezlerini de kökünden çürütecek isimler. Berbat filmleriyle tanıdığımız David Lynch'ten, Bruce Willis'e kadar işe yaramaz birçok insan” ifadesi dikkat çekti.

Eylemlere katılanların, “entelektüel genç kızlar, yaşlı teyzeler, asker emeklisi babanın ergen oğulları ve gerçekten devrim yaptığına inanan tüm eylemciler” olarak nitelendirildiği haberde, “gösterilere destek veren tiyatrocuların tiyatrolarına, dizi ve filmcilerin setlerine, iş adamlarının plazalarına, geriye kalanların ise İstinye Park ve Kanyon'a geri döndüğü” öne sürülüyor.

Yeni Şafak’ta, “Gezi bahane ekmeği şahane” başlığıyla yayımlanan haber şöyle:

 

‘Gezi bahane ekmeği şahane’

 

Taksim Gezi Parkı'nda başlayıp kısa sürede yabancı aktörler de dâhil olmak üzere çok sayıda unsuru bünyesine katarak ülkemizin dört bir yanına dağılan 'Gezi Eylemleri'nden bugün geriye sadece eylemlerin politize ettiği kitleye yönelik pazarlama ürünleri kaldı. Kitap ve dergilerin yanı sıra dizi ve filmlerde Gezi göndermesi, politik duygu istismarını ticarete endeksleyebilen sanat çevrelerinin itirazlarının kaynağını da ortaya çıkarıyor. Sahici değil, ekonomik!

Politik temalı ucuzluk, ekonomik endişeler eklendiğinde sınır tanımaz. Tanımıyor da. Aylarca Türkiye'nin enerjisini ve gündemini işgal eden, tüm Türkiye'nin sinirlerini yıpratan Gezi Parkı Olayları'nın yol açtığı hengâme ortadan kalktı. Fakat yanı sıra oluşan ve kapitalizmin amansız düşmanı (!) klikler ve gruplar tarafından sürdürülen olaylardan ekmek çıkarmaya çalışanlar yalnızca oy kaygısı taşıyan siyasi partiler değil, aynı zamanda para kaygısı taşıyan kültür-sanat çevreleri oldu, oluyor. Ve belki politik temelinden daha çok dönüştüğü ekonomik amacıyla Gezi, yıllardır kültür-sanat ortamlarına sinmiş, üretim yapamayan odakların şimdi 'rast gele' deyip çıktıkları balık avı oldu. Rant elde ettikçe daha çok politize oluyorlar. Daha sert politik dil daha çok rant elde etmelerini sağlıyor. Döngü böyle sürüyor. Olan da gerçekten 'kapitalizme hayır' diyen öğrencilere oluyor.

 

Kapitalizm, kitabını satamadığı Gezi'yi desteklemez

 

Bu başlık aslında bize ait değil. Gezi'de sıkça kullanılan orantısız zeka (!) cümlelerinden biriydi. Marks'a ait olduğu söylenen 'Kapitalizm, gölgesini satamadığı ağacı keser' deyişinin aslında bugün gerçekleşen hali. Gezi pastasından asıl payı hiç tartışmasız kitap sektörü aldı, almaya da devam ediyor. İçlerinde iyi kitapların yayınlanmasına vesile olan tanınmış yayınevlerinin de olduğu, irili ufaklı onlarca yayınevi tarafından daha şimdiden Gezi'yle ilgili 100'ün üzerinde müstakil kitap yayınlandı. Kitapların kimi felsefi argümanları çok Batılı Türkler tarafından yazıldı kimi ise siyasi dili sert Batılı Türkler tarafından yazıldı. Gezi sürecinde hayatını kaybedenler için düzenlenen etkinlikler işin hem maddi hem manevi boyutu. DK'nın bizzat bir Gezi Kitaplığı bile var… Hayatını kaybedenlerden Abdullah Cömert için yayınlanacak kitabı hazırlayacak isim ise Cezmi Ersöz. Cezmi Ersöz her şiiri yayınlar mı? Bu şiirler nasıl şiir olur Cezmi Ersöz? Politik olan sanatın değerini belirleyebilir mi? Ne yazık ki belirliyor.

 

Gezi'den geriye rant kaldı

 

Gezi meselesi, entelektüel genç kızlar, yaşlı teyzeler, asker emeklisi babanın ergen oğulları ve gerçekten devrim yaptığına inanan tüm eylemciler de dâhil olmak üzere herkes için bitti. Tiyatrocu tiyatrosuna, dizi-filmci setine, iş adamı plazasına, geri kalanlar da İstinye Park ve Kanyon'a geri döndü. Geriye ne kaldı sorusunun tek cevabı, Gezi olaylarından rant devşirmeye çalışan kültür-sanat çevreleri oldu. Niceliği de niteliği de tartışmaları üretimlerin paraya endekslenmesi ile artık bir 'Gezi Pazarı'ndan söz etmek mümkün. Dergiler Gezi Özel sayılarını, artık yıldönümü özel sayılarıyla devam ettiriyorlar. Konu sıkıntısı çeken Tiyatro grupları birbiri ardına yeni oyunlarla arzı endam ediyor. Marjinal grupların albümlerinde Gezi için 'direniş' şarkılarını dinlemek mümkün.

