Yeni Şafak Gazetesi Ankara Temsilcisi Abdülkadir Selvi, CHP'nin masadan kalkmasıyla askıya alınan Anayasa Uzlaşma Komisyonu için AKP'nin B planını yazdı. "AK Parti kendi hazırladığı Anayasa taslağını Meclis Başkanlığı'na sunacak" diyen Selvi, "taslağın başkanlık sistemine göre hazırlanacağını" söyledi. "Burada dert başka. Cumhurbaşkanlığını rejimin son kalesi olarak gördüler" diyen Selvi, "Bu uğurda darbeler yapıp, muhtıralar verdiler, 367 kararları çıkardılar. Başarılı olamadılar. Bu kez de dertleri Erdoğan'ı başkan yaptırmamak. CHP bunun için masayı devirdi ama galiba masanın altında kaldı" görüşünü dile getirdi.
Selvi'nin Yeni Şafak'ta "AK Parti’nin B planı" başlığıyla yayımlanan (18 Şubat 2016) yazısı şöyle:
Planı TBMM Uzlaşma Komisyonu'ndan yeni Anayasa'nın çıkmasıydı. Adı uzlaşma olan komisyon uzlaşma sağlanamadığı için dağıldı. A Planı siyasi ömrünü tamamlarsa, B Planı'na geçilecek. Ne olacak? AK Parti kendi hazırladığı Anayasa taslağını Meclis Başkanlığı'na sunacak. AK Parti'nin aslında ilk başta yapması gereken buydu. Uzlaşma adına bir sonuç çıkmayacağı belli olan komisyonda 2 yıl kaybedildi. 1 Kasım seçimlerinden sonra tekrar kurulan uzlaşma komisyonu bu kez usulden, esasa geçilemeden dağıldı. Şimdi CHP çekildikten sonra komisyonun üç parti ile devam edip edemeyeceği merak ediliyor. Uzlaşma komisyonunda iplerin kopmasına CHP'nin üç aşamalı teklifi neden oldu.
1-Uzlaşma komisyonunun ismi değişsin, “Darbe hukukunu tasfiye komisyonu olsun” 2-Cumhuriyetin kurucu felsefesinin yer aldığı Anayasa'nın ilk dört maddesi tartışılmasın. 3-Parlamenter sistem dışında hiçbir sistem tartışılmasın.
Pardon ben mi yanlış biliyorum, bu komisyon adı üstünde “Uzlaşma” komisyonu değil mi? Peki, benim şartlarımı kabul etmezseniz ben çekiliyorum demek, ne demek? Hani CHP'ye göre demokrasi uzlaşma rejimiydi? Eğer teklifi kabul edilirse, o zaman CHP, yüzde 25 oy oranı ile yüzde 75'e tahakküm etmiş olacak. Hem ayrıca CHP bu komisyonun varlığını yeni mi keşfetti? 2 yıl boyunca bu komisyonda görev yaptılar. CHP, darbe döneminde çıkarılan yasa, yönetmelik ve genelgelerin hukuk sistemimizden ayıklanmasını istiyor. Her demokratın altına imza atabileceği bir talep. Ancak bu Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nun işi mi? Adı üstünde o yeni bir Anayasa yapacak, darbe hukukuyla ilgili düzenleme ile yasa, yönetmelik ve genelgelerle ilgili. CHP'nin teklifi ne kadar doğruysa izlediği yol, o denli yanlış. Komisyonda CHP'li Süha Aldan, gerekirse bunun için bir komisyon kurulabileceğini söylüyor. Zaten AK Parti bu konuda kapsamlı bir çalışma yaptı. Başbakan Davutoğlu, seçimlerden sonra CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nu ziyaret ettiğinde bu konuda destek talep etmiş, iki partinin hazırladıkları paketleri birbirine sunabileceğini söylemişti. Reformlardan sorumlu Başbakan Yardımcısı Lütfü Elvan'la daha önce bu konuyu konuşmuştum. Dün aradığımda da bakan komisyonla çalışma halindeydi. Bu çalışma büyük ölçüde tamamlandı. AK Parti, muhalefete giderek darbe hukukunun ayıklanması konusunda destek talep edecek. Uzlaşma sağlanırsa, iktidarı ve muhalefetiyle şeref Meclis'e ait olacak. Bunu kriz konusu haline getirmenin