Yeni Şafak yazarı Aktay: Taliban kadınlar konusunda hiç beklenmedik mesajlar verdi, hakkında üretilmiş algı operasyonunun kurbanı

Yeni Şafak yazarı Aktay: Taliban kadınlar konusunda hiç beklenmedik mesajlar verdi, hakkında üretilmiş algı operasyonunun kurbanı

 Yeni Şafak yazarı Yasin Aktay, bugünkü "Taliban mı çok değişmiş, biz mi yanlış bilmişiz?" başlıklı yazısında, Taliban'ın en kötü şöhreti olduğu kadınlara müdahale konusunda bile hiç beklenmedik mesajlar verdiğini belirterek, “Belli ki herkesin Taliban hakkında duyduğu ve bildiği her şeyi unutması gereken bir noktadayız. Taliban hakkında üretilmiş birçok algı operasyonunun nasıl bir kurbanı olduğumuzu her seferinde hayretle göreceğiz” dedi.

Aktay, Taliban’ın başkent Kabil’e öngörülenden hızlı girmesinin işlemekte olan bir ABD planı olduğunu ve Afganistan'ı Taliban’a bıraktığını, daha sinsi planları olduğunu öne sürdü. Afganistan’da ABD için çok açık bir hezimet görüntüsü oluştuğunu ve Amerikan efsanesinin çöktüğünü  yazan Aktay “Sadece kendi askerleri değil, 20 yıllık süreç içinde kendisiyle iş birliği yapmış herkesin havaalanında, ülke sınırlarında verdiği görüntü ABD’ye güvenerek onunla kendi ülkesi aleyhine iş birliği yapmanın eninde sonunda feci bir şekilde ödenecek bir bedeli olduğunu da söyletti cümle aleme. Bu saatten sonra kendi ülkesinin aleyhine kim ABD ile iş birliği yapmayı göze alabilir?” diye sordu.

Taliban’ın sön dönemdeki ilerleyişini anlatan Aktay, Taliban’ın başkent Kabil’i almasının ABD Başkanı Biden’ın da kesinlikle öngöremediği bir durum olduğunu öne sürdü, “Afganistan’ı elbette Taliban’ın da ortak olduğu yeni bir siyasi oluşuma bırakmak vardı ama tamamen Taliban’a terk etmek yoktu hesapta” dedi.

“Hesapta olmayan gerçek oldu. Neresinden bakarsanız, Taliban açısından 20 yıllık sabırlı ve kararlı bir direnişin sonucu olarak ortaya çıktı bu tablo” diyen Aktay, yazısına şöyle devam etti:

“Taliban kendisi hakkında üretilen algı çalışmalarıyla fazla ilgilenmeden Afgan halkının kendi içinde yaşadığı huzursuzluğa, işgalin sonuçlarına, yolsuzluğa ve kötü idareye karşı sessiz sedasız Afgan halkının büyük çoğunluğunu yanına çekmeyi başardı. O yüzden girdiği hiçbir şehre zorla girmedi. Hepsine de Kabil’e girdiği gibi kolaylıkla girdi. Çünkü girdiği yerde halkın büyük çoğunluğu onu kabulle karşıladı. O da zaten girdiği şehirlerde bazılarının beklediği gibi katliamlar yapıp kan dökmedi, dehşet ve korku salmadığı gibi yönetim kadrolarında ciddi bir değişikliğe bile gitmedi. Herkesin işine gücüne kaldığı yerden devam etmesini istedi.

En çok kötü şöhret bulduğu kadınlara müdahale konusunda bile hiç beklenmeyen mesajlar verdi. Kadınları bırakın eve kapatmayı veya barbarca cezalandırmayı, hükûmette çalışabileceklerini bile ilan etti.

Normalde bu çapta bir askeri başarı kat etmiş bir hareketten beklenebileceğin aksine şehirde hiçbir güvenlik boşluğu, yağma, tecavüz veya taşkınlık olmadı. Bilakis başkanlık sarayını ele geçiren Taliban komutanları ve askerleri burada bütün huşuları ve tevazuları içinde ağlayarak okunan Nasr suresini dinlediler.

Belli ki herkesin Taliban hakkında duyduğu ve bildiği her şeyi unutması gereken bir noktadayız.

Yine tabii, gündemimize tekrar bütün hızıyla ve şaşırtarak giren Taliban’ı hayretle izlemeye devam edeceğiz. Muhtemelen bu esnada ya Taliban çok değişmiş diyeceğiz veya belki de Taliban hakkında üretilmiş birçok algı operasyonunun nasıl bir kurbanı olduğumuzu her seferinde hayretle göreceğiz.”

Yazının tamamını okumak için tıklayın