 

Dizi ve filmlerde Gezi göndermesi

 

Rant yalnızca doğrudan gerçekleşmiyor. İlginin yükseltilmesi de amaçlanıyor çokça. Şiddet eğilimli bir polisin etrafında dönen 'Behzat Ç.' filmi, Gezi'nin neredeyse resmi filmi olmayı başardı. Önemli bir kısmı Doğan Yayın Grubu'na ait televizyonların dizilerinde de ilgili ilgisiz her konu bir şekilde Gezi'ye bağlanıyor. Karşılığı erken alınıyor, sosyal medyada alkışlar alkışlar… Kuzey Güney, Merhamet, Yalan Dünya, Galip Derviş gibi diziler Gezi göndermelerinde başı çeken dizilerden bir kaçı. Gezi tutkusu sadece dizilerde değil tiyatro oyunlarının da baş konusu olmayı başardı. Oyunları ve oyunculuklarıyla gündeme gelememiş tiyatro grupları, yazdıkları ve oynadıkları gezi temalı oyunlarla gündeme gelmeyi, en azından medyada yer almayı başarıyorlar.

 

Gezi'nin dışarıdaki destekçileri

 

Gezi Parkı'nda yaşananların yurt içinden olduğu kadar yurt dışından da sayısız destekçisi vardı. Dünyaca ünlü İngiliz rock grubu Placebo, son klibi Rob the Bank ile Gezi Parkı'na esaslı bir destek vermişti. Placebo'nun klibinde Gezi Parkı olaylarını çağrıştıran çok sayıda görsel materyale yer alıyor. Placebo'nun klibi aslında en görünen çalışma. Yoksa Gezi'nin dışarıdaki destekçileri saymakla bitmeyeceği gibi, Gezi'dekilerin temel tezlerini de kökünden çürütecek isimler. Berbat filmleriyle tanıdığımız David Lynch'ten, Bruce Willis'e kadar işe yaramaz birçok insan. Ayrıca bulduğu her fırsatta özel sayılarla Müslümanların tarih algısı ve tanrı anlayışlarını Hristiyanlığın karşısına çıkarıp çatışma güden Almanya'nın çok satan dergisi Der Spiegel'in Gezi'ye verdiği uluslararası katkıyı unutmamak gerek. Derginin Gezi Özel Sayısı'nın sunuş yazısında, Almanya'da yaşayan milyonlarca Türk'ün hedeflendiğini yayın yönetmen yardımcısı Klaus Brinkbäumer bizzat söylemişti. Gezi, sadece Türkiye'dekilere değil yurt dışındakilere bile rant kapısı olmuştu.

 

Galip Derviş

 

ABD'deki Monk dizisinin Türkiye uyarlaması olan Galip Derviş dizisi de Merhamet ve Kuzey-Güney'in ardından Gezi'ye gönderme yapan dizilerden biri oldu. Barakuda Film tarafından yapılıp Kanal D'de yayınlanan Galip Derviş'in özellikle sosyal medyada adından söz ettirdiği tek başlık Gezi eylemlerine yaptığı gönderme oldu.

 

Der Spiegel

 

Daha önceki özel sayılarında defalarca İslam'la Hıristiyanlık karşılaştırması yapıp Müslümanlara hakaret etmekten imtina etmeyen Der Spiegel de Gezi ile ilgili özel sayıya imza atan dergilerden biri. Özel sayının sunuş yazısında da itiraf edildiği gibi hedef kitle Almanya'da yaşayan milyonlarca Türk'ten başkası değil.

 

Yalan Dünya

 

2012'de yine Kanal D'de yayınlanmaya başlayan, senaryo yazarlığını Gülse Birsel'in yaptığı Yalan Dünya aslında tüm oyuncu kadrosuyla da Gezi'ye destek vermişti. Dizide de Gezi'ye selam vermeyi ihmal etmediler.

 

Placebo

 

Gezi'ye yönelik belki de en nitelikli tek destek İngiliz rock grubu Placebo'dan gelmişti. Placebo yeni kliplerinde Gezi'ye yönelik birçok argümana yer vermişti. Belki de rant amacı gütmeyen tek Gezi destekçisi onlar olmuştu demek bile mümkün.