Yeni Şafak yazarı: Çözüm süreci dedik, büyük kazık yedik, 800 şehit verdik; Irak'ta Kürt devletini tanıyacak mıyız?

Yeni Şafak yazarı: Çözüm süreci dedik, büyük kazık yedik, 800 şehit verdik; Irak'ta Kürt devletini tanıyacak mıyız?

Yeni Şafak yazarı Faruk Aksoy, 7 Haziran seçimlerinden sonra "buzdolabına kaldırılan" çözüm sürecini eleştirerek "Çözüm süreci dedik, kazığın büyüğünü yedik, şehirlerimiz işgal edildi, 800 şehit verdik, zor temizledik. Irak'taki Kürt devletini tanıyacak mıyız?" diye sordu.

Faruk Aksoy'un Yeni Şafak gazetesinin bugünkü (2 Mart 2017) nüshasında yayımlanan 'Kürt devletini tanıyacak mıyız?' başlıklı yazısı şöyle:

Mesut Barzani, Irak'ın kuzeyinde bağımsızlık ilan ederse, Türkiye'nin tavrı ne olacak? Türkiye, Fırat Kalkanı ile elde ettiği psikolojik üstünlüğe güvenerek, bölgede bağımsız bir Kürt devleti kurulmasına müsaade edecek mi? Daha 27 ay önce Peşmerge'nin, Suruç'tan Ayn el-Arab'a(Kobani) geçişine izin verilmesinin bile ne kadar büyük bir yanlış olduğu konuşulmadı mı? Irak'ta bağımsızlığını ilan etmeye hazırlanan Kürtlerle, Suriye'de ve Türkiye'de bağımsızlık isteyen Kürtleri, Türkiye'nin gözünde ayıran şey nedir? Bu saatten sonra Suriye'nin toprak bütünlüğünü koruması mümkün değil; Cenevre'de, Suriye Kürtlerine, Barzani tipi bir özerklik verilirse, Türkiye bu duruma nasıl ve hangi hakla itiraz edecek? Daha da önemlisi, Türkiye, Kandil'e ve Kandil'deki PKK varlığına rağmen, Barzani'nin devletini tanırsa, ya da sessiz kalırsa, Suriye'deki Kürt oluşumuna itiraz etme hakkını da kaybetmeyecek mi? Fırat'ın doğusu, Türkiye'ye ne kadar uzak bir yerdir ki, silahlı terör unsurları oraya çekilince Türkiye kendini güvende hissedecektir? *** Bu sorular tekere çomak sokmak için sorulmuş sorular değildir; bilakis bu sorular, önümüzdeki dönemde, Türkiye'nin kendi kendine soracağı çok ağır sorulardır, sadece erken sorulmuştur. Sorulması gereken başka sorular da vardır… Mesela Barzani'nin, Demirtaş'ın tutukluluk haline itirazı, salıverilmesi yönündeki talebi haddi aşan, hukuka sığmayan bir talep değil midir? Barzani, çözüm sürecini sabote eden PKK'nın şehir işgallerinde HDP'den destek aldığını bilmesine rağmen sağda solda, “Demirtaş'a tahliye” açıklamaları yaparak kime ne mesajı vermektedir? Ve yine mesela, Barzani'nin 15 Temmuz gecesi ne yaptığını, kimlerle görüştüğünü, kimin yanında durduğunu bilen var mıdır? O gece Mesut Barzani, İncirlik Üssü tarafından gelişmelerden haberdar edilmiş midir? At izinin it izine karıştığı şu dönemde Türk devleti, PKK'yı, PYD'yi, Peşmerge'yi birbirinden nasıl ayıracaktır, ayırsa kime ne faydası olacaktır, bu örgütlerin hepsinin amacı uzun vadede Türk topraklarınıda içine alan bağımsız bir Kürdistan kurmak değil midir? Amerika'nın, PKK'ya ve PYD'ye verdiği silahlarla Peşmerge'ye verdiği dolarlar arasında ne fark vardır, hepsi aynı amaç için verilmemiş midir? Ve yine önümüzdeki dönemde, Irak topraklarında kurulacak bağımsız bir Kürt devleti, İrandestekli Şii Araplarla, Kürtler arsasında yeni bir savaşı tetiklerse, Türkiye'nin tavrı ne olacaktır? *** Şahsen ne benim, ne de güzel ülkemin ırk temelli bir hesabı yoktur, olamaz, olsa da günahtır. Bu coğrafyanın kaderi bu soruları sormayı emrediyor bize. Kimseye tarih dersi verecek değilim, herkes her şeyi biliyor; Türkler, muazzam mazilerinin hiçbir döneminde, hiçbir yerde bir Kürt devletiniyıkarak orayı ele geçirmemişlerdir. Bu dünyada bir Kürt devletinin neden kurulmadığının hesabını en son Türklere sorabilirsiniz! Osmanlı topraklarından her kabileye bir devlet çıkaran şeytan, Kürtleri niçin ıskalamış acaba, öğrenseniz de bizi de anlatsanız ya! *** Türkler, Ötüken'den ayrılıp 1500 yıldır Batı'ya doğru yürüyorlar. Bugüne kadar elde ettikleri topraklara da etnik kökenleri farklı Müslüman halkları yerleştirdiler. Türklerin adaleti ve cesareti, önce Müslüman ahali arasında yayıldı, kabul gördü. Balkanlar'dan, Kafkasya'dan milyonlarca Müslüman, can havliyle sığındı bu vatana, yaşadı, nefes aldı, kök saldı. Kürtler, hiçbir zaman göçebe olmadılar, hep buradaydılar, burada yaşadılar, buranın yerlileriydi, kabul… Fakat hiçbir zaman da zalimin tokadını enselerinde hissetmediler, Doğu'da Rus'un Çarına, Batı'da Bizans'ın İmparatoruna, bu aziz millet diklendi, cepheden cepheye koştu, sadece Hicaz-Yemenbölgesinde 2 milyon şehit verdi. İsyancılar, İngiliz'in bahşettiği krallık tacını yalarken, Fahrettin Paşa, Medine'ye su getirme derdindeydi. Hesap görmeye kalkarsak borçlu çıkarsınız, haberiniz olsun. *** Çözüm süreci dedik, kazığın büyüğünü yedik, şehirlerimiz işgal edildi, 800 şehit verdik, zor temizledik. Suriye'ye girdik, onlarca şehit verdik, terör hattını kestik, güvenli bölgeyi kendi kendimize oluşturduk. Şimdi yavaş yavaş masaya doğru gidiyoruz, asıl kıyamet orada kopacak. İbrahim Karagül'ün dediği gibi, güvenli bölgeyi, güvenli terör bölgesine çevirmesinler de... Amerika, birden bire Irak'ı, yasaklı Müslüman ülkeler listesinden çıkardı, çok ilginç, çok çok ilginç!... Demek ki Irak'ın yeni haritasını çizdiler, bize onaylatmaya çalışıyorlar. Kabul etmeyelim…