Yeni Şafak Temsilcisi: Erdoğan'ın başkanlığındaki toplantıda Azez'e askeri müdahale masaya yatırıldı

Yeni Şafak Temsilcisi: Erdoğan'ın başkanlığındaki toplantıda Azez'e askeri müdahale masaya yatırıldı

Yeni Şafak Gazetesi Ankara Temsilcisi Abdülkadir Selvi, Türkiye'nin, Suriye'nin kuzeyindeki YPG mevzilerine düzenlediği operasyonun perde arkasını ve yeni planları yazdı. "Ankara'da bir süredir Azez'e yönelik askeri müdahale konuşuluyor" diyen Selvi, "Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında yapılan güvenlik toplantısında bu konunun enine boyuna masaya yatırıldığı biliniyor" ifadesini kullandı.

"ABD ve Rusya Türkiye'yi bunaltmaya çalışıyor" diyen Selvi, "Ama biz bu oyuna gelmeyeceğiz. Tuzakları parçalayacağız. Çünkü buranın adı Türkiye Cumhuriyeti. Demirel'in dediği gibi, 'Türkiye büyük bir devletin adıdır.' Onu ya anlayacaklar, ya da anlatacağız" dedi.

Başbakan Davutoğlu, "YPG, Azez'den uzaklaşacak, Miniğ Havaalanı'nı derhal boşaltacak. Aksi halde karşılık vermeye devam edeceğiz" demişti. 

Selvi'nin Yeni Şafak'ta "PYD’ye yönelik operasyonların mesajı" başlığıyla yayımlanan (15 Şubat 2016) yazısı şöyle:

Türkiye, PYD'nin Fırat'ın batısına geçmesini kırmızı çizgisi ilan etmişti.

Bir süredir Rusya, PYD'yi Cerablus-Azez hattının, Fırat'ın doğusuna yönlendiriyordu. 

Böylece Türkiye'nin kararlılığı test ediliyordu.

İki gündür PYD'nin silahlı kolu olan YPG'ye yönelik yoğun topçu ateşiyle Türkiye, test edilemeyeceğini göstermiş oldu.

Uluslararası ilişkilerde eğer diplomasinizin arkasına gücü koymazsanız inandırıcılığınız olmaz.

Hele burası Ortadoğu'ysa, hele karşınızdaki güç Rusya'ysa, kimi zaman diplomasinin arkasına askeri gücü koymak değil daha ileri gidip askerinizin arkasına diplomasiyi koymak gerekiyor.

Rusya önce giriyor işgal ediyor, sonra ilhak edip, diplomasi masasına 2-0 önde oturuyor.

Ankara'da bir süredir Azez'e yönelik askeri müdahale konuşuluyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başkanlığında yapılan güvenlik toplantısında bu konunun enine boyuna masaya yatırıldığı biliniyor.

Rus uçağının düşürülmesi ve Rusya'nın Suriye'deki savaşa doğrudan katılmasıyla birlikte, Türkiye açısından olumsuz bir konjonktür oluştu. 

Rusya bir süredir Türkiye'yi tahrik etmek için her yolu deniyor. Bize, ”Gel, gel” yapıyor.

Ayrıca PYD'ye Moskova'da temsilcilik açtırmanın ötesinde sahada ciddi bir işbirliği içindeler.

Haseke'de Rusya, Esed rejimi ve PYD ortak harekat merkezi oluşturdu.

Haseke'de ABD'nin genişlettiği havaalanının pistine bugün Rus uçakları iniyor. Ruslar Karkamış'taki havaalanının kapasitesini de genişletti. 

PYD'yi kollayan ABD bunu görmüyor mu? 

ABD, 1. Körfez Savaşı'nda Irak'ı işgal ettikten kısa bir süre sonra PKK, Suriye'den Irak'a taşınmış ve Kandil'e yerleşmişti.

Şimdi Suriye-Irak ve Türkiye üçgeninde, Şengal'de PKK'ya ikinci Kandil hazırlanıyor.

Oyun içinde oyun var.

Özelinde YPG olmak üzere Suriye konusundaki sorunun kaynağında ABD'nin tavrı yatıyor. 

Nihayetinde Rusya'yı Suriye'ye sokan irade, ABD.

YPG'ye yönelik operasyonlarda mesaj verdiğimiz adreslerden biri ne yazık ki müttefikimiz ABD.

Çünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu başta Başkan Obama ve yardımcısı Joe Biden olmak üzere muhataplarına PYD'ye verilen silahların Türkiye'ye doğrultulması halinde vuracaklarını beyan ettiler.

Eğer bu deklarasyonu yaptıktan sonra gereğini yerine getirmeseydik, Türkiye kağıttan bir kaplan olarak anılırdı.

