Yeni Şafak Temsilcisi: Musul'dan önce Telafer'e operasyon söz konusu

Yeni Şafak Temsilcisi: Musul'dan önce Telafer'e operasyon söz konusu

Yeni Şafak Ankara Temsilcisi Abdülkadir Selvi, Türkiye'nin 600 askerli bir üs kurduğu Musul’un stratejik iki çıkış noktasının bulunduğunu söyleyerek bunlardan birinin Şengal diğerinin Telafer olduğunu belirtti. “Telafer düşmeden Musul'a yapılacak bir saldırının başarılı olmayabileceğini” ifade eden Selvi, “DAEŞ'in elinde tuttuğu Musul'un can damarlarından biri olan Telafer'e yönelik bir operasyon söz konusu olabilir” diye yazdı.

 

 

 

Abdülkadir Selvi, “Şengal ve Telafer gibi stratejik iki noktayı kaybettikten sonra DAEŞ’in, Musul'a sıkışacağını” savundu.

Abdülkadir Selvi’nin Yeni Şafak’ta “Büyük Musul operasyonu mu yoksa Telafer mi?” başlığıyla yayımlanan (7 Aralık 2015) yazısı şöyle:

Suriye'deki gelişmeleri takip ederken haber Irak'tan geldi.

Cerablus'a operasyonu beklerken, tanklarımızın Musul'a doğru ilerlediği haberini aldık.

Düşürülen uçakla ilgili Rusya ile yaşanan gerilimi takip ederken, operasyon Irak'ta yapıldı.

Türkiye aynı anda birkaç hedefe yönelik operasyon yapabilen bir ülke.

24 Kasım'da Rus savaş uçağını vurduğumuz gün, 18 uçakla Kuzey Irak'ta Metina, Zap, Avaşin-Basyan, Hakurk, Gara ve Kandil bölgesine yönelik sınır ötesi harekat yapılıyordu.

Yine aynı gün sınır içinde ise Hakkari bölgesinde 6 F-16 uçağı PKK hedeflerine yönelik operasyon yapıyordu.

Rusya'yla yaşadığımız gerilimin üzerine gelmesi nedeniyle bu hamle moral üstünlük sağladı.

Bay Putin bunu bir yere not eder umarım.

Kürtler DAŞE'e karşı en büyük başarıyı Şengal'de sağladı. Peşmerge, başarılı bir kara savaşı ile DAEŞ'i yendi, Şengal'i kurtardı.

Hatırlarsanız Şengal düştüğünde Ezidiler günlerce dağlarda mahsur kalmış, kendilerine helikopterle yardım indirilip, 90 bin Ezidi Türkiye'ye getirilmişti. Ezidilerin de Kürtlerin de Türkmenlerin de Arapların da yurdu olan Şengal, Türkiye'nin de katkılarıyla DAEŞ'ten kurtarıldı. Özel Kuvvetlerin, Peşmerge'nin Şengal'e girişinde oynadığı kritik rolü, Barzani yönetimi iyi biliyor.

Türkiye'nin Peşmergeye verdiği eğitimin operasyon sırasında ne kadar önemli olduğu ortaya çıktı. Bu durum Peşmergenin özgüven kazanmasına yol açtı. Hatırlarsanız DAEŞ, Musul'u aldıktan sonra Erbil'e yönelmiş, Peşmerge, karşısında duramamıştı. Erbil'in düşmesi an meselesiydi.

Peşmerge komutanlarından Tuğgeneral Kemal Ömer, Şengal'de, sokak savaşlarında çok başarılı olduklarını ve az bir zayiat vermek suretiyle şehri geri aldıklarını anlatmıştı. Peşmerge komutanı Ömer, attığı ilk tanksavar mermisiyle DAEŞ tanklarını vuran Peşmergeye eğitimi nereden aldığını sorduklarında, ”Tabi ki Türkler tarafından eğitildim” dediğini anlatıyordu. Başbakan Davutoğlu, Türk askerinin Peşmergeye eğitim verdiği Diyana Kampını ziyaret etmişti.

Bir tabur büyüklüğündeki askerimizin Beşika'ya intikali 2 Aralık Çarşamba günü başlıyor, Cuma günü saat 17.00'de tamamlanıyor. Beşika, Dohuk, Musul, Erbil ve Telafer bağlantısında kritik bir mevkide yer alıyor.

Askerlerimizin Beşika kampına yerleşmesi, büyük Musul operasyonunun ayak sesleri olarak görülebilir mi?