anlamı ne? Anlayan varsa beri gelsin. Uzlaşma komisyonunda kriz patlak verdiği anda AK Parti MYK, Başbakan Davutoğlu'nun başkanlığında toplantı halindeydi. AK Parti, uzlaşmayı sonuna kadar zorlayacak bir yol haritası belirledi. Başbakan Davutoğlu, muhalefet liderlerine masaya tekrar geri dönmeleri yönünde çağrı yaptı. CHP ise dün bir yandan masayı neden devirdiğini anlatmanın telaşı içindeydi, diğer yandan da masaya geri dönüp dönmeme konusuna cevap aradı. CHP'nin, masayı devirmesinin tek nedeni Erdoğan fobisi. Gerekçeleri şu: “Uzlaşma komisyonunda başkanlık sistemi tartışılırken aynı zamanda Erdoğan, başkanlık sistemini anlatmak için sahaya iner. Başkanlık sistemi tartışıldıkça kamuoyundaki destek artıyor. Biz bu tuzağa düşmeyelim”. Bu bir tuzaksa kusura bakmayın ama CHP bu tuzağa çoktan düştü. Zaten bu komisyondan yeni bir Anayasa çıkmayacağı belli. Bu durumda hiç zaman kaybedilmeden AK Parti kendi teklifini Meclis'e sunar ve Cumhurbaşkanı da meydanlara iner. Dün CHP'de üst üstüne toplantılar yapıldı. CHP'nin masaya tekrar dönmesi yönünde temaslar yapıldı. Ancak Selin Sayek Böke, şartları kabul edilmediği takdirde masaya dönmelerinin söz konusu olmadığını açıkladı. Henüz AK Parti'nin nasıl bir Başkanlık sistemi önerisi ile geleceği belli değil. AK Parti'nin önerisi ortaya çıksa, en azından kamuoyuna söyleyecek bir sözünüz olur. “Başkanlık sistemi tartışılabilir, biz tartışılamaz demiyoruz. Başkanlık sistemi derken ne demek istiyorsunuz çıkın halka açıklayın”. Bu sözler CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'na ait değil mi? Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu. Bunun Selahattin Demirtaş'ın, ”Seni Başkan yaptırmayacağız” kampanyasından farkı ne? CHP'deki parti içi mücadele kimi zaman ülke sorunlarının önüne geçiyor. CHP'nin alelacele masayı devirmesinde acaba Baykal'ın son dönemdeki çıkışlarının etkisi var mı? Kulislerde Baykal etkisinin azımsanmayacak ölçüde olduğu yönünde bir kanaat hakim. AK Parti'nin yol haritasına gelince. Sonuna kadar uzlaşmayı zorlayacaklar. Meclis Başkanı İsmail Kahraman'ın liderlere yaptığı çağrının sonucu beklenecek. Eğer CHP masaya dönmezse, üç parti ile yola devam edilecek. Eğer masayı dağıtacaksa AK Parti'nin dağıtması gerekir. Yüzde 50 oy oranı ve 317 milletvekiline sahip olan parti, uzlaşma komisyonunda dört partiden biri olmayı kabul ediyor ama yüzde 25 oy oranı sahip olan parti, yüzde 75'i temsil eden üç partinin iradesini yok sayıyor. Bu bir dayatmadır. AK Parti cephesindeki hava şu: Uzlaşmayı sonuna kadar zorlayacaklar. Bu sürecin tüketilmesi gerekiyor. Futbol deyimiyle söyleyecek olursak, “AK Parti bitti demeden, bu komisyon bitmez” havasındalar. Ancak diğer muhalefet partileri de komisyondan çekildiklerini ilan ederlerse o zaman yeni bir durum ortaya çıkacak. AK Parti'nin B planı o zaman devreye girecek. Başkanlık sistemine göre hazırlanan Anayasa taslağı TBMM'ye sunacak. Burada dert başka. Cumhurbaşkanlığını rejimin son kalesi olarak gördüler. Bu uğurda darbeler yapıp, muhtıralar verdiler, 367 kararları çıkardılar. Başarılı olamadılar. Bu kez de dertleri Erdoğan'ı başkan yaptırmamak. CHP bunun için masayı devirdi ama galiba masanın altında kaldı.