Yeni Şafak Ankara Temsilcisi Abdülkadir Selvi, 1 Kasım seçimleri için "Bu kez AK Parti'nin tek başına iktidar olup olmayacağı bir motivasyon aracına dönüştürülebilir. Bunu başarmak zor değil" dedi. "Yeter ki AK Parti hatalarından ders çıkarmayı bilsin" diyen Selvi, "Örneğin bu seçimlerde siyah Mercedesler kullanılmayıp, Ray-Ban gözlükler terk edilip, kibirli kampanyalardan uzak durulup, tevazu ve alçak gönüllü hareket edilsin. Gerisi gelir" ifadesini kullandı.
Selvi'nin Yeni Şafak'ta "Kongrede nasıl bir yenilik olacak" başlığıyla yayımlanan (3 Eylül 2015) yazısı şöyle:
AK Parti kritik bir kongreye hazırlanıyor. AK Parti'nin 1 Kasım seçimlerinden tek başına iktidar olarak çıkıp çıkmayacağının ilk göstergesi 12 Eylül tarihinde yapılacak olan kongre olacak. 12 Eylül tarihlerinin Türk siyasetinde ve AK Parti'de önemi büyük. Bir anlamda ilk adım kongresi diyebiliriz. 12 Eylül darbesiyle demokrasiye ara verilmişti ancak 12 Eylül Anayasa referandumu ile demokrasimiz bir üst basamağa terfi etmişti. AK Parti seçim startının verileceği bir toplantı yapacak ancak fiili olarak 1 Kasım seçimlerinin başlama düdüğü kongrede çalınacak. Öncelikli olarak AK Parti, 7 Haziran seçimlerinde milletimizin verdiği mesajların gereğini yerine getirip getirmediğinin ilk sınavını kongrede verecek. Bu açıdan Başbakan Davutoğlu'nun kongre konuşması önemli olacak. AK Parti'nin 7 Haziran seçimlerinde en büyük eksikliği kitlelere heyecan vermemesi olmuştu. Çok başarılı seçim kampanyaları yürüten AK Parti ilk kez savunmada kalan ve kitleleri heyecanlandırmayan bir kampanya dönemi yaşamıştı. Ak Parti kitlelere heyecan verecek bir seçim kampanyası yürütecek mi? Bunun ilk işaretini kongrede alacağız. 7 Haziran seçimlerinden bu yana Türkiye sıkıntılı bir sürece girdi. AK Parti ise Türkiye'nin geleceğinde olup olmayacağının sınanacağı bir sürece girdi. 7 Haziran'da halkımız AK Parti'yi uyardı. Bir anlamda şefkat tokadı vurdu. Bunun tamiri mümkün. 1 Kasım seçimleri ile yeni bir kredi açması mümkün. AK Parti kendi kaderini kendi tayin edecek. 12 Eylül kongresinden seçim sandığı açıldığı ana kadar izleyeceği strateji bu sonucu belirleyecek. AK Parti öncelikle seçmenin 7 Haziran sandığında yazdığı mektubu doğru okuduğunu gösterecek. Sonra bunun gereklerini yerine getirmek için samimi bir çaba içinde olduğunu gösterecek. AK Parti şimdi bu sürecin içinde. Onun için önce kongreye sonra seçim sürecine yönelik ciddi bir çalışma yürütülüyor. AK Parti bu kongrede öncelikli olarak söyleminde, sonra kadrolarında değiştiğini gösterecek. Başbakan Davutoğlu'nun kucaklayıcı bir konuşma yapması bekleniyor. Türkiye gergin bir ortamdan geçiyor. 1 Kasım seçimlerinde kim gerilime, kutuplaşmaya oynarsa kaybedecek. Halkımız gerginlik değil, uzlaşma, kısır siyasi çekişmeler değil, sorunlarına çözüm istiyor. Halka heyecan verecek strateji derken onu kast ediyorum. Terörle mücadele ve ekonomik kriz kaygısı nedeniyle umutlar azalıyor. AK Parti'nin tam aksine kitlelere ekonomik bir sıçrama yapılacağına dair umut vermesi gerekiyor. CHP geçen seçim kampanyasını ekonomi üzerine oturttu. Keskin ideolojik bir siyaset güden CHP'nin üzerine bu elbise birkaç numara büyük geldi. Ama AK Parti'nin hikayesi biraz da ekonomik başarısına bağlı. AK Parti bu kredisini yeni bir heyecan dalgasına