Bu sorunun cevabına geçmeden önce, Beşika kampının stratejik özelliklerini sıralamak istiyorum.

1- Beşika, Türkiye sınırına en yakın noktadaki kampımız olacak. Burada terör ve istihbarat konusunda yüksek donanımlı subaylarımız yer alacak. Beşika kampına, Türkiye'den sadece karargah hizmetlerini yürütmesi için sınırlı sayıda asker gönderildi. Ama asıl donanımlı birliklerin intikali, Sero ve Kanimasi üslerinden sağlandı.

2-Musul örgütü olarak da anılan DAEŞ, en büyük gücünü Musul'dan temin ediyor. DAEŞ, yüzde 80'i Arap olan Musul'u ele geçirmekle birlikte hem Merkez Bankasındaki paraların sahibi oldu, hem de bir şehri yönetmek suretiyle dünya kamuoyunun önüne çıktı. Kendince bir “şehir devleti” oluşturdu. Amerikalıların Irak ordusuna verdiği silahları ele geçirdi, ayrıca insan kaynağının bir bölümünü buradan temin ediyor.

Musul'un stratejik iki çıkış noktası var. Biri Şengal diğeri ise Telafer. DAEŞ kısa süre önce Şengal'i kaybetti, tek çıkış noktası olarak Telafer kaldı.

3-Beşika tam anlamıyla bir eğitim kampı olacak. Peşmergelerin eğitiminde alınan başarılı sonuç nedeniyle Barzani yönetimi Beşika kampına izin verdi. Başbakan Davutoğlu da altını çizerek, ”Türk askeri Musul'da eğitim faaliyeti için bulunuyor” dedi.

Beşika'da Peşmergelere eğitim verilecek. Ayrıca DAEŞ'ten önce Musul Valisi olan Esil Nuceyfi'ye bağlı Sünni Araplardan oluşan birlikler de bu eğitimden yararlanacak. Nuceyfi ailesi Sünni Araplar içinde saygınlığı olan bir aile.

4-Beşika kampı, Telafer'deki Türkmenler açısından da önem arz ediyor. Telafer'de DAEŞ'le mücadele eden Türkmenler, Beşika'da Türk subaylarınca eğitilecek. Suriye'deki Türkmenlerin olduğu gibi Irak'taki Türkmenlerin hamisi de Türkiye. Zaten aksi düşünülebilir mi? Devlet Bahçeli gibi Türk milliyetçiliği demekle, olmuyor bu işler. Türkmenler için ne yaptın Sayın Bahçeli. Türkmenlere yardım götüren MİT Tırları operasyonunu destekleyerek Türkmen davasına hizmet edilir mi?

Gelelim “Büyük Musul” operasyonuna. Başbakan Davutoğlu da açıkladı. Şimdilik, ”Büyük Musul Operasyonu” gözükmüyor. Ama önce DAEŞ'in elinde tuttuğu Musul'un can damarlarından biri olan Telafer'e yönelik bir operasyon söz konusu olabilir. Musul'un stratejik iki noktası olan Şengal, DAEŞ'ten alınmıştı, DAEŞ, Telafer'den atılırsa, Musul'da sıkışıp kalacak. Onun için Şengal operasyonunda olduğu için Kürt, Arap ve Türkmenlerin iyi eğitilmesi gerekiyor. Telafer düşmeden Musul'a yapılacak bir saldırı başarılı olamayabilir. Şengal ve Telafer gibi stratejik iki noktayı kaybettikten sonra DAEŞ, Musul'a sıkışacak.

Ancak Musul'da unutulmaması gereken bir nokta var. Musul'un yüzde 80'ini Sünni Araplar oluşuyor. Irak yönetiminde Sünni Araplara yer açılıp, Bağdat'ta temsil alanları genişletilmeden Musul'a yapılacak bir saldırının başarı şansı yok. Başbakan Davutoğlu'nun, Dışişleri Bakanı olduğu dönem gitmiştim Musul'a. Bağdat, Erbil, Basra arasında beni en çok ürküten Musul olmuştu. Amerikalılar Musul'a nefes aldırmıyordu. Şehir adeta açık hapishaneye dönmüştü. Zaten kısa bir süre sonra şehir DAEŞ'in eline geçti. Ne zaman ki DAEŞ'in arkasındaki Sünni Arap desteği zayıflatılır, o zaman Musul'un direnci kırılmış olur.

O nedenle önce Telafer, sonra ”Büyük Musul” operasyonu…