Yeni Şafak gazetesi, kendilerine “Yurtta Sulh Konseyi” adını veren cuntacıların 15 Temmuz’da akşamı yaptığı darbe girişimi kapsamında gözaltına alınan Astsubay Kıdemli Başçavuş Melih Albayrak'ın savcılık ifadesi ortaya çıktığını belirtti. İstanbul 4. Levent'teki askeri lojmanlarda gözaltına alınan Albayrak’ın askeri savcılığa verdiği ifadede, darbe girişiminin Fethullah Gülen'in talimatı üzerine gerçekleştirildiğini söylediğini belirten gazetenin haberine göre, gözaltına alınan astsubay, ifadesinde bir komutanının kendisine “Abilerin eşlerinin yaptığı pilavın geldi” dediğini ifade etti.
Yeni Şafak’ın haberi şöyle:
FETÖ'nün 15 Temmuz'da hayata geçirdiği hain darbe planı kapsamında gözaltına alınan Astsubay Kıdemli Başçavuş Melih Albayrak'ın savcılık ifadesi ortaya çıktı. İstanbul 4. Levent'teki askeri lojmanlarda gözaltına alınan Albayrak, askeri savcılığa verdiği ifadede, darbe girişiminin Fetullah Gülen'in talimatı üzerine gerçekleştirildiğini söyledi. Marmaris'e Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı öldürmeye giden ekibe destek için CASA tipi askeri uçakla bölgeye gönderilen SAT komandoları, İzmir-Çiğli istikametindeyken, havada gelen talimat üzerine, ihanetin merkezlerinden Ankara-Akıncılar Üssü'ne indirildi. O gece yaşadıklarını anlatan Albayrak, burada Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak'ın rehin tutulma işlemine bizzat eşlik ettiğini itiraf etti. İşte Albayrak'ın ifadesinden satır başları: “Akıncılar'a gece saat 01.30'da iniş yaptık. Üssü korumakla görevlendirildik. Sonra saat 03.00 sıralarında bir araç geldi, 5 kişi bindik. Küçük bir binadaki iki odalı bir yere götürdüler. Odanın arkasında silahlı 3 kişi vardı. İçeride rehineler olduğunu, bu rehinelerin yanında duracağımızı söylediler. Onlarla görev değişimi yaptık. Rehineler Kara Kuvvetleri Komutanı, personel başkanı bir tümgeneral, iki albay ve bir de yarbaydı. 5 rehine vardı."
"İlk girdiğimde iki kişi koltuktaydı. Yüzleri kapalı, elleri ve ayakları kelepçeyle bağlanmıştı. Bunlardan biri komutan (Salih Zeki Çolak) idi. Tekli koltuktaki tümgeneral de aynı şekildeydi. Aynı odada üçlü koltukta karacı bir yarbay vardı. Kolunda komutan yaveri işareti vardı. Onun yanında da albay vardı. Elleri ayakları çok sıkı bağlıydı. Rehinelerin ayaklarındaki kelepçeleri kestim. Ellerindekini genişlettim. Onlara su verdim."
“Saat 05.00 gibi çatışma sesleri duydum. Yanımdaki tanımadığım 2 kişiden biri gitti. Orada 2 kişi kaldık. Bana 'TSK'yı aldık. Komple alacağız. Kimse kaçamayacak' dedi. Rehinelerin yanında biz gelmeden duran kişi bana Jandarma Genel Komutanı'nın da alındığını söyledi. Rahat konuşuyordu. Bana 'abilerin eşlerinin yaptığı pilavın geldiğini' söyledi. Türkiye'nin her tarafında uçuşlar olduğunu, yolların ve köprülerin kapatıldığını, 'Hocaefendi'nin dediğini yaptıklarını' beyan etti. Daha sonra bir araba geldi, bunu söyleyen şahıs ayrıldı."
“Sabahleyin yanımdaki Fatih Kaya'ya 'ben ayrılıyorum' dedim. Saat 08.00 gibi uçaklar ve helikopterler Akıncılar'a ateş etmeye başladı. Ben darbeye destek vermeyen emir komuta içerisindekilerin buraya ateş ettiğini anladım. Atışların ne olduğunu sordum. Bunların Eskişehir'den kalkan uçaklar olduğunu söylediler. Eskişehir'in alınamadığını, kalkan uçakların yakıt ve mühimmatlarının bittiğini, bu atışların da yerdeki Skorsky helikopterlerin vurulmasına yönelik olduğunu öğrendim. Kaçmak için hangara gittim. Bu işten sıyrılmak istiyordum. Astsubay Gökhan Karabacak'ı gördüm. 'Beraber kaçalım' dedi. Öğleye kadar hangarda bekledik. Yoğunluk azaldı, daha çok erleri görmeye başladık. Kamuflajı çıkarttım. Şort ve tişört giydim. Üzerimdeki tabancayı ve tüfeği beni getiren askeri aracın içine bıraktım. Gökhan'la telden atlayarak birliği terk ettik. Ayçiçek tarlasına ulaştık. Havanın kararmasını bekledik. Sonra 2 saat yürüdük. İstanbul'a taksiyle geldik."