dönüştürebilir. Edindiğim izlenim bunun üzerinde çalışıldığı yönünde. Peki Başbakan Davutoğlu kongrede nasıl konuşacak? Ahmet Davutoğlu gibi konuşacak. Ama süresi ve içeriği çok iyi hazırlanmış bir konuşma olacak. Fakat bağra çağıra yapılan bir konuşma değil, mesajların çok net olarak verildiği ama kucaklayıcı bir dilin kullanıldığı bir konuşma olacak. AK Parti kongreden MKYK ve MYK'sını yenileyerek çıkacak mı? Önemli değişikliklerin olması bekleniyor. Bir anlamda restorasyon kongresi olacak. Bu değişimin elbette ki kadrolara da yansıması bekleniyor. Çünkü 7 Haziran seçimlerinde halkımız AK Parti'nin liste ve kadrolarına ilişkin de bir not verdi. Bu notun gereğinin yerine getirilmesi için MKYK'da ve genel başkan yardımcılıklarında bir değişiklik sürpriz olmamalı. Kongre zemini çok önemli. AK Parti kongreyi bir demokrasi şölenine çevirip, onun ardından geçen seçimin hatalarının giderildiği, güçlü takviyelerin yapıldığı yeni bir liste ve başarılı bir seçim kampanyası yaparsa, tek başına iktidar hayal değil. Zaten şu andaki kamuoyu araştırmaları da AK Parti'nin oyunu yüzde 43-44 aralığında gösteriyor. Kongreden itibaren her adımda bir tuğla üzerine konulmasıyla bu oran yüzde 45'i aşabilir. Tabii tersi olursa, büyük bir fırsat kaçırılmış demektir. Kongrede parti kadroları ve söylemdeki değişiklik gerçekleşirse, bunu ikinci ve önemli bir halka olarak milletvekili listeleri takip edecek. Listelerde nerelerde ne tür yanlışların yapıldığı biliniyor. Onlar giderilip, doğru isimlerle takviyelerin yapılması gerekiyor. Şimdiden bunların üzerinde çalışıldığını biliyorum. AK Parti yeni kadrolarla, tecrübeli isimleri biraraya getirip, bölgelerinde temayüz etmiş yerel isimleri de kadrosuna katarak yeni milletvekili listesi ortaya çıkaracak. Bazı yerlerde restorasyon bazı yerlerde ise listelerin yeniden yazılacağı söyleniyor. Listeler önemli oranda değişiyor. Bu adımların coşkulu ve heyecan verici bir seçim kampanyası ile taçlandırılması amaçlanıyor. Ne kadar gerçekleştirilebilir bilemiyorum. Sahadaki uygulamasını görmek gerekiyor. Ama Başbakan Davutoğlu'nun daha az miting yapıp, daha etkili kampanya yürüteceği bir strateji üzerinde çalışılıyor. AK Parti'nin kitlelere heyecan ve umut vermesi gerekiyor. Geçen seçimlerde HDP'nin barajı aşıp aşmayacağı konusu bir motivasyon kaynağı olmuştu. Bu kez AK Parti'nin tek başına iktidar olup olmayacağı bir motivasyon aracına dönüştürülebilir. Bunu başarmak zor değil. Yeter ki AK Parti hatalarından ders çıkarmayı bilsin. Örneğin bu seçimlerde siyah Mercedesler kullanılmayıp, Ray-Ban gözlükler terk edilip, kibirli kampanyalardan uzak durulup, tevazu ve alçak gönüllü hareket edilsin. Gerisi gelir. Çünkü Türkiye 7 Haziran'dan bu yana tek başına iktidarın olmamasının neye mal olduğunu gördü. Toplumda ekonomideki gelişmelerin bir tsunamiye dönüşeceği kaygısı var. Diğer yanda ise yeni formatı ve yeni aktörleriyle çözüm süreci bekleniyor. Ama ondan önce teröre etkili bir darbenin vurulduğu görmek istiyor. Bu süreçte tek başına iktidarın Türkiye için ne denli değerli olduğu anlaşıldı. Adeta özenle korunması gereken kristal bir vazo gibi. AK Parti yeter ki, topluma eski AK parti olduğunu göstersin. Millet onun gereğini yerine getirmeye hazır. Un var, yağ var, şeker var geriye helvayı yapmak kalıyor.