Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’dan, 2 Ekim’de ülkesinin İstanbul’da bulunan başkonsolosluğuna girdikten sonra bir daha haber alınamadı. O gün İstanbul’a Riyad’dan iki özel 2 jet indi. Yeni Şafak gazetesi, jetlerde bulunan 13 yolcunun isimlerine ulaştığına dair bir haber yayınladı.
Yeni Şafak’tan Yasin Yılmaz’ın haberine göre, Riyad’dan İstanbul’a gelen HZ-SK1 No'lu uçağın 6, HZ-SK2 No'lu uçağın da 7 yolcusu vardı.
Habere göre HZ-SK1 şu kişileri taşıyordu:
"B.L.A. Otaibi, A.W.Abdullah, A.T.Musarraf, M.Mutreb, A.Guqleb, A.Fama.”
HZ-SK2 kuyruk tescilli özel jetin içindekilerin listesinin de şu şekilde olduğu ifade edildi:
"A. Muhammed, A. Afdu, S.Tubıgy, A.Saad, M.Abdüssaid, N.Azarifi, A.Saad.”
Cemal Kaşıkçı, Türk nişanlısı Hatice Cengiz ile evlenebilmek için resmi işlemlerini gerçekleştirmek ve evraklarını teslim etmek amacıyla 2 Ekim Salı günü saat 13:00 sularında Suudi Arabistan'ın İstanbul 4. Levent'teki Başkonsolosluk binasına giriş yaptı.
Konsolosluk işlemleri sırasında cep telefonunu nişanlısına bırakan ve içerideyken kendisiyle herhangi bir iletişim kurma kanalı bulunmayan Kaşıkçı'dan yedi buçuk saat boyunca haber alınamaması üzerine Cengiz polise haber verdi.
Washington Post'un uluslararası yorum yazılarından sorumlu editörü Eli Lopez, Salı günü yazılı bir açıklama yaparak "Cemal'e bugün erişemedik ve nerede olduğuna dair ciddi endişelerimiz var" diyerek gazeteciden haber alınamadığını dünyaya duyurdu.
İhbar üzerine Türk emniyet yetkilileri konsolosluğun bulunduğu bölgedeki kamera görüntülerini inceleme altına aldı ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Kaşıkçı'nın konsolosluk binasından çıkmadığını doğruladı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı 6 Ekim Cumartesi günü Kaşıkçı'nın kaybolmasıyla ilgili olarak soruşturma başlattığını açıkladı. Reuters haber ajansı aynı gün Türk yetkililerin açıklamalarına dayanarak geç saatlerde Kaşıkçı'nın konsolosluk binasında öldürüldüğü iddiasını ortaya attı.
Türk Dışişleri Bakanlığı, Suudi Arabistan'ın Ankara'daki büyükelçisini iki defa bakanlığa çağırırken, Pazar günkü görüşmede Riyad yönetiminden soruşturma sürecinde tam koordinasyon talep edildiği belirtildi. En son olarak, 2 savcı başkonsoloslukta inceleme yapmak için görevlendirildi.
Deneyimli Suudi gazeteci, Arap dünyasında ve özellikle Suudi Arabistan ile ilgili konularda yayın yapan İngilizce basında oldukça tanınan bir isim.
Suudi Arabistan'da uzun yıllar boyunca editörlük ve ülkenin eski istihbarat başkanı Prens Türki bin Faysal'a danışmanlık yapan Kaşıkçı, yazdıklarında Suudi Kraliyet Ailesi ve Veliaht Prens bin Selman'a karşı eleştirel bir ton takınmasından dolayı tutuklanma endişesiyle yaklaşık bir sene önce ABD'ye taşınmıştı.
Gazeteci, Riyad yönetiminin bölgedeki politikalarını eleştiriyordu. Yemen'de devam eden iç savaş ve yıkımdan Suudi Arabistan'ı sorumlu tutan Kaşıkçı, aynı zamanda Riyad yönetiminin Kanada ile girdiği polemikte ve Lübnan Başbakanı Saad Hariri'nin istifaya zorlanmasında ülkesini sert bir dille eleştirmişti.
ABD'nin en büyük yayın kuruluşlarından Washington Post gazetesi için görüş ve köşe yazıları kaleme alan Kaşıkçı, Eylül 2017'deki bir yazısında "Ben evimi, ailemi ve işimi geri bıraktım ve sesimi yükseltiyorum… Başka türlüsü hapishanede çürüyenlere ihanet olur. Birçokları konuşamazken ben konuşabiliyorum" ifadelerini kullanmıştı.