Türkler konuşur ama gereğini yapmaz diye bir algı oluşurdu.

Şimdi ise tam aksi oldu.

Türkler konuşur ve gereğini yapar.

Uluslararası camianın anladığı tek bir dil var. O da güç.

Batı, Ukrayna ve Gürcistan üzerinden Rusya'nın kolunu kanadını kırmaya çalıştı. Ne oldu? Rusya buna Kırım'ın ilhakı ve Ukrayna ile Gürcistan'a askeri müdahale ile cevap verdi. Bugün birçok Batılı ülke Suriye'de yok ama Rusya var.

Hem de Adriyatik üzerinden uçurduğu uzun menzilli ağır bombardıman uçakları, Hazar üzerinden fırlattığı füzeleriyle şov yapıyor.

Daha önce PYD'nin Fırat'ın batısına geçmesini kırmızı çizgisi ilan eden Türkiye, Azez'in doğusundan yapılan bu müdahale karşısında yeni kırmızı çizgilerini açıkladı.

Başbakan Davutoğlu tarafından deklare edilen noktalar şunlar:

1-YPG, koridoru tekrar kırmaya çalışmayacak 2-Derhal Azez'den uzaklaşacak. 3-YPG, Miniğ Havaalanı'nı derhal boşaltacak.

Cumartesi günü Fırtına obüslerimiz Azez'in Maranaz ve Mınıh köylerinde PYD'ye ait iki üssü vurdu. Ayrıca Miniğ Hava Üssü'nde üç araç üzerlerine monte edilmiş doçkalarla birlikte etkisiz hale getirildi.

Miniğ Hava Üssü'ndeki Doçkalar, bölgedeki İHA'lar tarafından tespit edildi ve gereği yapıldı. 

YPG'nin silah deposu olarak kullandığı ve yeni bir operasyon yapmak üzere hazırlık içinde olduğu Sicaraz, Malikiye, Keştear'daki YPG hedefleri de yine topçu atışıyla yerle bir edildi.

Dün de operasyonun ağırlığı Azez'in güneyindeki Tel Rıfat bölgesiydi. YPG, dün Tel Rıfat bölgesine saldırdı. Yüzde 85'i Sünni Arap diğer kısmı Türkmenlerden oluşan önemli bir bölge Tel Rıfat. YPG Mare Dağı'nı düşürmek ve ılımlı muhalifleri çökertmek için geçiş bölgesi olan Tel Rıfat'a yöneldi.

Yoğun toplu atışı sayesinde başarılı olamadı. 

İki gündür süren yoğun topçu atışlarının YPG'ye yönelik operasyonlardan biri olarak geçiştirilemeyecek tarafları var. Örneğin daha önce üç botla Fırat'ın batısına geçmeye çalışan YPG'liler vurulmuştu. Ama o zaman PYD konusunda ABD ve Rusya bu kadar ortak bir cephe oluşturmamıştı.

Bu kez YPG sana atıyorum ABD ve Rusya sen dinle hesabı oldu.

Türkiye, kararlılık gösterdi, ABD ve Rusya'ya rağmen PYD'yi vururum dedi.

Bizim YGP'ye yönelik hedefleri vurduğumuz sırada rejim güçleri Hatay sınır hattındaki Çalıboğazı Askeri Güvenlik Bölgesi'ne havan topu ile saldırdı. Anında karşılık verildi. Rejim güçleri le PYD arasındaki işbirliğini görüyor musunuz?

Stratejik anlamı büyük bir operasyon yapıldı.

DEAŞ'a karşı 22 ülkenin katıldığı koalisyon oluşturuldu. Güya Körfez'den yapılan operasyonlar yeterli olmadı, İncirlik Üssü açıldı.

Sonuç ne?

DEAŞ'a yönelik ciddi hiçbir şey yapılmıyor. Tam aksine Suriye'nin geleceği şekillendirilirken DEAŞ bir varlık olarak kabul ediliyor.

ABD ve Rusya elbirliği içinde ılımlı muhalefeti ortadan kaldırmaya çalışıyor.

Ilımlı muhalefet gidecek.

Esed rejimi, PYD ve DEAŞ kalacak.

11.Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, “Afganistan, Akdeniz'in kıyısına geldi” demişti.

Türkiye'ye ise Pakistanlaşma rolü biçiliyor.

ABD ve Rusya Türkiye'yi bunaltmaya çalışıyor.

Ama biz bu oyuna gelmeyeceğiz.

Tuzakları parçalayacağız.

Çünkü buranın adı Türkiye Cumhuriyeti.

Demirel'in dediği gibi, “Türkiye büyük bir devletin adıdır”

Onu ya anlayacaklar, ya da anlatacağız.